HEKİM SEÇME VE KALİTELİ SAĞLIK HİZMETİ ALABİLME REHBERİ

İçinizden birçoğu başlığa şaşırıp ‘hekim seçmenin rehberi mi olurmuş?’ diyebilir. Ama tecrübelerimizi yokladığımızda herhangi bir rahatsızlığımızla ilgili ‘keşke şu hekime ya da şu bölüme gitseydim’ demeyenimiz yok gibidir. 

Bu hafta çok önemli gördüğüm ve bu konudaki bilgi eksikliğinden dolayı mağduriyet yaşayan birçok insanın tecrübesini dinlediğim bir mevzuda rehber niteliğinde bir yazı hazırlamak istedim. Öncelikle yazıyı birlikte hazırladığım Yeditepe Üniversitesi Radyoloji Anabilim Dalı Başkanı Girişimsel Nöroradyoloji Uzmanı Doç. Dr. Başar Sarıkaya’ya ve yazının hazırlanmasına beni teşvik eden, benimle tecrübelerini paylaşmış olan binlerce hasta ve yakınına teşekkür ederim. İçinizden birçoğu başlığa şaşırıp ‘hekim seçmenin rehberi mi olurmuş?’ diyebilir. Ama tecrübelerimizi yokladığımızda herhangi bir rahatsızlığımızla ilgili ‘keşke şu hekime ya da şu bölüme gitseydim’ demeyenimiz yok gibidir. 

Bir hekim birçok farklı branşın hastalıkları hakkında otorite gibi fikir beyan ediyorsa yüksek ihtimalle GÜVENİLİR DEĞİLDİR! Tıp fakültesi bitirmek biz hekimlere sadece sık gözlenen bazı temel hastalıkları tedavi edebilme ve önemli hastalıklardan şüphelenince ilgili branşlara yönlendirebilme yetisi kazandırır. Onun üzerine de 4 ila 6 yıl arası uzmanlık eğitimi yapabilen hekimler kendi branşları ile ilgili hastalıkları tanıma ve tedavi edebilme yetisi kazanırlar. Bazı hekimler vardır ki -onların sayısı azdır- bu uzmanlık eğitimi üzerine de sadece bir hastalık grubu ile ilgili uzmanlaşmış ve yüksek tecrübe kazanmışlardır. Örneğin nöroloji uzmanlığı yapmış bir hekim tüm nörolojik hastalıklara bakabilme ve tedavi edebilme yetkisine sahiptir ama bunun üzerine yıllarca sadece MS ve benzeri demiyelinizan hastalıklar üzerine çalışan ya da benim gibi Alzheimer ve diğer tür demanslar üzerine çalışan bir nöroloji uzmanı özel bir alanda yüksek tecrübeye sahiptir. Özel bir hastalığınız varsa o alanda çalışan hekimleri internet üzerinden araştırıp bulabilirsiniz. Devlet hastaneleri ve üniversite hastanelerinde bu tür özel hastalıklar için ayrı poliklinikler bulunur. Devletin imkanlarından faydalanarak bu tür hocalara oralardan ulaşabilirsiniz. 

 

