Hepimizin bir Kaygı’sı

Bu hafta vizyona giren Kaygı filminin kritiğini yapmak yönetmen Ceylan Özçelik’in arkadaşımız ve meslektaşımız olması sebebiyle zor bir durum. Ama genel itibariyle aldığı geri dönüşler ve festival yolculuğundaki izlenimlerim başarılı bir film olduğu yönünde.

Sinema yazarı ve televizyon programcısı Ceylan Özgün Özçelik, uzun yıllardır üzerinde çalıştığı projesini beklentilerimizin ve tahminlerimizin üstünde bir şekilde hayata geçirdi. Katıldığı festivallerden ödüller ve en önemlisi övgülerle dönen ‘Kaygı’ sinemamız için atılmış başarılı bir adım oldu. Haber kanalında çalışan Hasret, uzun süredir aynı kâbusu görmektedir. Tekrarlayan kâbuslarla aklına bir soru düşer: Annesiyle babası trafik kazasında ölmemiş olabilir mi? Yavaş yavaşişinden, arkadaşlarından ve günlükyaşamından uzaklaşan Hasret evine kapanarak geçmişiyle yüzleşmeye hazırlanır. AlgıEke, ÖzgürÇevik, AsiyeDinçsoy, Selen Uçer, İpek Türktan, Kadir Çermik, Nazan Kesal, Saygın Soysal ve Taner Birsel’in oynadığı filmin senaristi ve yönetmeni Ceylan Özgün Özçelik. Ceylan, filmdeki yergiyi başarıyla yapıyor çünkü uzun yıllar medyanın içinde ve tüm gerçeklere şahit olarak çalıştı. Ceylan, sektörün ciğerini okumuş bu anlamda…

Filmin büyük bölümü Hasret’in evinde geçiyor. İlk bakışta bu durum dezavantaj gibi görünse de filmde muazzam bir atmosfer yakalıyor Özçelik. Sanat yönetiminin başarısı bir yana, bu tekinsiz ve dramatik atmosferde görüntü yönetmeni Radek Ladczuk’unbüyükpayıvar. Ladczuk’u ‘Karabasan / The Babadook’ filmindeki nefis görüntülerle hatırlayabilirsiniz. Oldukça etkileyici bir korkuydu. Düşünüyorum da, Ladczuk’un haricinde çok az yerli görüntü yönetmenimiz bu işin altından kalkabilirdi. Bu seçim için de kutlamalı yönetmeni. Birçok kişiden filmin psikolojik gerilim olarak lanse edildiğini duyunca şaşırdım. Belki de filmi izlemeden bunu söylediler. Ancak film iyi bir psikolojik drama. Algı Eke’nin seyirciyi paranoyaya düşüren, inandırıcı, güçlü ve tekinsiz oyunculuğu yapımın amiral gemisi kesinlikle. Eke’nin bu tarz kaliteli yapımlarla daha fazla sinemada yer almasını istemek bir lüks olarak kalmaz umarım.

Buna mecbur değil tabii ancak ‘Kaygı’nın bence en ciddi sorunu, sorunu nasıl çözeceğimizle ilgili bir yanıt vermemesi. Çözümün sosyal medya olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Zira sosyal medyanın eksik yanları olmasına rağmen toplum hafızasını ayakta tutmakta müthiş bir silah olduğunu göz ardı etmemek gerek. Teknoloji ve bilim çağında bunu yakalamak çok önemli. 

Bütün bunların yanında yazının girişinde de söylediğimiz gibi Ceylan, mesleği sebebi ile medyaya çok yakın ve bu tecrübesini filmin içinde mesajlarını vermek için çok iyi kullanmış. Tabii ki bu bir başarı. Ama şöyle bir soru da getiriyor akla. Yönetmen kendi kişisel tecrübesinin dışında herhangi bir derdi hangi estrümanlara başvurarak sinemaya uyarlayabilecek? Bu sorunun cevabını Ceylan’ın bir sonraki filminde alacağız diye düşünüyorum. Zaten asıl o zaman onun gerçek sinemacı kimliğini tartışabileceğiz.

