Bugün yemin günü...
Yemin edecekler...
“Devletin varlýðý ve baðýmsýzlýðýný, vatanýn ve milletin bölünmez bütünlüðünü, milletin kayýtsýz ve þartsýz egemenliðini koruyacaðýma...” diye baþlayan yemin ile Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yemin edecekler.
Peki soru þu, 7 Haziran seçimleriyle birlikte parlamentoya girmeye hak kazanan vekillerin bazýlarýnýn Türkiye’nin fay hatlarýný harekete geçirme eðilimi ne kadardýr?
Daha açýk sorayým... HDP ve CHP listelerinden seçilenlerin bir kýsmýnýn Kürt kimliði ile Alevi kimliði ile siyaset yapmasý ne anlama gelir?
Buna mukabil bugüne kadar aksi yönde politika geliþtiren MHP’nin Türk milliyetçiliðini etnik kökene indirgeme eðilim baþ gösterirse neler olur?
Anlaþýlan o ki yakýn coðrafyamýzda son yýllarda yakýcý, çatýþmacý, can alýcý biçimde geliþen kimlik siyaseti bu kez Türkiye içine servis edilmiþ görünüyor.
CHP’nin ve HDP’nin bu “kimlik siyaseti” üzerinden Türkiye içine servis edilen yeni “nifak tohumunu” fark etmemiþ olmasý mümkün müdür?
Kimlik siyasetinin laboratuvar ülkeleri Irak ve Suriye’dir. Oralara baktýðýmýzda gördüðümüz tablo Türkiye’yi bekleyen tehlikenin habercisidir.
Baðdat ile Erbil’i, Kerkük’ü; Þam ile Halep’i, Tel Abyad’ý, Humus’u birbirine düþman kýlan nedir?
Arap’ý Kürt’e, Þii’yi Sünni’ye düþman kýldýran nedir?
Elbette kimlik siyasetidir..!
Bugün yemin edecekler. Yeminlerine “Devletin varlýðý ve baðýmsýzlýðýný, vatanýn ve milletin bölünmez bütünlüðünü, milletin kayýtsýz ve þartsýz egemenliðini koruyacaðýma...” diye baþlayacaklar. Etnik ve
dini kimlikleri ile siyaset yapmak üzere kendilerini kurgulayanlarýn bu yeminden sonra Meclis çatýsý altýnda büyük bir sorumluluk aldýklarýnýn bilinciyle hareket etmelerini umuyorum.
Yoksa, makuliyetin aðýr hasar aldýðý bir ortamda...
Anadolu basireti ve irfanýnýn geriletildiði bir ortamda korkarým ki Türkiye’yi kötü günler bekleyecektir.
Zira, 7 Haziran seçimleri bize gösterdi ki, etrafýmýzda olup biten heyula bir þekliyle sýnýrlarýmýzýn içine de zerk edilmiþtir. Ortak payda yok olsun diye olaðanüstü bir çaba sarf edilmektedir.
Ortak payda yok olursa iþte o zaman bazýlarýnýn uzun zamandýr dillendirdiði, “Türkiye’yi Suriye yaparýz, Irak’a çeviririz” tehditleri gerçeðe dönüþmeye baþlar ki bu hepimizin evine ateþ düþmesi demektir.
Dumanlý kafanýn erken seçim kehanetleri
7 Haziran seçimlerinden önce “Oylarý çalacaklar. Seçime hile karýþtýracaklar. Dýþ gözlemcileri çaðýralým. Sandýklara sahip çýkalým” diye büyük bir kara propaganda yürüten çevrelerden biri de Paralel Yapý idi. Hatta “Oy ve ötesi” diye bir dernek kurulmuþ o derneðin pr’ý da yine ayný çevrelerce yapýlmýþtý. Seçimler Ak Parti’nin tek baþýna iktidar olamadýðý bir tablo ile sonuçlandý. HDP yüzde 13’lük bir oy oranýna
ulaþtý. Tartýþmalar býçak gibi kesildi. Hiçbir þaibe, hýrsýzlýk, usulsüzlük tartýþmasý dillendirilmedi.
Peki, ortada “erken seçim” tartýþmasý baskýn bir þekilde yokken, bugün öyle bir olasýlýk uzak ihtimalken. Ekrem Dumanlý hangi “istihbarat” ile þunu yazmýþ olabilir, “... Normal þartlarda yapýlan erken seçimin tabloyu deðiþtirmeyeceðini bilenler kaotik olaylarla HDP’yi barajýn altýna itmeyi, koalisyon senaryolarý ile MHP’yi tüketmeyi, ‘istikrar’ güzellemeleriyle yeniden ‘oylarý ütmeyi’ planlýyor.”
Türkiye’nin yakýn tarihindeki bütün “melanet” iþlerin altýnda kimlerin olduðunu bu millet gördü ve biliyor. Her türlü, fitne, fücur, kumpas ne varsa arkasýndaki yapý biliniyor.
Hele ki, seçimden bu yana “Ak Parti ile sakýn koalisyon kurmayýn” diyen, Ak Parti ile koalisyon kuracaklara yönelik yaftalama, karalama iþlerinin merkezi de ayný..!
Yukarýdaki cümlede Dumanlý iki kesime ince mesaj veriyor. HDP seçmenini terörize ediyor, MHP seçmenine ‘sakýn partinin Ak Parti ile koalisyon kurmasýna izin verme’ diyor.
Toplum mühendisliðini iyi bilen.
Seçmen eðilimlerini etkilemeyi iyi bilen.
Arka kapý diplomasisini iyi bilen.
Hedefe giderken ilkelerini hiçe saymayý iyi bilen.
Takiyeyi yaþam biçimi haline getirenler þimdiden erken seçim kehanetinde bulunuyor..!
Siz önce toplum vicdanýnýn size ne söylediðini bir görün hele...