PAZARLAMA KURBANI OLMAYIN

Yapılacak herhangi bir cerrahi işlem ya da tedavi öncesi size imzalatılan formu mutlaka okuyunuz ve aklınıza takılanlar konusunda bilgilendirme talep edin. Özellikle cerrahi işlemler öncesinde hastalara ‘bilgilendirilmiş onam formu’ imzalatılır. Ama bu form size işleme girmeden hemen önce uzatılabilir. O yüzden böyle bir işleme karar verildiğinde formu önceden talep ederseniz okuyabilme ve sonrasında kafanıza takılanları sorabilme şansınız olur. O formlarda işlemle ilgili her türlü bilgi olmak zorundadır. Bu sebeple önceden talep edin ya da okumadan ve üzerinde konuşmadan işleme başlanmasını istemediğinizi beyan edin. Özel klinik ve hastanelerde yapılan operasyonlarda hekimin o hastanenin kayıtlı çalışanı olduğuna emin olun! Bu gerçekten çok çok önemli bir konu. Daha yeni başımıza gelen çok talihsiz bir olayda, karşılıklı güven ilişkisinden dolayı özel bir diş kliniğinde cerrahi bir operasyon sonrası mağdur olduk. Maalesef bazı üniversitelerin öğretim görevlileri ve asistanları dışarıda özel klinik ve hastanelerde kayıt dışı operasyonlar yapıyorlar. Bunun en kötü tarafı ise operasyon sonrası başınıza bir sıkıntı geldiğinde muhatap bulamıyorsunuz. Çünkü işlemi yapan hekim bu işlemi yasa dışı olarak başka hekim üzerinden yaptığı için (siz bunu göremezsiniz) sonrası takiplerde bir sorun çıktığında olayın üzeri örtülmeye çalışılıyor. Bir hekim olarak mesleğini onuruyla ifa eden tüm meslektaşlarım ve kendi adıma oldukça üzülerek bunu belirtiyorum. Böyle bir durumla karşılaşmamak için işlem/operasyon öncesi hekimin çalıştığı hastaneyi internet üzerinden araştırarak bulabilirsiniz. 

İnternette popüler olmak, takipçi sayısının fazla olması ya da sürekli televizyonlarda görünmek İYİ HEKİMLİK KRİTERİ DEĞİLDİR! Elbette bir hekimi araştırırken internet üzerinden varsa videolarını ve katıldığı TV programlarını izleyin. Fakat bu size ancak hekimin konuya hakimiyeti hakkında bir ön fikir vermesi açısından önemlidir. Özel sağlık hizmetleri söz konusu olduğunda serbest piyasa ekonomisi kuralları geçerli olduğundan, karlılık ve rant gibi nedenlerle, yeterli bilgi ve deneyime sahip olmayan hekimler konunun uzmanı gibi tanıtılıp daha fazla hastaya ulaştırılırken konunun gerçek uzmanlarının isimleri hasta tarafından duyulmamış dahi olabilir. Maalesef ki reklam ve pazarlama kurbanı olabilirsiniz. 

 

SOSYAL MEDYADA BİLGİ PAYLAŞAN HEKİMLERDE GÜVENİLİRLİK KRİTERLERİ 

Gerçekten hekim mi? (Her ‘Prof. Dr.’ Hekim değildir! Doktorasını tamamlayan herkes doktor olabilir, sonra profesörlüğe kadar yükselebilir. Hekim olabilmek için tıp fakültesinden mezun olmak şarttır.)

Gerçekten konuştuğu konu üzerinde çalışmış mı? (Örneğin kaç yılını mevcut konu üzerine çalışarak harcamış.)

Anlattıklarından herhangi bir maddi çıkar sağlıyor mu? (Örneğin falanca vitamini kullanın derken direkt satış veya reklamlar vs. gibi çıkar sağlıyor mu?)

Kaynakları ne kadar gerçekçi? (Örneğin referans vermeden ‘kanaatimce’, ‘bence’, ‘tecrübelerime göre’ gibi ifadeleri sıkça kullanıyorsa söylediklerinin bilimsel olmama ihtimali fazladır.)

Söylediklerinin evrensel değeri var mı? (Yani yurt dışında da dedikleri dinleniyor mu? Konferans vs. gibi toplantılarda davetli konuşmacı olmuş mu?)

Varsa geçmişte yurt dışı deneyimi ne düzeyde? (Örneğin her ABD’de bulunmuş kişi oradaki bir üniversite ve eğitim kurumunda ‘aktif’ görev almış ve hekimlik yapmış değildir. Bu düzeyde hekim sayısı ülkemizde sayıca oldukça azdır.)