Hele bir oy vermeyin!

Cumhuriyetin 90 yýllýk müktesebatý içinde10 Aðustos müstesna bir tarih olarak yer alacak, buna kuþku yok. Çünkü bir ilki tecrübe etmiþ olacaðýz. Sadece 12. Cumhurbaþkanýmýzý seçmiþ olmayacaðýz, rejimin kilit kurumlarýndan birini daha halka açmýþ olacaðýz. 

Bunu idrak eden seçimi kazanacak. Edemeyen ise biz nerede hata sorusuna cevap arayacak.

HDP’nin adayý Selahattin Demirtaþ için peþinen þunu söyleyebiliriz; seçim þayet ikinci tura kalýr ve tabanýna boykot gibi anti siyaset bir tavrý telkin etmezse oyunu az da olsa artýrmayý baþarmasý halinde seçimin kazananý olacaktýr.

Sadece Selahattin Demirtaþ ve partisi kazanmýþ olmayacak, Kürt siyasetinin Türkiyelileþme çabasý da meyve vermiþ, çözüm süreci ve barýþ yolunda Türkiye çok önemli bir ivme yakalamýþ olacak.

Hülasa HDP ve Demirtaþ kaybetse de kazanmýþ olacaktýr.

2010 Anayasa Referandumu’nda olduðu gibi boykot tavrýný benimserse týpký anayasa deðiþikliðinden hemen sonra 12 Eylül için koþa koþa þikayet dilekçesi vermeye giderken düþtükleri komik duruma düþeceklerini söyleyelim.

Halkýn sandýða gitme iradesine engel koyan bir siyasi parti en baþta kendi meþruiyetini gölgelemektedir. Kendisi için oy isteme zeminini ortadan kaldýrmakta, bindiði dalý kesmektedir.

***

Selahattin Demirtaþ’ýn bu meyandaki açýklamalarýný þimdilik talihsizlik olarak deðerlendirmekle yetinelim. Zaten seçimin ikinci tura kalmasý pek ihtimal dahilinde gözükmemektedir. Muhtemelen Demirtaþ’ýn boykot çaðrýsýný tecrübe etme imkaný doðmayacaktýr, ama bu çaðrýyý bir kez daha yapmasý halinde birinci turda kendisi için sandýða gidecek olanlara, Türkiye kamuoyu nazarýnda seçmen deðil örgüt üyesi muamelesi yaptýðý izlemini oluþacaktýr. Bu kadar yol alýnmýþken ve çözüm sürecinin en önemli sigortasý olan yasal düzenleme Meclis’ten geçmiþken hala 90’larýn Türkiyesi’ndeymiþ gibi hareket etmek her þeyden önce BDP-HDP çizgisinin çözüme yaptýðý katkýyý, sergilediði aktörlüðü inkar etmektir.

***

Farkýndaysanýz MHP’yi hiç konuþmuyoruz bile. Çatý aday fikrinin mimarý olan Bahçeli ve ekibi de Ekmeleddin Ýhsanoðlu’na refakat ederken görülmüyorlar. Ýþi daha ziyade CHP sahiplenmiþ gibi. “Ekmel bey”in CHP’lilere sevdirilmesi gerektiðinden olacak genellikle CHP tabanýna dönük demeçler, çýkýþlar sadýr oluyor çatý adayýndan. Ekmeleddin Ýhsanoðlu’nun “Ekmek için Ekmeleddin” sloganýyla çýkýþ yaptýðý basýn toplantýsýnda bile MHP’nin esamesi yoktu.

MHP’nin bu iþi bu kadar gevþek tutmasýnýn sebebi “nasýlsa bizim tabanda sýkýntý yok” düþüncesi olabilir, ama o kadar emin olmamalý. Zira kamuoyu araþtýrmalarý MHP’deki kaçaðýn CHP’den fazla olacaðýný söylüyor. Sebep ise CHP’lileri zehirleyen Erdoðan nefretinin MHP tabanýnda bu denli tesirli olmayýþý.

CHPlilerden farklý olarak MHP’liler hala siyasete oy verebiliyorlar. “Demokratik ve öncü Türkiye” idealiyle heyecanlanabiliyorlar.

***

CHP’ye gelince...

CHP epeydir koyma akýlla hareket ediyor. Vesayet geriletilip siyasetin alaný geniþledikçe CHP kendini köþeye sýkýþmýþ hissediyor.

Türkiye siyasetine istikamet tayin edemeyen güçler de artýk CHP üzerinde mühendislik yapýyor.

CHP’nin AK Parti karþýsýnda þansýný artýrmak adýna yapýlan bu mühendislik faaliyetleri CHP’yi büsbütün kötürüm haline getirdi.

CHP varlýðýný Erdoðan nefreti üzerine kuran bir parti konumunda. Bu siyasetle baðdaþýr bir tavýr deðil. Kimlik siyasetinden bile daha dar bir varolma vasatýna ve patolojik bir hale iþaret ediyor. 

CHP kendisinden beklentisi olan kitleyi her seçimde hayal kýrýklýðýna uðratýyor. Kýlýçdaroðlu, tabaný ve teþkilatý heyecansýzlýða mahkûm edip sonra da azarlýyor. Partiyi neredeyse Milli Þef gibi idare ediyor, bir farkla ona da baþka birileri akýl veriyor. 

Herkese sorup kimsenin aklýna gelmeyen bir isimle cumhurbaþkaný seçimine girip, sonra da oy kullanma motivasyonu olmayan kitleyi harekete geçirmek için “yumruðunu masaya vuruyor: “Týpýþ týpýþ gideceksiniz sandýða, tatildeyiz demeyeceksiniz” diyor.

Yani tehdit ediyor, tehdidini örtmek içinse muhatabýný þeytanlaþtýrýyor; “yoksa bu son tatiliniz olur, bu adam tatil yapma hakkýnýzý da elinizden alýr.”