(Bugün yazý günüm olmamasýna raðmen, özellikle Ýran'da dün yapýlan seçimin sonuçlarý henüz kesinleþmese de, bu konuya deðinelim..)
Ancak, önce, bir noktaya bilhassa dikkati çekmek gerekir: Cumhurbaþkanlýðý adaylarýndan Mes'ûd Piziþkiyan'ýn soyadýndaki, 'yan' ekine takýlýp onun 'ermeni' olduðunu zannetmiþler.. Halbuki, Farsçadaki 'yan' eki, Türkçedeki 'ler-lar'gibi çoðul eklerini yerine kullanýlýr. Ermenice'ye de Farsça'dan geçmiþtir.
'Kalaycýyan', Kalaycýlar; ya da, 'Ýsfahaniyan'ýn da, 'Ýsfahanlýlar' demek olduðu gibi..
Piziþkiyan'a gelince.. 'Piziþk, Farsçada doktor demek olup, 'piziþkiyan' kelimesi , 'doktorgiller' mânâsýndadýr.'
*
Ýkinci konu, 'Ýran'ýn son 500 yýlýndaki derin farklýlaþmasý'nda duygu kopmasý , önceki asýrlara da teþmil olunarak, 'tarih boyunca hep Müslümanlarla savaþtýðý ve zorluk çýkardýðý' gibi laflar nice ünlü ve kocaman tarihçilerce de dillendirilmiþtir; sýk sýk..
Ýran'ýn Rusya'yla girdiði ve aðýr yenilgiler aldýðý ve de Gülistan ve Türkmençay gibi çok aðýr kayýplar vererek çekildiði andlaþmalarý imzalamasý bir yana, Ýkinci Dünya Savaþý yýllarýnda da kuzey Ýran'ýn Rusya tarafýndan iþgal edilmesi ve Rusya tarafdarý bir takým mahallî hükümetler kurulduðu görmezlikten gelinir.. Keza, güneyde Ýngilizlerle 5 yýl kadar süren Tengistan savaþlarý, Portekizliler'le savaþlarý bilinmeyince öyle genellemelerle, gerçek dýþý iddialar dillendirilebilmektedir.
*
Üçüncü konu, Ýran ile Osmanlý arasýnda asýrlar boyunca tadsýz, hattâ çok acý iliþkiler oldu, özellikle Þah Ýsmail- Yavuz Selim zamanýndan ve de Ýran'ýn Þah Ýsmail eliyle þiîleþtirilmesinden bu yana, 1500'lerden beri..
Ama, her uyuþmazlýk ve hattâ savaþýn sonunda, çýkar yol olarak, 1639'daki Kasr-ý Þirin Andlaþmasý bulundu. Ve, 1639'dan sonra bir daha sürtüþme olmadý sanýlýr.. Rusya, Kafkaslarý aþýp, taa, Tahran'a doðru ilerlerken, Osmanlý da, Rusya tarafýndan, doðudan da kuþatýlmamak ve müslüman coðrafyalarýnýn tamamen elden çýkmamasý için, Ýran'a girdi, Hemedan ve Kermanþah gibi þehirleri aldý
Ve Ýran çaresiz kalýnca, Fransa kurtarýcý rolünde devreye girdi ve sonra 1724'de Ýstanbul'da üçlü bir andlaþma imzalandý. Ve amma o masada Ýran yoktu, Ýran'ý masada Fransa temsil (!!!) ediyordu. Bu andlaþmaya göre, Derbent, Bakü ve Daðýstan, Rusya'ya; Gence, Karabað, Tiflis, Revan ve Tebriz de Osmanlý Devleti'ne verildi.
Daha sonra ise, Rusya, Aras Nehri'nin kuzeyindeki bütün Kafkasya'yý da aldý.
Ama, Ýran toparlanýp, Osmanlý da, bozulan sýnýrlarýn yeniden belirlenmesinde ihtilaflar uzayýp gidince, çýkýþ yolu olarak '1639- Kasr-ý Þirin Andlaþmasý'ndaki sýnýrlara dönmeyi kabullendi.
