Hep sonradan...

Hep sonradan gelir aklım başıma hep sonradan, sonradan....” Hemen herkesin kişisel tarihinde yer alan bir cümlenin en güzel halidir Ahmet Kaya’nın bu şarkısı... İdeolojisi, cinsiyeti olmayan, herkes ve her durum için geçerli, harika bir şarkıdır. Tek tek, bir ilişki, bir an, bir olay için söylendikten onca zaman sonra şimdi toplumsal vicdanımız Ahmet Kaya için söylüyor bu şarkıyı...

***

Ahmet Kaya için sonun başlangıcı olan Magazin Gazetecileri Derneği gecesinde olanları hatırlayan var mı? Yargı, sistem falan değil tam bir medya infazıydı o... Bir gecede radyo arşivlerinden tüm Ahmet Kaya şarkıları nasıl kazındı, plakçıların raflarından kaset ve cd’leri nasıl indi? Ahmet Kaya için sonun başlangıcı olan cümle Kürtçe klip çekmek istediğini söylemesiydi. Kaderin garip cilvesi, Ahmet Kaya’nın öldüğü gün Diyarbakır’da olan dönemin TOBB Başkanı Fuat Miras “Kürtçe yasağı sona ermeli” demişti. Yine kaderin garip bir cilvesi ama Ahmet Kaya’nın ölüm yıldönümünde TBMM’de TRT’nin Kürtçe yayını ile ilgili konuşmalar yapılıyordu.

***

Ahmet Kaya’nın cenaze törenini şova dönüştürmeye kalkan PKK’lılarla eşi Gülten Kaya’nın verdiği mücadeleyi, ya da o meşhur PKK Konseri’yle ilgili yargılamada Türk mahkemelerinin “Sanatçı, konser salonu dekorasyonundan sorumlu tutulamaz” kararı verildiğini kaç kişi biliyor?

***

Egemen Bağış’ın kişisel tarihinde yolu kaç Ahmet Kaya şarkısıyla kesişti ya da arabasında hiç kasedini dinledi mi bilmem... Ama bildiğim, AB Bakanı Egemen Bağış’ın Ahmet Kaya ve Yılmaz Güney’in mezarlarını ziyaret etmesi çok önemli, çok insancadır. Eski Türkiye, yeni Türkiye’ye “Hep sonradan gelir aklım başıma, hep sonradan” şarkısını mırıldandıracak bir sürü alan bıraktı. Hem yetkili hem de samimi bir ağzın hepimiz adına o şarkıyı mırıldanması, zamanında Ahmet Kaya lincine katılanların da şarkıya eşlik etmek durumunda kalması hoş birşey...