Bunun yanında sinema eleştirmenliğinden yönetmenliğe geçen son dönem az isimden biri Ceylan. Ve bu filmiyle iyi bir sınav verdiğini söyleyebiliriz. Özellikle son dönem Türk bağımsız film sinematografisinin dışına çıkmak istediğini görüyorum filmde. Bunu tam başarabilmiş mi emin değilim. Ama hedefinin bu olması bile bence ayrıcalık. Genel itibariyle başarılı bir ilk deneme ama devamını gördüğümüzde daha doğru saptamalar yapabileceğiz Ceylan’ın sinemasal yolculuğu için.

VİZYONDAKİLER

Tuz ve Ateş

Güney Amerika ekolojik bir felâketle yüz yüzedir. BM, durumu incelemek üzere Bolivya’ya heyet gönderir. Heyet, kaçırılır. Komplonun arkasında büyük bir şirket vardır. Bu karmaşa içinden çıkılmaz bir hal alırken hemen yanlarındaki bir volkanın aktif hale gelmesiyle de işler iyiden iyiye çığırından çıkar.

FİLMİN KÜNYESİ

Filmin orijinal adı: Salt and Fire

Yönetmen: Werner Herzog

Senarist: Erin Dignam

Oynayanlar: Michael Shannon, Veronica Ferres, Gael Garcia Bernal, Volker Michalowski

Yapım: 2016, Almanya. Fransa, ABD, 98 Dk.

4n1k

Yaprak, çocukluğundan itibaren beraber büyüdüğü, renkli karakteristik özelliklere sahip 5 kişilik arkadaş grubunun tek kız üyesidir. Kendine, Ali, Sinan, Gökhan ve Oğuz‘dan oluşan rengarenk bir dünya kurmuştur. Bir gün ,bu dünya gizemli bir biçimde hayatına giren Barış’ın oyunlarıyla değişir. Bu değişim, onu kızların dünyasına bir keşfe çıkarır.

FİLMİN KÜNYESİ

Yönetmen: Deniz Coşkun

Senarist: Deniz Coşkun

Oynayanlar: Gözde Mutluer, Hasan Denizyaran,Burak Yörük, Sine Özer

Yapım: 2016, Türkiye

Kral Arthur: KılıçEfsanesi

Film, Kral Arthur’un kılıcı Excalibur’un efsanesini ve Arthur’un sokaklardan, tahta yolculuğunu konu alıyor. Arthur çocukken babası öldürüldüğünde, amcası Vortigern taç giyer. Kim olduğunu bilmeyen Arthur, ekmeğini  taştan çıkaran biridir. Kılıcını taştan çektiğinde, mirasına, krallığına sahip çıkmaya mecbur bırakılır.

FİLMİN KÜNYESİ

Yönetmen: Guy Ritchie

Senarist: Joby Harold

Oynayanlar: Charlie Hunnam, Jude Law,

Astrid Berges Frisbey, Djimon Hounsou

Yapım: 2017, ABD, 126 Dk.

Ağustos Böcekleri ve Karıncalar

Muzaffer İnan ölüm döşeğindedir. Oğlu Kemal, her biri bir tarafa dağılmış ağabeyleri Metin ve Aziz’le birlikte ablası Selma’yı ‘son bir gece’ için eve çağırır. Büyük ağabey ile kavgalı olduğu için Aziz dışında herkes eve gelir. Artık son saatlerini yaşamakta olan baba ile kısa bir süre ilgilenen kardeşler, çok geçmeden miras paylaşımı üzerine koyu bir sohbete dalarlar.

FİLMİN KÜNYESİ

Yönetmen: Erhan Tuncer

Senarist: Erhan Tuncer

Oynayanlar: Gün Koper, Bennu Yıldırımlar,

Erdem Akakçe, Yücel Erten

Yapım: 2016, Türkiye, 122 Dk.

Geri Döndü

Melis 24 yaşında, üniversite mezunu bir genç kadındır. Günün birinde üniversite arkadaşı Tülay, Melis’i alıp eski üniversite arkadaşlarının partisine götürür. Ancak partiyi yapan kişi hala Melis’e takıntılı olan eski sevgilisi Uğur’dur. Evde Uğur, Melis, Tülay ve Tülay’ın sevgilisi Burak’tan başka kimse yoktur.

FİLMİN KÜNYESİ

Yönetmen: Kamil Burak

Senarist: İbrahim Vurmaz

Oynayanlar: Çağrı Tokalı, Selin Selvi, Sancak Bayraktar

Yapım: 2017, Türkiye