HDP/PKK siyasetini saðýndan solundan biraz yontarak seçimlere sokmak isteyenler çabalayýp duruyorlar. Bir ay sonra sandýk kurulacak ama terör ve þiddet durmuyor. Ýzahý zor bir durum bu.
Þiddet ve terörü elden býrakmayan PKK, HDP’ye oy isterken; HDP, PKK’den farklý bir parti olduðunu söylüyor ya da söylemek zorunda kalýyor. Çünkü HDP’ye oy veren seçmenin sadece %3’ü olup biten tuhaflýklarýn üzerine biraz düþünürse HDP barajýn altýnda kalabilir. HDP’liler zor durumdalar. Kamuoyuna izah etmede çaresiz kaldýklarý bu zorluklarýn aþýlmasý için, kendi içlerinde farklý tartýþmalar yapýyorlar. Diyorlarmýþ ki çok ýsrar ettik ama PKK’yi bayram günlerinde bile maalesef durduramadýk. Bayram gününde bile durdurulamayan PKK, seçim günlerinde de durmayacak, bu gerçek bütün aðýrlýðý ve sonuçlarýyla ortada.
Bunun siyasi bedelini ödeyecek olan ise HDP’dir.
Haziran seçimlerinde, HDP barajý aþmasa, iç savaþ çýkar dediler ve toplumu yeni 6-7 Ekim olaylarýyla korkuttular.
Þimdi de benzer þeyler söylemeye baþladýlar:
HDP barajý aþmasa, Kürt siyaseti temsil edilemezmiþ, edilemese huzursuzluk çýkarmýþ, PKK’nin eli güçlenirmiþ ve daha buna benzer söylemler.
Oysa, PKK, bana kalýrsa Türkiye’yle gemileri yaktý.
Türkiye’yle gemileri yakan bir PKK’nin HDP de umurunda olmaz.
HDP’liler bunu biliyorlar ama bu gerçeði HDP tabanýyla konuþacak cesaretleri yok.
PKK’nin gözü kulaðý Suriye’de. Türkiye’de deðil artýk. Suriye’ye dizayn vermeye çalýþanlar, PKK’ye Rojava bölgesinin, ancak Türkiye’den belli bir toprak parçasý koparýlabilirse bir iþe yarayabileceðini tavsiye ediyorlar. PKK’nin asýl stratejisi bu. Diðer her þey bu stratejiye hizmet ettiði oranda kýymetlidir. PKK’yi HDP’nin mecliste olmasý ilgilendirmiyor. Sebebi çok açýk: Seçimlerden sonra Türkiye’yi ya tek baþýna bir parti-güçlü bir olasýlýk olarak AK Parti- veya AK Parti’nin içinde olacaðý bir koalisyon hükümeti yönetecek. Siyasi istikrarsýzlýk sona erecek. Peki HDP barajý aþýp meclise gelse, istikrar sürecine yeniden girecek olan Türkiye’de þiddet ve terör sürmeye devam ederse, HDP siyaseten ne yapacak, ne yapabilecek?
Eli kolu baðlý bir HDP’nin kime ne faydasý olacak?
PKK’ye dönüp ‘Durun bir dakika, devrimci halk savaþý ve sivil siyaset talebi bir arada olmaz, ikisinden birini seçmek zorundayýz’ demedikçe, diyemedikçe, PKK þiddeti ve terörünü meþrulaþtýrma çabasý ve bu teröre gerekçeler icat etmekten baþka HDP’nin yapabileceði fazla bir þey yok.
Öte yandan, HDP’li baþkanlarýn yerel yönetim serüvenine de PKK bugün fena halde müdahil olmuþ durumda. Belediyeler, hendeklerin kazýlmasý faaliyetlerine katýlmak zorunda kalýyorlar, bu alandaki lojistik destek önemli oranda belediyelerden saðlanýyor. Yerel yönetimlerin meþruiyetini oldukça zora sokan bir durum bu ve maalesef belediye baþkanlarýnýn tutuklanmasýyla sonuçlanýyor.
Türkiye’de devlete ve mevcut siyasi rejime raðmen bir iktidar alaný oluþturmak çabasýnýn, öz-yönetimle hiçbir alakasýnýn olmadýðýný baþta Kürt halký olmak üzere herkes görüyor. PKK’nin askeri ve siyasi olarak böyle bir alaný elde etmesi ve korumasý mümkün deðildir. Mümkün olmadýðýný PKK’yi yönetenler de iyi biliyor. Umutlarý, halkýn bu þiddet ortamýna daha fazla dayanamayýp isyan etmesi, güvenlik güçleriyle karþý karþýya kalmasý. Ama bu da olmadý, deneniyor ve olmuyor. Halk öz-yönetim hendeklerinin baþýna geçip sabahlara kadar o hendekleri koruyacaðýna, tersine, hendeklerle paramparça olmuþ o ilçelerden, fýrsat bulduðunda kaçýyor.
Bu koþullarda bile, HDP’nin mecliste olmasýný sonuna kadar desteklemek lazým. Türkiye PKK terörüne karþý mücadele ederken, demokratik hak ve özgürlüklerden tasarruf etmeyeceðini her defasýnda söylüyor. Bu demokratik zemin korunacaksa, evet HDP mecliste olmalý. Ama bazý aydýnlarýmýz, yukarda anlatýlanlarý hesaba katmadan, HDP’yi asýl tehdit eden gerçekleri görmek istemeden, HDP’nin bir çeþit koruma altýna alýnmasýný talep ediyor. Bu talep elbette haklý bir taleptir. Þahsen hiçbir itirazým yok. PKK’nin izlediði siyaset, hakikaten daha büyük felaketlere yol açabilir. Bu felaketleri yaþamak istemiyorsak, gün gelir iþe yarar diye, HDP’nin her þeye raðmen siyasi ve sivil bir imkan olarak yoluna devam etmesini istemeliyiz. Ama sanki HDP’nin elini kolunu siyasi yasaklar, engeller týkýyor ve AK Parti HDP’nin mecliste olmamasý için özel tedbirler uyguluyormuþ gibi analizler yapmak doðru deðil. HDP’nin elini kolunu baðlayan PKK’dir. HDP, korunacaksa, HDP’nin, her þeyden önce bu korumayý istemesi ve ‘devrimci halk savaþý’ stratejisine toplumla beraber karþý çýkmasý, dahasý kendi siyasi zemin ve alanýný cesur bir biçimde korumasý gerekir.