Trabzonspor maçýnýn tamamýnda, Tottenham maçýnýn ikinci yarýsýnda seyrettiðimiz Beþiktaþ’ý; her sahaya çýkýþýnda böyle bulmak biraz lüks kaçar... Siyah-beyazlýlar; Gaziantep karþýsýna o güzelim maçlardaki becerisinde ve temposunda elbette deðildi. Ama maçý ve rakibi ciddiye almýþtý.
Son dönemlerde duyduklarý yoðun övgünün açýk rehaveti üstlerinde yoktu. Bu olumlu bir geliþme... Çünkü bu tür durumlarda takýmýn balansý çabuk bozulur. Beþiktaþ çözülmeye izin vermedi. Ciddi oynadýlar.
***
Ancak yüksek tempo olmadýðý için, Gaziantep’in panik ya da telaþ yapmasýna neden sayýlacak bunaltýcý baský anlarý da, uzun bir süre pek oluþmadý. Bu yüzden ev sahibi ekip, kademeye rahat geçiyordu. Böyle olunca; pozisyonlar yeterli etkinlikte ve verimde olmadý. Hatta sayýsý da azdý. Maçýn baþlarýndaki Sosa ve Olcay’ýýn iki þutu dýþýnda, yürek hoplatan an olmadý.Yani ilk devre; Beþiktaþ’ýn baskýsý altýnda geçmiþ gibi görünse de, aslýnda dengede bitti sayýlýr. Soyunma odasýna 0-0’la gidiþ, adil bir skor olarak görülebilir.
***
Ýkinci yarý da benzer geliþmelerle baþladý.. Bir taraf oyunun mutlak hakimi deðildi. Ýki taraf, farklý zaman dilimlerinde birbirine sýkýntýlar yaratan pozisyondaydý. Bu aþamada 3 puaný almak kolay iþ deðildi.
Beþiktaþ Oðuzhan Özyakup’la 1-0 öne geçerken, bir karambolden yararlandý. Yoksa ortada “Gol geliyor” dedirtecek cinsten açýk bir baský, beklenti ya da ortam yoktu. Buna þans demeyelim ama, fýrsat diyelim.
Olcay Þahan, Gökhan Töre, Sosa ve Oðuzhan Özyakup; onlardan beklentilerimizi giderek yükselten son dönemlerdeki tat veren futbollarýný sergilemede, biraz zorlandý. Elbette kötü deðillerdi ama, daha iyi ya da bildiðimiz gibi deðillerdi.
Beþiktaþ 1-0’ýn sonrasýnda; golü bulmanýn mutluluðu ile stresten arýnmýþtý. Bir ara zorlansa da, maçý sorunsuz tamamladý.