Her konuda anlaşmadıkça hiçbir konuda anlaşmış sayılmazsınız

IRA barış sürecini yürüten ekip tecrübelerini Star’a anlattı. “Her konuda anlaşmış değilsek hiçbir konuda anlaşmış sayılmayız” mottosuyla yürütülen müzakerelerin sonunda Hayırlı Cuma’ya imza atan eski İrlanda Başbakanı “çatışmaktan mutlu olanlar var” diyor.

Çatışma çözümleri alanında çalışan bir grup kadınla birlikte DPI’ın (Demokratik Gelişim Enstitüsü) organizasyonuyla Dublin’deydik. Kuzey İrlanda’yı 30 yıl boyunca kan gölüne çeviren şiddetin 1998’de imzalanan “Hayırlı Cuma Antlaşması” ile sona erme sürecinde bizzat çalışan isimlerle görüştük. İrlanda Parlamentosu’na yaptığımız ziyarette ise IRA’nın siyasi kanadı Siin Fein’in lideri Garry Adams’ın genel kurul çalışmalarına aktif katılımına şahit olduk. Benzer bir acıyı ve sorunu yaşamış bir başka toplumun barışı başardığını görmek, aynı amaçla süreç yürüten Türkiye için de umut verici doğrusu. Onların yaptığı hataları yapmamak için bile olsa İrlanda tecrübesinden devşirebileceğimiz önemli dersler var. Özü aşağıda.

Liz O’Donnell (Müzakereci- İrlanda Hükümeti temsilcisi)

- Müzakereler başladığında bu kadar karmaşık bir süreç olacağını kimse bilmiyordu. Herkes çok yorgun ve umutsuzdu. Hayırlı Cuma Anlaşmasının taslağı öyle karmaşık ve zordu ki her şey bitene kadar taslak olarak kaldı. Esneklik işleri kolaylaştırdı.

- Çatışma çözümü süreçleri mükemmel olmayan süreçlerdir. Şiddet sürse de müzakere de sürmek zorundadır.

- İrlanda’da süreci iki şey ayakta tuttu: 1) Bağımsız oturum başkanı 2) Müzakere sürecinin yapılandırılmış olması.  Sivil toplum gelişmiş değildi, her iş hükümete bırakılmıştı. Müzakerelere başlamak için şiddeti terk etmek önkoşuldu ama bu olamadı, anlamlı bir azalma oldu sadece. Silahlar anlaşma imzalandıktan on yıl sonra bırakıldı.

- Müzakerelerde hangi konunun öncelikli konuşulacağına bile bir aydan önce karar verilemiyordu. Herkes temsil ettiği kesimlerin taleplerini söylemek istiyordu. Oturum başkanlığını yapan George Mitchell çok sabırlıydı. Herkesin konuşmasına izin verdi. Saatlerce anlamsız konuşmalar yapıldı.

Herkes konuştu, herkes dinledi

- Bu sayede kimin ciddi olduğunu kimin numara yaptığını görmüş olduk. Süreci kimlerle yürütmek gerektiğine böylece daha kolay karar verildi.

- Fiziken silah bıraksalar da yine silah alabilecek kapasiteleri her zaman vardı. O yüzden insanlarda zihnen silah bırakma fikrini oluşturmak gerekiyordu. “Siyasetin silahtan daha iyi olduğunu düşündürtmelisiniz” diyorduk.

- Müzakerelerin mottosu şuydu: “Her konuda anlaşmadıkça hiçbir konuda anlaşmış saymıyoruz”.

- Süreci yürütecek memurlar diğer işlerinden alındı, sadece buna konsantre oldular. Çatışma çözümü birimi kuruldu. Çok iyi bir ekip oluşturuldu.

- Hayırlı Cuma imzalandıktan sonra referanduma gidildi. İrlanda’da evet diyenler yüzde 94, K. İrlanda’da yüzde 71 oranındaydı. Böylece iki taraf arasındaki anlaşma halkın barışı kılındı. Demokratik otorite sağlanmış oldu. 

- Bütün bu süre boyunca fazla bir şey demeden halkın umudunu diri tutmanız, geminin yönünü yolcuları ürkütmeden değiştirmeniz gerekiyor. Bu diplomatik beceri gerektirir. İçeride acayip tartışmalar oluyor dışarı çıkınca “taraflar çok pozitif, müzakereler çok iyi gidiyor, ilerliyoruz” diyorduk.

- Müzakere için kullandığımız bina küçüktü. Kantin de küçüktü. Oturum sonrasında birbirinden nefret eden adamlar orada birbirlerine sırtını dönerek sandiviçlerini yerlerdi. Bir süre sonra birbirlerine kahve vermeye başladılar. Birbirini insan olarak tanımanın ve konuşmanın sorun çözen tarafı vardır. 

- Bu süreçte sürecin bir parçası olan gazetecilerin katkıları gerçekten çok büyüktü. Sızıntı haberleri, olay patlatmayı değil sürecin akıbetini önemsediler ve barıştan yana tutum aldılar.

- Anlaşma imzalandıktan sonra 1996’da metroda bomba patlatınca pembe tül yırtıldı, barış umudu söndü, herkes şoka girdi. Yanlış mı yaptık acaba diye düşündük biz de. Anlaşma olmuş, referandum olmuş, bu bomba niye patladı o halde diyorduk!

- Ama tarafların siyasi iradesi değişmedi, bombalamayla aralarına mesafe koydukları için süreç ilerledi.

- Ama o bomba IRA’nın bölünmesine yol açtı. Siyasi sesi olmayan şiddet yanlısı küçük bir grup anlaşmaya karşı geldi ama halk destek vermedi. Zaten devlet de bunları takip ediyordu, bir terör hazırlığı varsa hemen içeri alıyor.

