Noah Baumbach ‘Amerikan baðýmsýz’ sinemasýnýn genç kuþaðýndan, Brian de Palma’nýn yakýn çevresinden New York ekolü bir yönetmen. 26 yaþýnda yazýp yönettiði Kicking and Screaming ile 1995 New York Film Festivali’nde dikkat çekti. Entelektüel ve sinefil bir aileden geliyor. Wes Anderson ile birlikte The Life Aquatic with Steve Zissou/ Steve Zissou ile Suda Yaþam’ý yazdý. 2005 yýlýnda yazýp yönettiði, ebeveynlerinin boþanmasýndan esinlendiði The Squid and the Whale/ Mürekkep Balýðý ve Balina ile Sundance Film Festivali’nde iki ödül birden kazanmasýnýn yaný sýra En Ýyi Özgün Senaryo dalýnda Oscar’a aday gösterildi; üç de Altýn Küre adaylýðý elde etti. Eþi Jennifer Jason Leigh ile Nicole Kidman’ýn baþrolleri paylaþtýðý Margot at the Wedding/ Kýzkardeþim Evleniyor’u yönetti. Yakýn arkadaþý Wes Anderson’ýn canlandýrma filmi Fantastic Mr. Fox/ Yaman Tilki’nin senaryosunu yazdý. Uluslararasý alandaki entelektüel çýkýþýný Berlin Film Festivali’nde yarýþan, baþrolünü Ben Stiller’ýn üstlendiði Greenberg ile yaptý. Bu yýl da kýz arkadaþý Greta Gerwig ile birlikte yazdýklarý ve Gerwig’in baþrolü üstlendiði Frances Ha ile yeniden Berlin Film Festivali Panorama bölümünde yer aldý. Baumbach ile Berlin Film Festivali’nde kuþaðýný, sinemasýný ve filmini konuþtuk.
- Brian de Palma ile iyi arkadaþsýnýz. De Palma kendi kuþaðýnýn Hollywood’da çalýþmaya can attýðýný, sizin kuþaðýnýzýn ise bunu hiç cazip bulmadýðýný söylüyor. Öyle mi gerçekten?
Bence herkes hep Hollywood’da çalýþmak ister. Sanýrým demek istediði onun, (Steven) Spielberg, (Francis) Coppola, (Martin) Scorsese’nun yaptýðý filmleri zamanýnda Hollywood’un desteklediði, bugün sinemaya baþlýyor olsa ya baðýmsýz ya da geleneksel olarak stüdyo filmi olmayan birimlerle çalýþacaðýdýr. Bizim ne yapmak istediðimizden ziyade endüstrinin iþ yapma modeli söz konusu. Eðer stüdyolar benim yapmak istediðim tarzda film yapýyor olsalardý mümkün olduðunca çok çalýþmak isterdim...
- Baðýmsýz sinemanýn hala bir alternatif olduðunu düþünüyor musunuz? Artýk o kadar da kuraldýþý deðil. Kendi içinde dil, anlatý ve diðer her þey ortak. ‘Ýþte bu bir baðýmsýz film’ diyebiliyor musunuz?
Hollywood ve baðýmsýz sinemacý diye ayýrt etmesek de olur. Bazý sinemacýlar daha fazla kendiliðinden stüdyo mantýðýna sahiptir, diðerleri daha özgündür. Brian’ýn zamanýnda Spielberg pek çok kiþiye cazip gelen bir stüdyo mantýðýna sahipti. O Brian’dan daha çok sattý, ikisi de eþit derecede müthiþ sinemacýlar. Fincher gibi Hollywood sistemi içinde film yapan ama yapmak istediði filmleri de yapabilen sinemacýlar vardýr. Bazýlarý sadece uyum saðlar. Ben pek baðýmsýzlar Hollywood’a karþý diye düþünmem, film finansmaný dýþýndaki nedenlerle...
- Greenberg’den sonra benzer biçimde nevrotik bir kadýn kahraman yarattýnýz... Nasýl oluþtu bu karakter?
Ýnsanlarý böyle görüyorum! Bazen kendi yollarýndan ayrýlmakta zorluk çeken, sorunlarýyla ve dýþarýdan gelen engellerle baþa çýkamayan insanlarý seviyorum herhalde. Bunu komik de buluyorum. Her iki karakter de benim için komik yaratýklar. Onlarý olabildiðince gerçekçi ve sahici yazmaya çalýþýyorum ama iþin doðrusu onlarý sadece komik buluyorum. Greenberg sadece komik deðil ama kendini 21 yaþýndaki haliyle, o zamanki düþünceleriyle tanýmlayan ama 40’ýna gelmiþ bir adam! Komik bir fikir gibi geldi. Frances de biraz öyle. Greta (Gerwing) ve ben onlarý eðlendirici buluyoruz. Onlara çok da sempati duyuyorum. Öylemesine ortaya çýkýyorlar yazarken.
- Filmde birçok farklý müzik kullanmýþsýnýz. Nasýl seçtiniz onlarý?
Filmin o tür müziði ya da þarkýyý istediðini hissederim. Hani sabah kalkýp ‘Bugün bunu dinlemek istiyorum’ dersiniz ya... Filmlerle de öyle oluyor.’Bu müzik bu filme gider’ diyorsunuz. Frances Ha’da büyük, neþeli, romantik bir þey lazýmdý. Film siyah-beyaz olduðu için hem eski hem güncel bir þey istedim. Fransýz Yeni Dalga’sýný ve Georges Delerue’yü çok severim. Onlarý da kattým filme, hangi filmden olduðunu bakmaksýzýn. Bazýlarý çok iþe yaradý, bazýlarý yaramadý. Delerue’nün bestelediði ama benim izlemediðim filmlerin müziklerini de aradým. Filme çok uyuyordu. Doðrudan bir saygý duruþu olmasýný istemedim, izlerken kimsenin aklýna 400 Darbe gelsin istemedim. Artýk kimse böyle müzik yapamýyor. Tabii muhteþem besteciler bugün de ama ben hiçbirinin ücretini karþýlayamam.
- Bütçe sorunu çalýþmanýzý etkiliyor mu? Müzikte çaresini bulmuþsunuz ama diðer sorunlara nasýl çözüyorsunuz?
Her filmimde bütçe derdim olmuþtur. Ýngilizcede ‘Necessity is the mother of inventions/ Ýhtiyaç icatlarýn anasýdýr’ derler, umarým doðrudur. Ben hep çözüm deðilse de parametreler bulmuþumdur. Baþka türlü özgürlükler buluyorsunuz. Kýsýtlamalardan müthiþ þeyler doðabilir. Gerçi bazen sadece kýsýtlama olarak kalýyorlar...
Roman yazamýyorum, film yapýyorum
- Size film yapmaya devam etme gücünü veren nedir?
‘Þeyleri’ görme biçimim. Ýlgimi çeken ya da sevdiðim ‘þeyler’ kendilerini bana film þeklinde gösteriyorlar. Bazen belki de roman olmaya daha uygun fikirler geliyor aklýma ama roman yazmayacaðým için film yapýyorum. Dünyayý böyle görüyorum.
- Bir imge mi, bir kývýlcým mý... Nedir gördüðünüz?
Her filmde farklý. Bir film yazmaya beni yönelten farklý þeyler. Greta ile yirmili yaþlarýnda hayatýyla uðraþan bir genç kadýn, siyah-beyaz New York’tu. Hep daha küçük bir ekiple, geleneksel sinemadan uzaklaþarak film çekmek istedim.