Hedeflerinde bir NATO DARBESÝ mi var, evet…

Milli Savunma Bakaný Hulusi Akar ile Genelkurmay Baþkaný Orgeneral Yaþar Güler, Pentagon’da “kadim müttefike gösterilen ihtimamla” karþýlandýlar. Suriye aðýrlýklý bir müzakere olduðu ifade ediliyor. 

Suriye meselesini, öyle-böyle hallederiz, zorluklar zaman alýr, Orgeneral Güler’in yerinde olsam, muhatabým, Orgeneral Joseph Dunford’a, tek cümle söylerdim: Elini, komuta ettiðim ordunun içinden çek!..

Çünkü durum açýktýr. 

FETÖMETRE ve ankesörlü telefon soruþturmalarý emperyalistin beklemediði darbeler oldu, izliyorsunuz, her gün yüzlerce CIA baðlantýlý asker tutuklanýyor bu ülkede. 

15 Temmuz’un üniformalý hainlerinden Erkan Öktem, dönemin TEM Daire Baþkaný Aslan’ý baþýndan vurmuþ, korumasý Gülhan’ý þehit etmiþ, silahý tutukluluk yaptýðý için Jandarma Alb. Güven Þaðban’ý öldürememiþti, mahkemede “masumum, o gün odamdan çýkmadým” diyor, niye, çünkü Amerika hepsine emir vermiþ: Sonuna kadar inkar ile direnin, az kaldý, sizi kurtaracaðýz.

Nasýl kurtaracak? Bu millet FETÖ markalý yeni bir saldýrýda eline geçirdiðine mahkeme salonu göstermeyeceðine göre, demek, farklý bir plan var… 

Bu burjuvazi ile yürüyemeyiz…

Avrupa Parlamentosu Dýþ Ýliþkiler Komitesi, Türkiye raportörü Kati Piri'nin 'Avrupa Birliði'nin Türkiye ile katýlým müzakerelerini resmen askýya almasý' önerisini onayladýðý gün (20 Þubat), TÜSÝAD eski Baþkaný Erol Bilecik 49.Genel Kurul konuþmasýnda þöyle diyordu: “Güçlüyüz” demekle “güçlü ülke” olunmuyor! Ülkeleri güçlü yapan; özgürlükler, demokrasi, hukukun üstünlüðü ve insan haklarýna saygýdýr (…)Dýþ politikadaki kördüðümü çözmek için bu, bizim en büyük gücümüzdür. “Orta Doðululaþan” bir Türkiye’nin Batý’da hiçbir aðýrlýðý olamaz.

Benzer konuþmayý, Yüksek Ýstiþare Konseyi Baþkaný Tuncay Özilhan da yaptý, çok da alkýþ aldý. 

Ama, TÜSÝAD, Almanya ve Yunanistan baþta AB ülkelerinin neden FETÖ’cü darbecileri koruyup kolladýklarýný, sormuyor… 

Pensilvanya’daki elebaþýnýn mevcut statüsünü Washington’da lobi yapsa, sorgulasa belki sonuç alýr, yok,  yapmýyor. 

Hele, Aðustos 2018 emperyalist ekonomi saldýrýsý, Trump’ýn “ekonominizi yerle bir ederim” tehditleri gündemlerinde hiç yok!.. 

Demokrasi konusunda söyledikleri sýradan laflar, bu ülkede “demokrasi olmasýn” diyen mi var, CIA’ýn STK’sý National Endowment for Democracy (NED) bu laflarý çiðneyerek Mýsýr’da askeri darbe tezgahladý, geçiniz. 

Arkadaþ, bu ülkede demokratikleþme sürecini kim baltaladý? Siyasi otorite mi, yoksa, iktidar partisine kapatma davasý açan, 27 Nisan 2007’de e-muhtýra veren GLADIO-A veya 17-25 Aralýk 2013’ten 15 Temmuz 2016’ya sürekli darbeler gerçekleþtiren GLADIO-B mi? 

TÜSÝAD, bu tarihin neresinde önce onu söyleyin bize… 

1923 Ýzmir Ýktisat Kongresi’nden bu yana “milli burjuvazi” oluþturmaya çalýþýyoruz, nafile… Ýþte bu nedenle, günü geldiðinde anti-emperyalist mücadele bu ülkenin vatansever asgari ücretlisinin omuzlarýna yýkýlýyor.

Baþkan, seni “soft-Saddam” yapacaklar…

Belli ki, Erdoðan’ý Chavezleþtirme programý bir týk yukarý alýndý, artýk “soft-Saddam” yapma dönemidir. Neo-con/Siyonist lobi, içten dýþtan yeni bir silahlý müdahaleyi planlýyor. 

ABD Baþkan Yardýmcýsý Pence’in, S-400 meselesinde, “müttefiklerimizin doðudan silah almasýna hareketsiz kalmayýz” lafý önemli iþarettir. 

Kati Piri hukuktaki  FETÖ’cü temizliðini, “4 binden fazla hakim ve savcýnýn iþten atýlmasý hukukun baðýmsýzlýðý ve tarafsýzlýðýna tehdit oluþturuyor” diye yorumluyor, pes!.. 

31 Mart’a dönük bir beklentileri var, eðer olmazsa, çok yönlü bir saldýrýyla karþýlaþacaðýmýz, sonuçta ortaya çýkacak NATO’cu darbenin de “demokrasi adýna alkýþlanacaðý” bellidir. 

Göðüsleriz.