Hepiniz oradaydýnýz!

Bugün FETÖ’ye “mesafe koyar gibi” yapýyorlar ama esasýnda düþüncelerinde bir deðiþiklik yok. 15 Temmuz’dan önce ne düþünüyorlarsa, þimdi de aynýný düþünüyorlar. 

Kimi, darbeden sonra içeri alýndý. 

Hâlâ yatýyorlar. 

Kimi tahliye edildi. 

Kimi de “en büyük kamuflaj susmaktýr” uyarýnca sessizliðe gömülmüþ durumda. 

Oysa hepsi oradaydý... 

Darbeden altý ay önce... Bugün susarak durumu kurtarmaya çalýþanlarýn tümü “görev” addedip o gün FETÖ toplantýsýna koþtular. 

Darbe baþarýlý olsaydý, “Erdoðan’ýn otoriterleþmesi bu darbeyi kaçýnýlmaz kýldý” deyip, yeni duruma göre pozisyon alacaklardý. 

Murat Belge yýllardýr bunun alýþtýrmasýný yapýyordu, “Hiç temenni etmem ama...” cümlesinin arkasýna sýðýnarak 27 Mayýs benzeri bir darbeyi müjdeliyordu: “Erdoðan otoriterleþmesini sürdürürse 27 Mayýs benzeri bir müdahale gündeme gelebilir.”

Geldi iþte... 

Emir-komuta zinciri dýþýna çýkmýþ Fetullahçý subaylar, 27 Mayýs’ta olduðu gibi, bir “kadro darbesine” yeltendiler. 

Bunu yapacaklarý biliniyordu. 

Murat Belge de biliyordu. 

Bildiði þey gerçekleþtiði halde, darbe giriþimi karþýsýndaki soðukluðunu (anlayacaklarý ifadeyle söylersek “nesnelliðini”) korumaya devam ediyor. Ve hâlâ FETÖ’ye tek laf etmiyor. 

Darbeden altý ay öncesine dönelim... (Daha önce de “deþifre” etmiþtim. Tekrarýnda sakýnca yok.)

Bir “darbe örgütlenmesi” olduðu ortaya çýktýðý halde, memleketin okumuþ yazmýþ takýmý, “görev” telakki edip, maalie, FETÖ’nün Abant toplantýsýna koþtular. 

Bir de bildiri yayýnladýlar. 

Bildiride þöyle deniyordu: “Kürt sorunu merkezli çok yönlü þiddetin yoðun olarak yaþandýðý Sur ve Cizre ilçeleri baþta olmak üzere, Güneydoðu Anadolu Bölgesi’nde sivil insanlarýmýz zarar görmekte, göç etmek zorunda kalmakta ve kadim kültür mirasýmýz yok edilmektedir.”

Kimler “sivil insanlarýmýza” zarar veriyordu? 

Hangi güç insanlarýmýzý göç etmek zorunda býrakýyordu ve bu insanlar nereye sýðýnýyordu? 

Kadim kültürümüzü temsil eden camiler ve tarihi yapýlar kimler tarafýndan ateþe veriliyordu? 

Bunlarý cevabý yok... 

Çünkü bildiride bir tek “PKK” ifadesi geçmiyordu. 

Peki, kimler “görev” telakki edip FETÖ toplantýsýna koþtu? 

Düne kadar, cemaat dendiðinde tüyleri diken diken birçok Kemalist-ulusalcý deðer... 

Ek olarak kimi Cumhuriyet yazarlarý: Ahmet Ýnsel ve elbette (huzurlarýnýzda) Aydýn Engin... 

HDP’den “kariyerist” bacýmýz Hüda Kaya... 

Eski Kültür ve Turizm Bakaný Ertuðrul Günay... 

Kalan ömrünü bir “Fetullahçý” olarak tamamlamaya azmetmiþ eski Dýþiþleri Bakaný Yaþar Yakýþ... 

Kambersiz düðün olur mu? 

Nazlý Ilýcak da hocasýnýn çaðrýsýna koþup Abant’ý þenlendirenler arasýndaydý. 

Bitti mi? 

Murat Belge de oradaydý... Ve Murat Belge’ye (yani ustasýna) hayran olmak dýþýnda ayýrýcý bir vasfý bulunmayan Birikim dergisi genel yayýn yönetmeni Ömer Laçiner... Ki, “Yüzde 40’ýn üzerinde oy almasý durumunda Erdoðan demokrasi dýþý yollarla mutlaka indirilmelidir” demiþliði vardýr. Muhtemelen “darbe yancýsý” olarak oradaydý. Bu ikili varsa, mutlaka içki servisi de yapýlmýþtýr... 

Bitti mi? 

Baskýn Oran, Mümtaz’er Türköne, Ali Bulaç, Þahin Alpay, Reha Çamuroðlu, Eser Karakaþ, Mehmet Altan ve Ferhat Kentel de katýlýmcýlar arasýndaydý. 

Biliyorsunuz, sonuncusu (yani Ferhat Kentel), bir FETÖ operasyonundan kýl payý kurtulmuþtu. Birileri “KCK sanýðý” yapmak için çok uðraþmýþlardý Ferhat’ýmýzý. Erdoðan’dan nefret ettiði haberi uçurulunca, ayný birileri bu kez “Abant Platformu üyeliðiyle” taltif ettiler onu. Alan razý veren razý olduktan sonra bize söz düþmüyor. Birbirlerine hayýrlý olsunlar. 

Peki, ben bu bilgileri neden hatýrlattým? 

Fetullah’ýn darbesi “ben geliyorum” diye baðýrdýðý halde liberallerimiz nerede eðleþiyormuþ, kimler “zihnen” darbeye hazýrmýþ? 

Bilinsinler... 

Bilinsinler ve niçin “ahlaki” üstünlüklerini yitirdiler, görülsünler!