Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryollarý, Haydarpaþa Garý'nýn, atýl durumda olan depo sahalarý bölgesini "kültür ve sanat etkinliklerinde kullanýlmak üzere" kiralamak için ihale yaptý. Ýhaleye dört þirket kaldý. Bir þirket kriterleri saðlayamadýðý için elendi, bir baþka þirket ise teklif vermekten vazgeçti. Son ikiye kalan þirketlerden biri Hezarfen Danýþmanlýk þirketi aylýk 300 bin TL teklif sundu. Konsorsiyum oluþturarak ihaleye giren ÝBB’nin dört iþtiraki ise aylýk 100 bin TL teklif sundu. Tablo bu. Buna ek olarak ÝBB’nin ihale teklifinde bazý usül hatalarý da varmýþ. Bunu da Ekrem Ýmamoðlu açýkladý. Yani dört þirket koskoca ÝBB, bir ihale teklifi yazmayý becerememiþler. Sonuç... Sonuçta ihalelerden ÝBB iþtirakleri elendi ve Ekrem Ýmamoðlu kýyametleri koparttý. Ýþi beka sorununa dönüþtürdü. “Milletin malýný yedirmem” falan gibi laflarla ayaða kaldýrdý ortalýðý. Rakip firmanýn sermayesinin 10 bin lira olduðunu iddia etti. Deðilmiþ. Meðer 1 milyon TL’ymiþ... Rakip firmanýn sahibinin eski bir belediye çalýþaný olduðunu söyledi. Suç mu, bilemedim.Ýhaleyi alamayýnca küplere binen Ýmamoðlu, kameralar karþýsýna geçip “Biz izin vermeden buralara giremeyeceksin” falan dedi dün.. Pardon? Ne o öyle, ‘memleketin bütün tersanelerine girilmiþ’ algýsý oluþturma gayretleri. Arkadaþ topu topu bir ihale kaybettin. Otur bir dahakine daha iyi çalýþ.
Þimdi bu ihale konularýnda, iþler sarpa sarýnca yeri yerinden oynatmaya çalýþan Ekrem Ýmamoðlu’na, biri de çýkýp, “Peki sen Beylikdüzü’nde ne yapýyordun” diye sormaz mý? Beylikdüzü Belediyesi yýllarýnda, sermayesi 100 bin TL olan bir þirkete toplamda 50 milyon TL'lik ihaleyi nasýl verdi? Ýstiyorlar ki Beylizdüzü dosyalarýný açmayalým. Açalým kardeþim.. Vaktiyle 50 milyonluk ihale kazanan þirketin baþka hiçbir kamu kurumundan ihale almadýðý doðru mu? Beylikdüzü ihaleleriyle yükselen firmanýn bir anda 4 milyon, 7 milyon, 14 milyon lira gibi yüksek bütçeli ihaleleri kazanmaya baþladýðý doðru mu? Ýmamoðlu’nun adaylýk süreci ve seçim çalýþmalarýnda ‘varmýþ’ gibi gösterdiði boðazda tekne turu, sucuk-ekmek daðýtýmý gibi etkinlikleri, hiç yapmadýðý halde parasýný aldýðý doðru mu? Peki kim bu firmanýn sahibi? Bugün Ýmamoðlu’nun Kültür A.Þ’ye genel müdür olarak getirdiði kiþi. Yani Ýmamoðlu’na göre önce çalýþan olup sonra ihaleye giremezsin ama önce ihale aldýktan sonra maaþlý çalýþan olabilirsin.
Ankara mutabakatýyla elde ettiðimiz muhteþem zafere gölge düþürmek isteyen bazý fýrsatçýlar, ýsrarla buradan siyaset üretmeye çalýþýyor. Çalýþsýnlar sorun deðil ama bunu n’olur insan zekasýyla alay etmeden yapsýnlar. Ýki gündür ekranlarda duyduðum en zekice (!) analiz, “Bugün bunu zafer olarak sunanlar, bu iþin asýl sorumlusudur. Hatalý Suriye politikamýz iþleri bu hale getirdi.” Sonra iþte o ünlü ‘6 ayda Esad düþecek’, ‘Emevi Camii’nde namaz’ falan gibi bilinen ezberler. Arkadaþ, vaktin dýþ politika teorisyeni Ahmet Davutoðlu’nun öngörüleri hatalý çýktý. Süreci yanlýþ okudu. Devlete hata yaptýrttý. (Hatta biraz daha ileri gideyim.. Bugün görevde olsaydý son mektup krizinde bir büyük hata daha yaptýracakmýþ meðer) Tamam. Bunda hemfikiriz zaten. Fakat Esad’ýn kendi halkýna yaptýðý katliam ve sonrasýnda yaþanan iç savaþ sürecinin Davutoðlu’yla ya da vaktin hükümetleriyle ne ilgisi var? Tunus’ta Muhammed Bouazizi de kendini bizim hatalý politikalarýmýz yüzünden mi yaktý? Kaddafi tekmelene tekmelene bizim yüzümüzden mi öldürüldü? Mübarek bizim yüzümüzden mi devrildi? Hükümete hiçbir söz söylemeyin demiyorum. Fakat kendinizi komik duruma düþürmeyin.