Ak Parti hükümetini devirmek maksadýyla “Cumhuriyet Mitingleri”nin yapýldýðý, Müslüman Anadolu halkýna karþý kaç kiþi olduklarý öðrenmek için Laikler’in koyun gibi meydanlarda sayýldýðý bir demde zamanýn Hürriyet Gazetesi Genel Yayýn Yönetmeni Ertuðrul Özkök “silâhlý mücadele”den bahsetmeye baþlamýþtý.
16 Mayýs 2007 tarihli köþesinde Ertuðrul Özkök, Batýcý hayat tarzýna müdahale edildiði takdirde eline silâh alýp ölümüne mücadele edeceðini yazabilmiþti. Þimdilerde içindeki kadýný aramak için yollara düþen Özkök’e bu cesaret nereden gelmiþti? Sahi, yanlýþ hatýrlamýyorsam gene o tarihlerde vermiþ olduðu bir röportajda gençlikte çok yoksulluk çektiðini þimdi ulaþtýðý hayat standardýný kaybetmemek için her þeyi yapabileceðini söyleyen Ertuðrul Özkök eline silâh alýp da davasý için mücadele edebilir miydi?
Tabiî ki hayýr!
Zaten böyle bir zahmete girmesine de gerek yoktu. Müslüman Anadolu halkýna karþý tetikçilik yapmasý için eline bir gazete tutuþturulmuþtu. Ýnfazlarý, attýðý manþetlerle gerçekleþtiriyordu. “Silâhlý mücadele”den bahsederken mesaj baþkalarýnaydý. Ertuðrul Özkök ve gibileri manþetlerden hükmü verir, mesajý alanlar da gereðini yapar; bu çark dünden bugüne sürüyor.
“Ortalýk kan revan içindeyken ‘emekli’ bir yayýn yönetmeninden niye bahsediyorsun” diye sorabilirsiniz. Keþke size, “Bu soruyu sormakta çok haklýsýnýz” diyebilseydim! Hâlâ bu minvalde sorular soruyorsanýz siz hiçbir þeyin farkýnda deðilsiniz. Ne yazýk ki hayatýnýz, “orada bomba patlamýþ, burada þu kadar kiþi ölmüþ” haberleri-parçalarý konuþmakla geçecek. Allah muhafaza, bir de bu haberlerin öznesi olma durumu var.
Parça hâdiseleri býrakýp Bütün’e bakarsak:
“Van Münit”le baþlayýp “Dünya beþten büyüktür”le ivme kazanan Baðýmsýz Türkiye hamlesi ezilen halklarýn gönlünde ma’kes bulurken, emperyalistlerde rahatsýzlýk oluþturdu.
Türkiye, ezilen halklar için bir vatan oldu. Nerede ezilen bir halk varsa soluðu Türkiye’de aldý. Kapýsýna gelenleri geri çevirmeyen Türkiye, zulmün olduðu yerlere de el uzattý.
Müslüman Anadolu topraðýndaki ümmet anlayýþýný yýkan “Yurtta sulh dünya sulh” zihniyetiyle kurdurulan Türkiye Cumhuriyeti Ak Parti hükümetiyle, yýllarca unuttuðu dünyanýn dörtbir yanýndaki Müslüman kardeþlerini hatýrladý. Tüm eksikliklerine raðmen bu hamleler emperyalistlerde ve içimizdeki unsurlarýnda rahatsýzlýk oluþturmaya baþladý. Ýþte bugün yaþadýðýmýz hâdiseler bu rahatsýzlýðýn tezahürü.
Ertuðrul Özkök ve benzerleri köþelerinde, o sefil hayatlarýný muhafaza etmek için “silâhlý mücadele”den bahsediyorsa, orada burada bomba patlamasý gayet olaðan; yani anlayacaðýnýz her þey olmasý gibi!..
Patlayan bombalardan daha can alýcý bir þey var, bir soru: Onlar tiniyetlerinin gereði yakýp yýkýyorlar, ya bizler, yaradýlýþ gayemize mâtuf ne yapýyoruz? Sahi, Allah bizi niye yaratmýþtý!..
Star’a Bomba!
Yazýmý gazeteye göndermek üzerindeyken gazeteme bomba atýldýðý haberini aldým. “Bu da olmasý gereken miydi” derseniz, “Evet” derim! Batý ve Batýcýlar’ýn nezdinde her þey onlar için: Ýnsan haklarý, ifade ve basýn özgürlüðü vs. Onlarýn çizdiði sýnýrý ihlal ederseniz bomba da patlar, suikaste de uðrayabilirsiniz! Vahþi Batý, Batý’nýn hüküm süremediði her yerdir!..