Barış için sabırlı ama ısrarcı olun

Bertie Ahern (Hayırlı Cuma Anlaşması’nı imzalayan Eski İrlanda Başbakanı)

- Barış için sabır şart. Uzun vadedeki faydayı görmek gerek. Bu esnada da gemiyi yüzdürmek. TV’yi açınca çok eğleniyorum. Artık insanlar gündelik meselelerle ilgili tartışıp birbirlerine giriyorlar! Diyorum ki evet barış başarılı olmuş! (gülüyor.) Çatışma siyaseti yapanları ise hiç anlamıyorum. Çatışmaktan mutlu oluyorlar! IRA ve Siin Fein ne numaralar yaptılar silah bırakmamak için. Sekiz yıl sürdü.

İrlanda’da barışı sivil toplum sağladı

Will Devas (Gleencree Barış ve Uzlaşma merkezi Direktörü)

- Barışı insanlarla yaparsınız. Birbirine güvenmeyen nefret eden canı yanmış insanlarla. Eğer düşmanınızla konuşmazsanız canavar olduğunu düşünürsünüz. Bizim işimiz insanların diyalog kurmasını sağlamaktı. 8Siyasi müzakereler dahil tüm karmaşık süreçleri ancak insani diyaloglarla aşabilirsiniz. Meselenin insanileşmesi çok önemli. Biz bunu öğrendik.

- Hayırlı Cuma anlaşması gibi bir başarı sağlamak istiyorsanız tüm siyasi çalışmaları sivil toplum çalışmalarıyla desteklemelisiniz. Merkez olarak amacımız hem siyasi müzakerecileri yapanları etkilemek olduğu kadar halkı da etkilemek. İrlanda’da barışı, sivil toplumun yarattığı titreşim sağladı.

Birbirinize değilse bile sürece inanın

- Barış süreci dahil edici olmalı. Taraflardan bazıları diğerlerini istemeyebilir. Ama herkesin o masada sandalyesi olmalı. Boş da kalsa. Böylece diğerleri de, gelmeyen de bilir ki o barış masasında bir sandalyesi var.

- Sadece taraflar arasında değil gruplar içinde de çalışma yapılmalı.

- İnsanlar aynı masaya otursa da birbirine güvenmek zorunda değil. Ama kolaylaştırıcıya güvenmeli.

- Asıl mesele karşı tarafın da insan olduğunu anlamak. Farklılık değil saygı eksikliği çatışma yaratır çünkü.

- Biz diyalog sürecini yürütürken medyanın dâhil olmasını özellikle istemedik. Diyalogların medyaya yansıması güveni sarsabilirdi. Sakındık. 

- Medya barış gününü sevdi ama sonrasını sıkıcı buldu, çatışma aradı.

Tespih çekmek yerine çocuklar için çalışıyorum

Peder Gary Donegan Holy Cross Cemaati Lideri

- Yaşadığım köy çatışmanın çok yoğun olduğu bir yerdi. O kadar ki “ölüm tarlaları” adında bir belgesel çekildi orada. O zamanlar vaizdim ve kilisede oturmak yerine valizimle köy köy dolaşmayı, nerede adaletsizlik görürsem üzerine konuşmayı seçtim. Kutsal Haç Okulu adında 4-10 yaş grubu Katolik çocukların gittiği bir okul vardı Protestan bölgede. Bir süre sonra şiddet o kadar arttı ki, çocukların okula gidişlerini engellemeye başladılar. Molotof atılıyordu. Ben ve birkaç peder arkadaşım çocuklara eşlik etmeye başladık. Ne kilise bizden bunu bekliyordu ne insanlar. Ama benim işim insanlara yardım etmek. Köşeme çekilip tespih çekmek daha kolay olurdu ama ben ölüme ve acıya karşı tavır alıp sokağa çıktım.

Silahın yerini zamanla sandık almaya başladı

Emer Deane (İrlanda Dışişleri Bak. Çatışma Çözümü Birimi)

- İnsanlar bir noktadan sonra savaşmak ve kazanmak değil barışmak istedi. Aslında IRA da İngiltere de kazanmak istiyordu. Ama halk ve kilit noktalardakiler barıştan söz etmeye başlayınca iki taraf da ılımlılarla görüşmeye başladı. Ilımlılar da silahlı kanatla. Açlık grevlerinin olduğu sert bir dönemde IRA mensuplarının seçimlere katılıp kazanmasıyla ilk kez silahın yerini sandık fikri almaya başladı. Ve sandık ağır bastı. 1981’de başlayan süreç 1994’te ateşkesle 1998’te anlaşmayla sonuçlandı. Silahsızlanma görüşmelerinin kilitlendiği noktalarda uluslarası yardım devreye girdi. Siin Fein’in seçimlere girmesi sürece olumlu katkı yaptı. Halka söz verir ve tutmazsanız bunun o partiye etkisi yıkıcı olur.

Pederler barış için çabaladı

İrlanda barış sürecinde din adamları önemli roller aldı. Peder Alec Reid bunların en ünlüleri. Peder Reid’in IRA’nın siyasi kanadı Siin Fein lideri Garry Adams ile görüşmesi önce tepki çekse de sonradan  kiliselerin sürece katılımına ilham verdi. Peder Reid’in 1988’de IRA tarafından öldürülen askere son duasını ederkenki fotoğrafı bu anlamda tarihi öneme sahip. Fotoğrafın asıl etkileyici yanı ise Peder Alec Reid’in önce askeri kurtarabilmek için suni teneffüs yapması, bu nedenle de dudaklarının kan içinde olması. 

RÖPORTAJIN TAM METNİ İÇİN TIKLAYINIZ