Cüneyd Altýparmak
Cüneyd Altýparmak
Tüm Yazýlarý

Her baba, oðlunun ilk kahramanýdýr…

Uzunca bir süredir gündemin hukuki yönünü deðerlendirmeye ve düþüncelerimi sizlerle paylaþmaya çalýþýyorum köþemde... Yazýlarýma babam Ömer Faruk Altýparmak'ýn vefatý sebebiyle ara vermiþtim... Aradan sonraki bu ilk yazýmda benim bu günlere gelmeme sebep olan, düþünce dünyamýn ilk tohumlarýný atan, beni hayata hazýrlayan babama dair birkaç satýr paylaþmak istiyorum sizinle... Pek tabi insanýn babasý hakkýndaki düþünceleri ve duygularý ne kadar objektif olur bilinmez. Her baba, oðlunun ilk kahramanýdýr çünkü!...

Uzun süredir hastaydý. Son üç ayý hastanede geçti. Evden son ayrýldýðýnda "artýk dönmeyeceðini" hissediyordum bu sefer... Birkaç kez gitmiþtik hastaneye böyle apar topar ama bu farklýydý... Yaþlýlýðýn kendisi bir tür hastalýk, bir de üstüne binen yeni hastalýklar ve sonuç... Annem son anýna kadar onu yalnýz býrakmadý. Tüm bakýmýyla bizzat ilgilendi sað olsun... Ve beklediðimiz, -sözde metin olacaðýmýzý düþündüðümüz- "ölüm gerçeði" ile yüzleþtik 28 Aðustos günü. Her ölüm erkendir. 73 yaþýndaydý. "Erkekler, babalarý ölmeden büyüyemezler" denir, bu bir gerçek...

Þanlýurfa Ýmam Hatip'in ilk öðrencilerindendi. Þimdilerin "Marmara Ýlahiyat"ý olan Yüksek Ýslam Enstitüsü Mezunuydu. Þanlýurfa Ýmam Hatip Lisesinde meslek hocasýydý. Birçok lisede Din Kültürü öðretmeni olarak çalýþtý. Sonrasýnda üniversiteye geçti... Yüksek Lisansý "Muhammed b. Mustafa Akkirmâni ve Eseri Ýklilü't-Terâcim", doktorasý ise "Þehrezuri'de Tasavvuf-Felsefe Ýliþkisi" baþlýðý taþýyordu. Harran Üniversitesi Tasavvuf Tarihi hocasýydý. Bu alanda birçok makale yayýnladý. Son olarak güneydoðunun tarikat atlasý üzerine çalýþmaya baþlamýþtý ancak rahatsýzlýðý sebebiyle býraktý...

Davasýna inanmýþtý. Ortaokuldan, liseden ve üniversiteden öðrencilerinin taziyede en çok söylediði þuydu: "bize sadece öðretmenlik yapmadý, bize düþünmeyi öðretti, bir Müslüman nasýl düþünür bunu anlatýrdý!" Hem öðrencilik yýllarý hem de öðretmenliði hareketli geçmiþ... Darbede ise "sýkýyönetim hapislerine" ve sonrasýnda sürgünlere tabi tutulmuþ. Bu sebeple büyüdüðüm yerlerin baþýnda Denizli/Serinhisar (eski adý Kýzýlhisar) gelir. Orayla kopmayan bir baðý vardý. Diyar diyar dolaþtýktan sonra yine Urfa'ya dönmüþüz.

Bekir Karlýða, Necip Taylan, Ziya Kazýcý, Emin Iþýk hocalarýn ve nice ismini sayamadýðým o kuþaðýn öðrencisi babam. Necip Fazýl hayraný. Þiirleri ezberindeydi. Cemil Meriç'i oku diye önüme indiren, Muhammed Ýkbal'den, Mehmet Akif'ten dizeleri zihnimize nakþeden, Ýsmet Özel'i bize ilk söyleyen oydu... Halen o günlerin dergileri duruyor evde... Erbakan, Ýlim Yayma Milli Türk Talebe Birliði, Vefa, Vakýflar ve Rüstem Paþa yurdu, Milli Görüþ... Kendisinden sýkça duyduðumuz anahtar kelimeleriydi... Ortaokulda baþlattý okuma serüvenimi. Ders çalýþmaktan önemli olan "klasikleri bitirmek ve Müslümanca düþünen yazarlarý ve alimleri okumaktý" ona göre... Hakkýnda anlatacak çok þey var pek tabi ama ben sözü kendisine býrakmak istiyorum...

2011-2012 yýllarýnda Þanlýurfa'da, Gazete Ýpekyol'da köþe yazýlarý yazdý. O tarihlerden bugüne bakýþ gibi olacak yazýlarýnda özetle þunlara deðiniyordu:

SORGULANMADAN YAÞANMIÞ HAYAT...

Her alanda sorgulamanýn mümkün olmasýný önemserdi: "Peki ne yapalým diye soruyorsunuz? Çok basit. Kendi iktidar alanýmýzda bu kültürü yaygýnlaþtýrmak ve bulunduðumuz grupta, lideri olduðumuz klikte, üyesi olduðumuz dernekte sorgulamaya ve sorgulanmaya müsaade etmeliyiz..."

OKUMAK AMA HERÞEYÝ DEÐÝL!

"Ama 'arif' insan 'obezite hastalýðýna duçar olmuþ gibi' her önüne ineni yemez. Seçer düzenler ve disiplin altýna alýr ve baþlar okumaya... Dikkatli olmalýyýz, popüler kültürün ürettiði 'best seller' bu kültürün ürünü hedef kitlenin iþtahýný öyle bir kabartýr ki; kiþinin yaþam öyküsü ve idealleriyle örtüþmeyen bir kitabý tükettirir!"

ÝNSAN OLMAK...

"Ýnsan, bedeni varlýðýn ötesinden 'ilahi ben'iyle ezelidir...Kur'an insan kalýbý yanýnda o kalýbýn taþýdýðý bir baþka 'ben', bir 'öz'e iþaret etmektedir. Kur'an 'insan' derken iþte bu 'ben'i esas almaktadýr"

VE FENERBAHÇE...

Koyu bir taraftardý. Ýyi bir futbolcuydu. Ýstanbul'u gezdiðimizde türbe ve camilerden, akraba ve dost ziyaretinden sonra bir yere daha uðrardýk: Dereaðzý... Fenerbahçe'ye karþý yapýlan operasyona hep karþý çýkmýþtý: "Daha önceki yazýmda da belirttiðim üzere operasyon maksatlý bir kitle var. Bu defa spor özellikle futbol hakkýnda almýþ olduðu bilgileri açýklamakla hukuku yönlendirmekle, mahkemeleri etkilemekle uðraþýyor, bu gazetecilik deðil, baþka bir amaç var..."

Babamý dedemin üstüne defnettik. Hz. Ýbrahim Makamý'nýn avlusundaki caminin haziresine. Dedemin oraya çok hizmeti olmuþtu. Babamýn da zamanýnýn bir kýsmý oralarda geçerdi... Deðerli aðabeyim Tarýk Tufan'ýn dediði gibi "hocama da sorsaydýk, ben artýk gideyim derdi"... O gitti ve bir dönem kapandý.... Rabbim herkese selamet ihsan etsin!...

Bu vesile ile tekraren bizzat cenaze ve taziyemize gelerek veya arayarak taziye dileklerini bildiren herkese sonsuz þükranlarýmýzý sunuyoruz.