Kýlýçdaroðlu’nun yerle bir olan imajýný toparlama görevi Aydýn Doðan’ýn memurlarýna düþtü.
Beyefendi Afrin’in içine girilmesine karþý olduðunu söylemiþti.
Bu açýklamayý, Aydýn Doðan’ýn memurlarýndan birinin de aralarýnda bulunduðu bir gazeteci heyetine yapmýþtý.
Neresine kadar girecektik Afrin’in?
Kýyýlarda bir yerlerde duracaktýk.
Maksat terör belasýný sýnýrlarýmýzdan uzaklaþtýrmaksa, PKK/PYD’yi makul bir mesafede (þu an bulunduðumuz çizgide) tutmak yeter de artardý bile.
Ýlginçtir, bu tezi Amerika da seslendiriyor. “Daha ilerilere gitmeyin” diyor.
Bütün melanet “daha ileriler”de oysa... Terör örgütü, bir hazýrlýða dayalý olarak (Amerika’nýn da yardýmlarýyla) Afrin merkezini silah deposu haline getirdi. Örgütü makul çizgide tutmak, o hazýrlýkla murat edilen sonucu ortadan kaldýrmýyor. Afrin’e girilmeden, bize “güvenlik problemi” olarak dönecek o hazýrlýðý etkisiz hale getiremeyiz. Ayný durum Menbiç için de geçerlidir. Kobani ve Tel Abyad için d geçerlidir.
Kemal Bey, muhtemeldik ki aldýðý sufleyle, Afrin operasyonunun sonu demek olacak o görüþü (terör örgütünü uzak bir mesafede tutmak ve bölgedeki hazýrlýða göz yummak) seslendiriyor.
Bu görüþ kamuoyunda tepkiyle karþýlanýnca, Aydýn Doðan’ýn bir baþka memuru devreye girdi ve durumu toparlamasý için Kemal Bey’e mikrofon uzattý.
Deðilmiþ... Kemal Bey Afrin operasyonundan rahatsýz deðilmiþ... Hatta bunu “milli bir operasyon” olarak görüyormuþ. Sadece, “daha az kayýp verelim” diyormuþ.
Bu, bir “savunma cümlesi” olarak deðer ifade edebilir ama niçin daha ileriye gitmememiz gerektiðini açýklamaz. Kýrsalda birkaç tepeyi tutmak, terör örgütü üzerinden devreye sokulan “kurgu”yu bozmaya yetmiyor. Amerika, güney sýnýrlarýmýza, düzenli ordulara karþý koyma yeteneði yüksek aðýr silahlar yýðdý ve bunlarýn denetimini, neredeyse bütün dünyanýn “terör örgütü” kabul ettiði PKK/PYD’ye verdi.
DEAÞ’tan arýndýrýlmýþ gibi yapýlan bölgelere de, bu silahlara sahip terör örgütünü yerleþtirdi.
Kemal Bey burada bir “problem” görmüyor mu?
Daha doðrusu, bu güvenlik probleminin nasýl bertaraf edileceðini düþünüyor?
Son bir yýl içinde PKK/PYD tarafýndan sýnýrlarýmýza 800’ün üzerinde saldýrý gerçekleþtirildi. 100 civarýnda sivil vatandaþýmýz ve onlarca güvenlik görevlisi þehit edildi. Saldýrýlarýn “harekât merkezi” Afrin...
Bu merkez terör örgütünden (ve Amerika’nýn yolladýðý aðýr silahlardan) arýndýrýlmadan nasýl güvende olabiliriz?
Kemal Bey’in buna bir cevabý var mý?
Yok...
Sadece göz boyama var.
Ki, bu da Aydýn Doðan’ýn memurlarý tarafýndan, bir “kurtarma stratejisi” olarak devreye sokuluyor... Kurtarma röportajýna da þu baþlýðý uygun görmüþler: “Kýlýçdaroðlu: Zeytin Dalý milli bir operasyondur.”
Zeytin Dalý milli bir operasyondur da, siz milli misiniz bakalým Kemal Bey?
Boþ bir vaktinizde, partinizin yayýn organý olarak bilinen Halk TV’nin programlarýný izleyin. Sizin “milli” dediðiniz operasyona, stüdyoda toplaþmýþ bazý adamlarýnýz “saldýrý” diyor.
Hani, “Yurtta Sulh Konseyi”nin korsan bildirisini sabaha kadar ekranlarýnda döndürüp duran televizyon...
Saldýrý mý, operasyon mu?
Önce buna bir karar verin.
Hem operasyonu itibarsýzlaþtýrmak için elinizden gelen her melaneti sergileyeceksiniz (Muhasebeci Kenan ve Parti Meclisi’ne seçtirdiðiniz PKK/PYD muhiplerinin “faaliyetlerini” hatýrlayalým), hem de “Zeytin Dalý milli bir operasyondur” diye göz boyayacaksýnýz.
Bu halinizle her tarafýnýz milli olsa ne yazar!