“Washington’da çalmadýðým kapý, konuþmadýðým ilgili kalmadý. Kapalý kapýlar arkasýnda deðil, artýk kapýyý açýp baðýrarak söylenen sözleri duydukça içim karardý. 40 yýldýr ABD-Türkiye iliþkilerini izlerim, 1974’deki ambargo dönemi dâhil, böyle þeyler duymadým. ‘Kýrk katýr mý, kýrk satýr mý’ örneðindeki gibi, her binada farklý kazanlar kaynatýlýyor. Hele birkaçý var ki, gelecek açýsýndan son derece kaygý vericiydi. Ýliþkiler böyle giderse, herkese çok aðýr faturalar çýkacak gibi görünüyor.”
Rahmetli gazeteci M. Ali Birand 2010 Kasým’ýnda bunlarý yazýyor, ABD-Türkiye iliþkilerinin kopma noktasýna geldiðini belirtiyordu.
Yine bir ABD gezisinde sohbet ettiðimiz sevgili Birand, haber kaynaklarýyla yaptýðý görüþmelerin çok karamsar geçtiðini belirterek, ‘maalesef hava çok kötü, eliniz boþ döneceksiniz’ diyor ama büyük kazanýmlarýn olduðu bir görüþme gerçekleþiyordu. Beklentinin düþük olduðu o ziyarette de ABD köprüleri atmak bir yana ‘model ortaklýk’ üzerinden iliþkileri geliþtirmeye çalýþýyordu.
O dönem Ýran, Ýsrail, Afganistan ve PKK gibi sorunlar iliþkilerde gerilimi üretiyordu, bugün baþka konular etrafýnda bir gerilim yaþanýyor.
Bu örnekleri þunun için verdim: Geçmiþte öyle zorluklar ve krizler yaþadýk ki, ‘bu iþ bitti’ denilen anlarda yeni bir sayfa açýldýðýna þahit olduk.
Cumhurbaþkanýmýz Erdoðan’ýn ABD Baþkaný Trump’la yapacaðý görüþmenin sýkýntýlý, zor ve gerilimli bir süreçte gerçekleþtiðini biliyoruz. Yine karamsar hava ve felaket senaryolarý var.
ABD içinden Türkiye karþýtý seslerin, ataklarýn ve karalama kampanyalarýnýn arttýðý böyle bir dönemde Baþkan Trump’ýn bu görüþmede ýsrarcý olmasý önemli bir tavýrdýr. Trump adeta bir dalga kýran gibi salvolarý geçiþtirmeye ve iliþkileri bir hatta tutmaya çalýþýyor.
Aslýnda bugün Türkiye-ABD arasýnda bir krizden önce ABD sisteminin kendi içindeki bir krizden bahsedebiliriz. Trump ile müesses nizam diye adlandýrýlan güvenlik bürokrasisi arasýndaki çekiþme sistemik bir krize dönüþmüþ durumda.
Ayný þekilde Türkiye-ABD arasýndaki gerilimden önce de ABD içi aktörlerin arasýndaki gerilime vurgu yapabiliriz. Siyasi aktörlerden bakanlýklara, medyadan lobilere kadar birçok yapý arasýnda ciddi bir gerilim yaþanýyor. Türkiye-ABD arasýndaki kriz ve gerilim haddizatýnda ABD’nin kendi içinde yaþanan kriz ve gerilimden baðýmsýz ele alýnamaz ve bu halin bir izdüþümüdür. Ýki ülke arasýndaki sorun, daha büyük bir sorunun sadece yansýmasý mahiyetindedir. Birbirini besleyen bu durum, meselenin hallini ve yumuþamasýný da zorlaþtýrýyor. Trump’a karþý olanlar medyadan Meclis’e kadar öyle bir yýðýnak yaptýlar ki, Türkiye’nin kendi baðlamýný etkileyen bu yýðýnaðý aþabilmesi çok kolay deðil.
Her ne olursa olsun her kriz bir fýrsattýr, her görüþme bir imkândýr. Köprülerin atýldýðý, iliþkilerin koptuðu bir ortamda hiçbir mesele aþýlamaz. Diplomasiye ve müzakereye þans tanýmak yeni imkânlarýn doðmasýna kapý açabilir.
Ýliþkilerde güvenin sarsýldýðý, menfaatlerin ayrýþtýðý, kýzgýnlýklarýn arttýðý biliniyor. Ama iyi niyet ve samimiyetle yol alma, orta yolu bulma, birlikte çalýþma iradesi olduðu sürece iyimserliði korumak gerekir.
Ülkeler arasýndaki görüþmelerde karþýlýklý algýya göre psikoloji de deðiþiklik gösterir.
Hasým ülkeler arasýndaki görüþmelerde karþýlýklý zararý azaltmak hedeftir.
Dost ülkeler arasýndaki görüþmelerde karþýlýklý faydayý en üst düzeye çýkarmak hedeftir.
Türkiye ile ABD düþman olmamakla birlikte çeþitli sebeplerle dostluðu da yara alan iki ülkedir. Bu tür dostken sýkýntý yaþayan ülkeler arasýndaki görüþmelerde ise hem karþýlýklý zararlarý azaltmak, hem de ortak faydayý artýrmak öncelikli hedeftir. Kazanýlan-kaybedilen þeylerden önemlisi güveni ve dostluðu tekrar tesis etmek, iliþkileri hatta tutmaktýr.
Bugün ABD’deki kurulu yapýlardan çok Trump’ýn Türkiye için stratejik ortak gibi durduðunu görüyoruz. Üzerindeki büyük baskýyý göðüslemeye çalýþan ABD Baþkaný, hem kendi siyasi varlýðýný korumaya çalýþýyor, hem de Türkiye ile iliþkileri konsolide etmeye çalýþýyor. Umarýz, iliþkileri ileriye taþýyacak ve bölgesel barýþa hizmet edecek bir görüþme gerçekleþir.