1840'larda meydana gelen Osmanlý- Ýran geriliminde ise, o sýrada Ýran Ordusunda baþgösteren veba (kolera) hastalýðý üzerine Ýran, 'Ordumuzda veba hastalýðý baþladý, bana saldýrmazsan, geri çekileceðim' deyince, Osmanlý kabul etti ve sýnýrlardan meydana gelen deðiþiklikleri müzakeresinde anlaþmaya varýlamayýnca, yine 1639-Kasr-ý Þirin Andlaþmasý'na dönüldü. Yani, 1639'dan beri iki ülke arasýnda hiç savaþ olmadý deðil; ama, 1639'a dönülmesi çare olarak görüldü.
Ýran ile Türkiye arasýndaki pürüzlerin, sonunda yeniden 1639-Kasr-ý Þirin Andlaþmasý'na dönmek noktasýna varacaðý þeklindeki tarihî örneklerin yeniden yaþanmasý her halde akýl kârý olmayacaktýr.
Bu gibi komþu devletlerin siyasetlerinde genel kural þudur:
1-Her devlet, komþusunun kendisinden güçlü olmamasýný ister..
2-Ama, komþu devletin zayýflamasýnýn iç sancýlarýnýn, kendi sosyal bünyesinde de rahatsýzlýklar meydana getirebileceðini unutmaz.
3- Ayrýca, taraflar, karþý tarafýn güçlenmemesi için, birbirlerinin iç iþlerine, özellikle etnik veya mezhebî unsurlarý kullanarak gizlice karýþmak þeklindeki tavýrlardan da uzak duramazlar..
*
Hz. Ömer zamanýnda, Qadisiye Savaþý'ndan sonra Müslümanlarýn hâkimiyetine geçen Ýran, son 500 yýldaki mezhebî farklýlaþma öncesinde, müslüman hükûmetlerin ve kezâ Selçuklu Devleti'nin de hüküm sürmek açýsýndan çok önemli bir yeri olan Ýran; halklarýnýn günlük hayatlarýndaki benzerlikleri açýsýndan onca yakýnlýklara raðmen, siyasî ve mezhebî ihtilaflarý yüzünden, en yakýndaki uzak komþu durumunda..
*
Bu cümlelerden sonra..
Seçimin kazananý henüz belli olmasa da, -6 adaydan, ikisinin çekilmesiyle, 4 aday arasýnda yapýlan seçimde.. (Bu satýrlarýn yazýldýðý , 29 Haziran, Cumartesi sabahý saat 07.00'deki durum itibariyle) Kalb doktoru Mes'ûd Piziþkiyan'ýn yüzde 41,5'le önde, nükleer müzakereci Saîd Celilî'nin yüzde 40.5'la ikinci sýrada ve Meclis Baþkaný Muhammed Bâqir Qalibaf'ýn da yüzde 13,5'la 3. sýrada olduðu görülüyordu.. Ancak halihazýrdaki durum itibariyle, hiç bir adayýn yüzde 50'yi bulamýyacaðý ve bu sebeple gelecek hafta, 5 Temmuz Cuma günü, en çok oy alan iki aday arasýnda yapýlacak ikinci merhale seçime gidilmesi ihtimalinin gerçekleþeceði düþünülüyor. O zaman da, yeni denge arayýþlarý, sonuçta etkili olacaktýr.
*
Dr. Piziþkiyan'ýn, 'baþörtüsü- tesettür mecburiyetini kaldýracaðý'na dair sözünün, yeni nesiller arasýnda ilgi uyandýrdýðý sanýlýyor.. Ancak, bu konunun Ýran'daki sistem itibariyle Cumhurbaþkaný'nýn yetkilerinin ötesinde olduðu düþünüldüðünde, onun seçilmesi halinde ya 45 yýllýk inkýlabçý uygulamalardan geri adým atýlacaðý, ya da, Piziþkiyan'ýn o sözünü kenara koyacaðý ve her iki durumda da yeni sosyal gerilimlerin meydana geleceði ihtimalleri güç kazanýyor..
*
Amerikan seçimleri öncesinde evvelki gece yapýlan ve Amerika'daki medya organlarýna kadar taþýnan, 'ABD'de yaþamýyorsanýz lûtfen bu tartýþmaya katýlmayýn.. Bu bizim özel aile rezilliðimiz ve baþkalarýnýn bakmamasýný tercih ederiz.' gibi cümlelerin bile yazýldýðý internet þakalarýna konu olan 82 ve78 yaþlarýndaki 'Biden- Trump' arasýndaki ilginç tv. tartýþmasýna da ayrý bir yazýda deðinelim, inþaallah..
*