Okumuþ-yazmýþ, inandýðý dinin ana hassasiyetlerine hakim bir Müslüman’ýn,faizin tüm insanlýk açýsýndan tamir edilemez yýkýcý kimliðini görmezden gelmesi mümkün mü, hayýr!..
Bir Müslüman’ýn, “piyasa koþullarý, çaðdaþ ekonomi” gibi yaldýzlý laflarýn arkasýna saklanan vahþi kapitalist sistemin ana motoru olan faize karþý durup, insanlýðý bu beladan kurtarmak için çözüm yollarý aramasý garip bir durum mu, hayýr!..
Günümüz dünyasýnda eþitliði hedefleyen her insanýn, dini inancý ne olursa olsun, ana amacý, tabii ki, faiz denilen sömürü aracýnýn ortadan kaldýrýlmasý olmalýdýr…
Her kim, faiz tartýþmalarýna dini hassasiyetleri sokuþturarak iþi boðmak, tartýþmayý esas hedefinden saptýrmaya çalýþýyorsa, bilin ki, “faizci sömürü sisteminin bekçi köpeði, bir alçaktýr…”
Tartýþmanýn dini hassasiyetler kadar insanlýða karþý duyulan ortak sorumluluk boyutu vardýr, örneðin, bu satýrlarýn yazarý, Erdoðan’a göre daha seküler bir kiþidir ama, “faizsiz bir dünya ekonomik düzeni” konusunda belki daha sert duruþ sergilemektedir.
Bakýyorum, Erdoðan’ýn Merkez Bankasý’nýn baðýmsýzlýðý ve bu kurum üzerinden küresel finans oligarþisinin zorladýðý faiz oranlarýna karþý çýkmasý, iç ve dýþ belirli mihraklar tarafýndan “dini þartlanmasý yüksek bir siyasetçinin çýkýþlarý” olarak deðerlendiriliyor, yani faize karþý olmak, neredeyse DAEÞ’li olmak gibi bi’þey olarak gösteriliyor, geçiniz…
Önce de söyledim, tekrarlýyorum:1- Merkez Bankasý baðýmsýzlýðý emperyalist bir palavradýr, 2- Ýnsanlýðýn geleceði için faiz ortadan kaldýrýlmalýdýr.
Lafý uzatmayacaðým, genç ilahiyat mezunu Ýrem Kurt, Doç.Dr. Ýsmail Taþpýnar gözetiminde çok önemli bir konuyu harika özetlemiþ, http://www.ti-entertainment.com/Yz-26-15-Yuzyila-Kadar-Kilise-Hukukunda-Faiz-Yasaginin-Temellendirilmesi.html
Faiz, Hýristiyan inanç sisteminde 15’nci yüzyýla kadar yasaktýr, öyle ki, 1139 yýlýnda kurulan ekümenik karaktere sahip Lateran konsülünde, faiz yiyenlerin Hýristiyan usullere göre gömülmeyeceklerine karar verildi.
Katolik Hýristiyanlýk, Müslümanlýk gibi deðildir, inanç sistemine “kul parmaðýnýn fazla girdiði” bir yapý sergiler, faiz konusu önce 15’nci yüzyýl sonlarýnda günümüzün Evanjelik/Musevi ekonomik sisteminin baþlangýcýný oluþturan Protestanlýðýn ortaya çýkmasýyla yumuþatýlmýþ, 19’ncu yüzyýlda da Papa 7.Pius tarafýndan ani bir kararla ortadan kaldýrýlmýþtýr. Yani, kilisenin faizi kabullenmesi 200 yýllýk bir meseledir.
(Papa 1.Francis, geçen ay, Katolik kilisesinin insanlýðýn toplam servetinin yarýsýný yüzde 1’lik mutlu azýnlýða peþkeþ çeken faizci sistem karþýsýnda asla sessiz kalmayacaðýný açýkladý, bu konuda bir geri dönüþ iþareti verdi.)
Ýslam açýsýndan bu tür bir reforma(!) imkan yok, çünkü Kuran-ý Kerim’in bu konuda ayetleri açýktýr. Birini buraya alalým yeter: Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve gerçekten mümin iseniz faizin kalanýný artýk býrakýn” (2/278)
Gazalikonuyu yorumlarken þöyle der: Faiz parasýyla hayýr iþi görebilirsiniz, ama bu size sevap yazmaz, belayý def eder.
Bir Müslüman’ýn faize karþý olmasýný sorgulamak kadar dünyada aptalca bir çaba olamaz. Bunu Papa 1.Francis veya Patrik Barthelemeos yapmaz, dünyadaki sömürü düzeninin paralý sözcü ve uþaklarý yapar!..
Konunun tarifi nettir: Faiz, insanlýk açýsýndan sömürü, hormonlu büyüme, eþitsizlik, fakirlik, savaþ ve ahlaksýzlýk demektir.
Keþke, Erdoðan, bugün itibariyle bu illetten kurtulmamýz için kollarý sývasa…