Her taşın altında bunlar var!

Bir süredir gazeteniz STAR’da kaleme aldığımız kapsamlı ve ayrıntılı FETÖ yazılarımız, Ankara’da bürokrasi başta olmak üzere birçok sosyal medya gruplarında paylaşılıyor. FETÖ’cü bürokratlar da aba altından sopa göstermeye çalışıyor.

Son birkaç aydır yaptığım gözlemler 7 Haziran seçimleri öncesinde yaşanan puslu havayı hatırlatıyor. Hem 7 Haziran’da hem de 1 Kasım’da AK Parti İstanbul 3. Bölge’den milletvekili adaylığım süresince çok sayıda vatandaşla ve sivil toplum örgütüyle yakından görüşme ve sorunlarını dinleme fırsatım oldu. Şimdi taşlarını yerine koyduğumuzda seçimler öncesinde FETÖ’nün etkin olduğu bakanlıklar ve kurumlar olmak üzere bürokrasi üzerinden siyaseti dizayn etme ve hükümeti bürokratik darbe ile devirme planı olduğunu daha net görüyoruz. 15 Temmuz sonrasında FETÖ’cü üst bürokratların itiraflarında da 7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerinde FETÖ’den vatandaşa eziyet ve baskı kurulması yönünde özel talimat aldıkları ortaya çıkmıştı.

Paralel yapının ‘karalama, tezvirat, iftira, baskı, şantaj yöntemleriyle kendisine rakip gördüğü veya görevinden ayrılmasını istediği bürokratları karaladığı ve boşalan koltuğa kendi adamını getirerek’  bürokrasiye egemen olduğunu görüyoruz.

Halen FETÖ’nün etkin olduğu bazı kurumlarda devletine, milletine bağlı ve FETÖ’ye ayakbağı olan bürokratlara eften püften nedenlerle kripto müfettişler tarafından disiplin cezası verilerek, karalama, tezvirat, iftira’larla bürokraside yükselmeleri engelleniyor. Bunlar FETÖ yöntemleridir, bunları kullanan bürokratlar da FETÖ’cüdür.

***

Neden Çalışma Bakanlığı?

Özellikle tüm vatandaşlara doğrudan etki etmesi ve himmet toplanmasında baskı ve tehdit unsuru olarak kullanılabilmesi bakımından FETÖ hep Çalışma Bakanlığı ile SGK’da etkili olmak istemiştir. Maliye Bakanlığı, Çalışma Bakanlığı, SGK gibi kurumların kamuda ve özel sektörde her kuruma sızabilmesi, her türlü bilgi ve belgeye ulaşılabilmesi, her işyeri ve şirketin bilgilerinin alınabilmesi, denetim elemanları ve kripto bürokratlar eliyle himmet alınmasında baskı ve tehdit unsuru olarak kullanılabilmesi, çeşitli kaynaklara rahat ulaşılabilmesi nedeniyle Çalışma Bakanlığı ve SGK FETÖ için çok önemli. Öyle ki, bir çok bakanlıkta ciddi FETÖ temizliği olmasına rağmen burada cirit atmaya devam ediliyor. Bürokraside rakiplerin tasfiyesi de burada güya FETÖ mücadelesi olarak gösteriliyor.

FETÖ yıllarca Devletin stratejik ve kritik görevlerinde yer alan milli ve yerli bürokratların iftira ve tezviratlarla karalanarak tasfiye edilmesi ve boşalan bu kadrolara FETÖ’cülerin yerleştirilmesi, FETÖ çıkarlarına karşı gelen veya daha önceden örgüt aleyhine işlemlerde bulunan bürokratlardan da intikam alınması amacıyla bu şahısların itibarsızlaştırılmalarının sağlanması, TSK ve devlet bürokrasisinin ele geçirilmesi için çalışmıştı.

Eskiden FETÖ’nün üst yönetiminde ve terör örgütü elebaşının en yakınında bulunmuş Nurettin Veren’in konuşmalarında bahsettiği, FETÖ’nün tepesindeki 14 isimden birisi olan İş Müfettişi Halil İbrahim Uçarekolünden yetişenlerin halen önemli görevlerde bulunduğunu ve Çalışma Bakanlığı ve bürokraside oldukça etkin bir durumda olduğunu görüyoruz. Bunlar FETÖ’nün en iyi bildiği karalama, tezvirat, iftira, baskı, şantaj yöntemlerinikullanmaya devam ediyor. Çalışma Bakanlığı’nda FETÖ’nün en üst düzeydeki imamı olup 2014 yılına kadar İş Teftiş Kurulu Başkan yardımcılığı görevinde bulunan M.Ö. isimli iş başmüfettişi 15 Temmuz darbesine kadar Bakanlıkta üst bürokratlar  tarafından korunmuştu.

Geçen hafta detaylarını yazdığımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun SSK Genel Müdürlüğü döneminin aklanmasına ilişkin raporun yine FETÖ’cü SGK Müfettişleri tarafından hazırlandığı ve sipariş raporun Teftiş Kurulu’ndan önce danışmanı vasıtasıyla Kılıçdaroğlu’nun onayına sunulup akabinde resmi kayıtlara intikal ettirildiği iddia edilmesine rağmen Kılıçdaroğlu buna cevap dahi verememiştir. Her zaman yaptığı gibi hokus pokusla, laf cambazlığıyla, polemik yaratarak gündemi değiştirmeye çalışmıştır. Kılıçdaroğlu hakkındaki FETÖ’cü müfettişler tarafından korunduğu iddialarına cevap vermediği takdirde iddaların doğruluğu ispatlanmaktadır.

Akla ziyan iddialarda bulunan Kılıçdaroğlu, kaset kumpasıyla aynı dönemlere denk gelen FETÖ raporlarıyla kendini aklamaya çalışmıştır.

FETÖ’cülüğünü sağır sultanın bile bildiği FETÖ’ye kaynak aktarması ve yolsuzlukları nedeniyle bir süre hapis yatan Çalışma Bakanlığı ve SGK’nın eski üst düzey bürokratının görevi süresince ciddi bir FETÖ kadrolaşması yaptığı ve bu kişinin görevi süresinde atananların büyük çoğunluğunu FETÖ ile iltisaklı oldukları biliniyor. Burada başta bu zatın döneminde yurt dışı çalışma müşavirlikleri ile bürokraside üst görevlere atananlar olmak üzere mutlaka tek tek, dosya dosya bakılmalıdır. Yarın FETÖ dosyasını işlemeye devam edeceğiz; “dış denetim yapan müfettiş ve denetçiler tarafından uygulanan proje denetimleri ve kritik denetimler, baskıyla ve tehditle himmet toplanması, kamuya soru çalarak müfettiş, denetçi, kaymakam ve uzman gibi elemanların sokulması….” Ayrıntılarını yarın yazacağımız Askerî Casusluk ve Şantaj Dâvâsı”nda“Ateş” kod adlı gizli tanığın kumpas planının Ankara'da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda yapılması bu bakanlığın ne kadar etkin olduğunu gözler önüne seriyor.

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın dediği gibi, “Acırsanız acınacak hale gelirsiniz"