Adamýn biri bostana girmiþ, kavunlarý koparýp koparýp çuvala dolduruyormuþ. O sýrada bostanýn sahibi gelmiþ, adamý iþ üstünde yakalamýþ. Adam bakmýþ, tepesinde bostan sahibi duruyor:
- Aþýrý fýrtýna vardý da, uçup gitmemek için bostana tutundum, demiþ.
Bostan sahibi býyýk altýndan gülmüþ:
- Ýyi de, demiþ, ya þu çuvaldakiler ne?
Adam çok piþkin cevap vermiþ:
- Vallahi ben de onu düþünüyordum, acaba ne?
HDP’ye þu ana kadar sorulmayan soru þu:
- Beyler, Doðu - Güneydoðu’da köylerden gelen sandýk sonuçlarý yayýnlanýyor. Tek iptal yok, tek fire yok, korkudan sandýk kuruluna gelmeyen baþkanlarýn oyu dahil, bazen ölenler, bazen o gün köyde olmayanlar dahil bütün oylar HDP’ye çýkmýþ. Stalin’in Sovyet Rusyasý’nda, Esed’in Suriyesi’nde, Mübarek’in Mýsýrý’ýnda dahi olmayan þey Þýrnak’ýn, Diyarbakýr’ýn, Van’ýn köylerinde olmuþ, nasýl iþ bu? Belki siz bile bu kadarýný beklemiyordunuz þaibe görüntüsü verip ele güne rezil olmamak için. Buna dair bir sözünüz olacak mý?
Bu soruya nasýl cevap verir HDP’liler bilmiyorum.
Ama onlar bile, bunca çarpýk görüntüye raðmen hadisenin ülke çapýnda yeterince gündem olamamasý karþýsýnda þaþýrmýþ olmalýlar.
Þaþýrmýþlar mýdýr, o da ayrý bir mesele.
Bu seçimde çok özel bir koruma ve destek gördüklerini düþündüklerinde belki de, þaþkýnlýðý býrakýp, firesiz sandýk raporlarýný keyifle seyretmiþlerdir.
Hükümet adýna bu iþ yalnýz Yalçýn Akdoðan’ýn derdi olmakla kalmýþ gibi gözüküyor. Parti teþkilatýnýn tepkisi de çok sýnýrlý. Kimbilir belki de “Hükümet olarak sandýk güvenliðinden siz sorumlu deðil miydiniz?” gibi bir soruya muhatap olma endiþesi ellerini - kollarýný - dillerini baðlýyordur. Hükümetin þu anda en azýndan, yeni bir seçimde Doðu - Güneydoðu’da vatandaþýn özgür biçimde oy kullanabilme imkanýný nasýl saðlayacaklarý konusunda kafa yormasý gerekiyor.
Muhalefetin de sesi çýkmýyor bu acayip listeler karþýsýnda. MHP’nin bile sesi çýkmýyor, dersek ortada nasýl bir bilinçli suskunluk olduðu daha iyi görülecektir. Hem MHP hem CHP adýna sürdürülen bu suskunluk “Bizim zaten karþýlýðýmýz yok Doðu - Güneydoðu’da, seçim güvenliði de sadece Ak Parti’nin oylarýný koruyacak, o zaman ne lazým bize seçim güvenliði!” diye mi düþünülüyordur?
Daha acayibi, Yüksek Seçim Kurulu’ndan en küçük bir hamlenin gelmemesi deðil midir?
Yani YSK, o skandal listeleri çok normal mi görmektedir? YSK’nýn görevi vatandaþýn oyunu özgürce kullanmasýný saðlamak deðil midir? Eeee, bu listeler özgürce verilmiþ oylarý mý yansýtmaktadýr?
Bir de þu: Diyelim yarýn yapýlacak bir seçimde YSK bu çarpýklýðýn giderilmesi için herhangi bir tedbir almayý düþünmekte midir?
AGÝT gözlemcilerine ne demeli? Þu ana kadar týk yok.
“Sandýk hilesini önlemek için” oluþturulan sivil inisiyatiflere ne demeli? Hayret nasýl da görünmez oldular birdenbire! Hani o binlerce gönüllü, onlardan bir teki bile Þýrnak’ýn, Van’ýn, Diyarbakýr’ýn köylerine gitmedi mi? Köylerden gelen þu skandal sandýk raporlarý onlara hiçbir þey demiyor mu?
Kadýn kuruluþlarýna soralým: Doðu - Güneydoðu’da oylarýný Tayyip Erdoðan sevgisi ile verecekleri düþünülerek kadýnlara özellikle oy kullandýrýlmadý, bütün oylarý kocalarý kullandý, iddiasý üzerinde neden hiç durmadýlar?
Seçimler öncesinde “hile kampanyasý”na odun taþýyan Gülen Camiasýnýn medyasýnda neden en küçük bir sorgulama yok bu skandal listeler hakkýnda?
Hürriyet, Milliyet, Cumhuriyet’teki köþelerde neden tek cümle ile sorgulanmaz bu listeler?
Burada asýl soruyu soralým:
- Ak Parti iktidarýný vuracak her þey meþrudur, yaklaþýmý ile mi bakmalýyýz bunlara? Ak Parti iktidarýný HDP’nin barajý geçmesi vuracaktý, öyle ise HDP’ye barajý aþtýracak her þey, hangi araç kullanýlmýþ olursa olsun, kabule þayandýr, mý demeliyiz?
Ve bunun adý siyasi ahlak olmalý öyle mi?
Hayýr beyler bunun adý ahlakýn çürümesidir.
Ve bunun adý, sýrf Ak Parti düþmanlýðý ile ülkenin büyük bir bölümünde vatandaþýn özgürce oy verme hakkýnýn gasp edilmesine müsamahadýr.
Çözüm süreci Doðu - Güneydoðu’da derin tahakkümü ortadan kaldýrma ameliyesi idi. Ne diyecek þimdi Kürt vatandaþ:
“- Esir-i örgüt olduk gerçi kurtulduk esaretten!”