Her gazeteci gazeteci deðildir!

Gökyüzünden meteor taþý düþse bunu Cumhurbaþkaný Erdoðan’dan bilen patolojik tipler var.

Her taþýn altýnda Cumhurbaþkaný’ný arayan veya her cürmün sahibi olarak Cumhurbaþkaný’ný gören bu hastalýklý tipler, kendilerine gazeteci diyorlar.

Ýþgal ettikleri köþelerden sabah akþam Cumhurbaþkaný’na adice hakaretler yaðdýrmayý gazetecilik sanan bu tipler kimin bekçi köpeðidirler bilmem.

Çünkü kendilerini ne hikmetse sahipsiz diye tanýmlýyorlar.

Oysa bir sahipleri var onlarýn.

O sahiplerin asýl sahipleri de dýþarýda.

Kendileri kaçýncý sýrada, kimlere bekçi köpekliði yapýyorlar anlayýn artýk…

O sahiplerin kim olduðunu merak edenler, Cumhurbaþkaný Erdoðan’a kimin her vesileyle amansýz düþman addederek saldýrdýðýna bakarlarsa anlarlar.

Bu bekçi köpeði lafý da o gazetecilere ait.

Cumhurbaþkaný’mýzý savunan herkesi “sahibinin bekçi köpeði!” olarak tanýmlayan bu marazi tiplere göre bir tek kendileri gazeteci.

Bir tek kendileri aydýn.

Erdoðan düþmanlýðý üzerinden patolojik seviyesizliðe savrulan gazeteciler öyle de siyasetçiler farklý mý?

Al birini vur ötekisine...

Yok birbirlerinden farklarý...

***

Kaç gündür bu takýntýlý ve hastalýklý psikolojilerini bir gazeteci üzerinden Cumhurbaþkaný’mýza kusan gazeteci ve siyasetçilere baktýkça, gazetecilik mesleði ve siyaset kurumu adýna utanç duymamak mümkün deðil.

Sabah gazetesinde yazan birinin, bir televizyon programýnda sarf ettiði gerçekten edepsiz ve hakaretamiz sözler hepimizin infialine neden olmuþtur.

Ve herkesten çok bizim derin öfkemizi çekmiþtir.

Sýrf Sabah gazetesinde yazdýðý veya Cumhurbaþkaný’ný savunduðu için iþbu gazetecinin densizliðin ve seviyesizliðinin faturasýnýn Cumhurbaþkaný’mýza kesilmesi çok büyük bir ahlaksýzlýk örneðidir.

Cumhurbaþkaný’mýzý herkesten önce ve herkesten çok inciten bu densiz ve edepsiz sözler dolayýsýyla hedef tahtasýna oturtanlar bilinmelidir ki týpký o sözlerin sahibi kadar mücrimdirler.

O gazeteci vesilesiyle “Asýl sahibine bakmak lazým” diyenler düþmanlýklarýnda da mert olmayý beceremeyen haysiyet cellâtlarýdýrlar.

Cumhurbaþkaný’mýz þayet mahut gazeteciye sahip çýkmýþ olsaydý veya konuþtuðu televizyon ve yazdýðý gazete arka çýkmýþ olsaydý bu durumda yapýlacak eleþtirilerin bir anlamý olabilirdi.

Lakin tam tersi olmasýna raðmen bu cürmün asýl failini baþka yerde arayanlarýn ahlak anlayýþlarý tartýþýlýr.

Gazeteciliði veya siyaset yapmayý bu þekilde anlayanlarýn insanlýk anlayýþlarý da ziyadesiyle sorunludur.

Medyada Cumhurbaþkaný’mýzý yüreklice savunan gazeteci ve yazarlarý “sahibinin bekçi köpeði” olarak tanýmlayýp suçlayanlar, kendileri öyle olduðu için onurlu insanlarý da kendileri gibi gören haysiyet fukaralarýdýrlar.

Kimin kiminle hesabý varsa mertçe görsün.

Ama her vesileyle Cumhurbaþkaný’mýza namertçe saldýran o gazeteci ve siyasetçi müsveddelerine anladýklarý dilden cevap vermeyi pekâlâ biliriz.

O gazetecinin gayrý ahlaki ve müptezel sözlerine ne kadar karþýysak, o gazeteci üzerinden Cumhurbaþkaný’mýza saldýran azgýnlarýn sözlerini de bir o kadar gayrý ahlaki ve seviyesiz buluyoruz.

Gazetecilik dediðiniz Cumhurbaþkaný’mýza her vesileyle sahiplerinizin istediði gibi havlamak ise alýn o gazeteciliðinizi baþýnýza çalýn diyoruz.

Her gazeteci, gazeteci deðildir ne yazýk ki…