Heniyye'nin şehadeti, ümmet şuurunu ayağa kaldırdı

Hamas lideri İsmail Heniyye'nin şehadeti, İslam coğrafyasında bir anda ümmet şuurunu ayağa kaldırdı.

Bilhassa Türkiye'de...

Göçmen karşıtlığı ve Suriyeli düşmanlığı üzerinden körüklenen fitne ateşinin yerini ümmet şuuru aldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'de 1 günlük mili yas ilan edildiğini duyurdu, bayraklar yarıya indi.

Dün Türkiye'nin 81 vilayetinde Cuma namazı sonrası Heniyye için gıyabi cenaze namazları kılındı.

Ayasofya-i Kebir Camii Şerifi'nde Cuma namazı kıldıran Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, hutbede minbere kılıçla çıktı.

Hamas Lideri Heniyye için Katar'ın başkenti Doha'da düzenlenen törene Türkiye'den Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile birlikte Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı İbrahim Kalın katıldı.

Heyette; Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, AK Parti ve MHP yöneticileri, milletvekilleri yer aldı.

Heniyye, 3 Ağustos'un "Uluslararası Gazze Günü" ilan edilmesi çağrısında bulunmuştu. Heniyye'nin vasiyeti, bugün sadece Türkiye'de değil bütün dünyada yankılanacak. İstanbul'da 18.30'da Ayasofya Meydanı'nda on binler buluşacak.

Ankara, Konya başta olmak üzere Türkiye'nin bütün şehirlerinde şehit Heniyye'nin vasiyeti yerine getirilecek.

Laikçi kesimin tahriklerine, algı operasyonlarına rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan; İslam dünyası ile Türkiye'nin, inanç ve tarih bağlarını yeniden kuvvetlendirerek ümmet şuurunu uyandırdı.

Filistin davasına yiğitçe sahip çıktı. Başta Heniyye, Filistin liderlerini Türkiye'de ağırladı.

İçimizde Hamas'a terör örgütü deme gafletini gösterenlere inat, AK Parti Meclis Grubunda yaptığı konuşmada; "Hamas, bir terör örgütü değil topraklarını ve vatandaşlarını koruma mücadelesi veren bir kurtuluş ve mücahitler grubudur" dedi.

Erdoğan, sadece Türkiye'nin, İslam dünyasında olması gereken yeri göstermedi. Bu yolda kararlı ve cesur yürümekle beraber, dünya siyasetinde de Türkiye'nin bir denge ve buluşma yeri olmasını sağladı.

Bakınız önceki gün önce MİT, 7 ayrı ülkenin cezaevinde bulunan 26 kişinin takas operasyonunu organize etti.

Operasyon kapsamında 2'si çocuk 10 kişinin Rusya'ya, 13 kişinin Almanya'ya, 3 kişinin de ABD'ye nakli sağlandı.

ABD ve Rusya Türkiye'ye teşekkür etti.

Bu operasyonun onlar için ne kadar önemli olduğunu, ülkelerine dönenleri havaalanında Biden ve Putin'in bizzat karşılamasından anlıyoruz.

Türkiye'nin geldiği güçlü konumdan evet, içerde ve dışarıda rahatsız olan odaklar var.

İçimizde etki ajanlığına soyunmuşlar var. Bakmayınız siz Halk TV'de İsrail'e güzelleme yapanlara... Liberal Demokrat Parti eski Genel Başkanı Cem Toker'in, "İsrail'e kafa tutan Arap liderler Yaradanlarıyla buluştu, hepsinin icabına bakıldı" demesine.

Türkiye'de 1 günlük milli yas ilan edilmesine, bayrakların yarıya inmesine, en az İsrail kadar -tabiri artık mazur görün- "kuduranlar" var.

İslam'ı yaşamayı hayatının gayesi bilen samimi Müslümanları, mütedeyyin makul büyük kitleyi; Cumhuriyet'in kuruluşundan itibaren horlayan, gerici/yobaz diye hakir gören, irtica tehlikesi icat ederek asker içindeki cuntacılara on yılda bir darbe yaptıran zihniyetin, bugün "ümmet" kelimesinden yeni tehditler üreteceğini bilmiyor değiliz.

Konuşsun dursunlar.

İslam ümmeti, İslam kardeşliğidir. Ümmet şuuru, kardeş olma şuuruna ermek demektir.

Batı'nın Haçlıları, Siyonistleri can ciğer kuzu sarması olunca; "insanlık", "Hürriyet", "barış" diye yutturuluyor da bizim İslam kardeşliğimiz neden kötü oluyor?

Cibilli düşmanların bizi parçalamak için asırlardır yaptıkları ihanetlerin, bozgunculuğun madem artık farkına vardık, İslam kardeşliğini ve birlik şuurunu elbet ayağa kaldıracağız.

Tarihin 6 asır İslam bayraktarı Türkiye, kendine yakışanı yapıyor.