Hem terbiyesiz hem de cahilsin!

PKK’ya silah çekmezsin, “vataný satýyor!” der; PKK’ya silah çekersin “iktidarýný sürdürmek için yapýyor!” der.  Ben de buna düpedüz ahlaksýzlýk derim tabi! 

PKK’yý “özgürlük savaþçýsý” ilan eder; onunla savaþan Mehmet’e “emperyalizmin  uþaðý”  damgasýný vurusun. Ben de sana ey cahil sen ne özgürlükten anlarsýn ne de emreyalizm nedir bilirsin derim.

Murat Sancak’ýn arabasýný çapraz ateþe alýrlar, “Her ne kadar STAR’ýn  yayýn politikasýný beðenmesem de, iktidarý savunan duruþunu eleþtirsem de geçmiþ olsun Sancak’a”  dersin. Ben sadece gülümser ve “Git belaný benden deðil Allah’ýndan bul!” demek zorunda kalýrým.

Gel sana þu özgürlük savaþýný birazcýk anlatayým belki kafacýðýnda bir kaç soru iþareti belirir:

Kürtler hadi ayaklanýn!

“Ayaklanýn. Zamaný geldi. Bu kez müttefikler sizi yalnýz býrakmayacaktýr! Ne isterseniz isteyin, sonuna kadar arkanýzdayýz!” diye CIA yayýn yapar. Kurduðu radyo VOFI-Hür Irak’ýn Sesi... Körfez Savaþý’nda yayýna baþladý, George W. Bush’un akýllara zarar Irak saldýrýsýndan sonra iyice azdý, IÞÝD’in ortaya çýkmasýyla hepten þahlandý. Dur hele dur! Yoksa sen udi Selahattin Efendi’nin böyle yaðmur olup yaðmasýný, tin tin tinimini haným nam Figen Yüksekdað Þenoðlu’nun zilleri çalýp þýklý þýký yapmasýný yüreklerine, bilgi birikimlerine ve kültürlerine mi baðlamýþtýn? Yahu sen de az cahil deðilmiþsin be yavrum!

Ýlginç olan ne biliyor musun? Çekiç Güç aracýlýðýyla, bir oldu bittiye getirerek, Ýsrail gibi salt kendi çýkarlarýna hizmet edecek, yakýn gelecekte silahlarla donatacaðý bir kovboy devlet oluþturma niyetini hep gizleyerek ve yüzüne vurulduðunda “yalan!” diye baðýrarak inkar etmesidir. Elbette Kürt kardeþlerim bu ahlaksýzlýða karþý çýkacaktýr! O zaman da Selo gene uduna davranýr, Figen zillerini takar ve  özgürlük türküleri çýðýrmaya baþlar; akbabadan olma sýrtlandan doðma PeKeKe’nin gölgesinde. Ve bizim beyninde mum ýþýðý dahi yanmayan aydýnlýksýzlar kol kola girip Maçka-Niþantaþý-Etiler-Bebek ekseninde özgürlük yürüyüþü düzenlerler. Salt cahil olduklarýndan deðil; terbiyesiz olduklarýndan da...

Güneri Civaoðlu köþesinde ve televizyonda aktarmýþtý bir kaç kez. Ýlginçtir yaþadýklarý:

“Körfez Savaþý sýrasýnda Dahran’da çok iyi Türkçe bilen Amerikalý bir Albayla Yarbayýn odasýna alýndým, ABD Karargah binasýnda. Albay eliyle Kuzey Irak’ý gösterdi: “Burada savaþ bitecek, geri çekileceðiz. Saddam’a da o yöreyi yasaklayacaðýz. Saddam’ýn býraktýðý silahlarla hava alanlarýný Kürtlere býrakacaðýz. Orada bir Kürt devleti kurulacak. SÝZDEN DE TOPRAK ÝSTEYECEKLER. YA VERECEKSÝNÝZ BARIÞ OLACAK YA DA VERMEYECEKSÝNÝZ SAVAÞ ÇIKACAK!” 

Anladýn mý niye hükümetin bütün iyi niyetiyle uygulamak istediði çözüm sürecinin PeKeKe için hiç bir anlam ifade etmediði? Anlamadýn mý cahilciðim? Peki bir daha deneyelim.

Yavrum, çocuðum Ýsrail ne ister? Vaat edilmiþ topraklarý deðil mi? Vaat edilmiþ topraklar Nil’den Fýrat’a uzanýr. Yani Ýsrail, Fýrat’ýn doðusunu da ister. Bunun tek yolu Güneydoðu Anadolu’nun Türkiye’den koparýlmasýdýr. Kuzey Irak’ta kurulacak Kürt Devleti’de önünde sonunda Güneydoðu Anadolu’ya göz dikeceðine göre, geçmiþte olduðunca Kuzey Irak’la Güneydoðu Anadolu birlikte gündeme oturtulacaktýr. Onun için ABD’li albayýn söylediklerine bir daha kulak vermekte yarar var...

Anladýn mý? Azýcýk mý? Eh buna da þükür.

Ha unutmadan bir de ABD’de kurulu, Washington adresli Yakýn Doðu Politikalarý Enstitüsü’nden söz edelim bu günlük bu kadar demeden.  Bu Enstitü Ýsrail’in ABD’deki uzantýlarýndan biridir. “Geleceðe Yönelik Adýmlar”  baþlýklý raporurunda bir Kürt Devleti’nin kurulmasý zorunluktur diyen enstütü, Kuzey Irak’ta “bir Kürt Devletinin kurulmasý kaçýnýlmazdýr”  sözleriyle raporunu noktalýyor...

Ya iþte sazla zillerle seni kafalar bunlar cahilciðim. Çünkü sen okur yazarsýn belki ama hiç mi hiç aydýnlanmamýþ bir karanlýkta oturup “bu güneþ de amma yakýyor insaný” diyecek kadar kör, kendini beðenmiþ bir cahilsin! (Ali Kuzu’ya MÝT-Mossad-CIA-Gladyo adlý eseri için teþekkür ederim.)