Hep ayný, hep ayný...

Üstünde imzam bulunan ilk yazý ‘Gurbet’ dergisinin ‘Ekim 1966’ tarihli nüshasýnda çýkmýþtý; daha önce yayýmlanmýþ bazý tercüme ve sadeleþtirme denemelerini saymazsak, yazý hayatým iki yýl sonra 50 yýlýný dolduracak. Bu 50 yýlda dünyada ve Türkiye’de nice olaylar cereyan etti, nice geliþmeler yaþandý; ancak pek çok konuda bir arpa boyu yol alýnamadýðýnýn en iyi tanýðýyým...

‘Ýbret üstüne ibret’ baþlýðýný taþýyan ilk yazýmýn konusu, Mýsýr’da Nâsýr rejiminin gerçekleþtirdiði bir infazdýr. Müslüman Kardeþler teþkilâtý liderlerinden Seyyid Kutub, devlet baþkaný Nâsýr’a yönelik bir suikast giriþimi bahane edilerek idam edilmiþti; ben de bir grup genç arkadaþýmla birlikte hazýrladýðýmýz dergide, ortak tepkimizi seslendirmiþtim...

Aradan geçen onca yýldan sonra bugün hangi noktadayýz? Mýsýr’da yine infaz öncesi karanlýðý toplumu teslim almýþ görünüyor; bahane farklý olmasa da, rejimin infazýna karar verdiði kiþilerin sayýsý öncekileri kýskandýracak boyutta... Ýdam edilmesi kararlaþtýrýlanlar tam 529 kiþi... Bir baþka davadan yargýlanan ve benzer bir âkýbetin kendilerini beklediðini düþünebileceðimiz baþkalarýyla birlikte, bu sayý, binin üzerine çýkabilir...

Hiç fark etmez, ister bir ister bin insaný, aslý astarý bulunmayan uyduruk eylemler atfederek, sýrf farklý düþünceleri sebebiyle ‘ölüme’ lâyýk görmek ve bunun için daraðaçlarý kurabilmek bu çaðda hâlâ nasýl mümkün olabiliyor? Ama oluyor iþte.

Mýsýr’da tarihi sürekli tekerrür ettiren bir kýsýr döngü var ve þu sýrada ipleri elinde tutan askeri yönetim, Nâsýr’ý bile sollayacak bir aþýrýlýðý ülke gündemine dayayabildi.

Dýþtan bakýldýðýnda, Gen. Abdülfettah el-Sisi, Mýsýr ordusu içerisinde en tepe noktaya ulaþmýþ en dindar subaylardan biri... Bir çok özelliðiyle Nâsýr’dan, Sedat’tan ve Mübarek’ten farklý biri o... Ýbadetine düþkün, eþi tesettürlü... Sonuç? Seleflerinden daha katý bir Müslüman Kardeþler karþýtý Gen. Sisi...

Müslüman Kardeþler (MK) siyasete her zaman yakýn durmuþ, seçimlere katýlma yasaðýný baþka partiler listelerinden Meclis’e girerek aþmayý bilmiþ, ‘Arap baharý’nýn saðladýðý umut havasý içerisinde partisini resmen oluþturup cumhurbaþkanlýðý ve hükümeti belirleyebilmiþ bir teþkilât... Bütün aksine iddialara ve zaman zaman aðýr bedeller ödettirilmesine raðmen, eline silâh almadýðý gibi, kanlý eylemlerden uzak durduðu da biliniyor MK’nýn...

2011 sonrasýnda yapýlan bütün seçimler ve halkoylamalarýnda, MK, rakiplerinden hep önde sandýktan çýkmayý baþarmýþtý. MK adayý Muhammed Mursi, Haziran 2012’de, oylarýn yüzde 51.7’sini alarak cumhurbaþkaný seçilmiþti. Mursi de þimdi ‘idam’ tehdidiyle yargýlanýyor...

Emir demiri, darbe demokratik iradeyi kesiyor bazý ülkelerde. Mýsýr da, kýsa bir bahar havasýndan sonra, yeniden idamlar ülkesine dönebileceði sinyalleri veriyor...

Ýdam-severler arasýnda çok aykýrý tipler ve demokrasi þampiyonu ülkeler de var; “Bu yüzyýlda böyle bir vahþet olur mu?” tepkisini vermek için parmaklarýný bile kýpýrdatmýyorlar...

Tepki, yine 50 yýldýr hep böyle uðursuz olaylara tanýk olmaktan yorulmuþ bizlere düþüyor...

Dünyanýn vicdaný maalesef uyuþuk...