Kenan Evren, darbe yapýp devlet baþkanlýðýný ele geçirdiðinde, ülkeyi Atatürkçülüðe ikna etmek gibi kutsal bir görev üstlendi ve bizleri Atatürk’ün her an her yerde olduðuna inandýrmaya çalýþan özlü sözler söyledi.
Mesela, “Hangi taþý kaldýrsanýz, altýndan Atatürk çýkar” dedi.
Bu sözü “Atatürk güzellemesi” sanan paþamýza, ayný güzellemelerle karþýlýk verildi ama bunu anlayacak kapasiteye ve donanýma sahip deðildi.
Þimdi ben de benzer bir güzelleme yapmak istiyorum ve her taþýn altýndan “o”nun çýktýðýný iddia ediyorum.
Buradaki “o”, on birinci Sayýn Cumhurbaþkanýmýz Abdullah Gül’dür.
Her taþýn altýndan artýk o çýkýyor.
Cumhurbaþkanlýðý görevini tamamladýktan sonra, partisine olan mesafeli tavrýný hatýrlatan gazetecilere, “Aktif siyasi hayatýmý noktaladým da, o yüzden” karþýlýðýný verdi.
Eyvallah...
Bir “karar”dýr.
Partiden bazý arkadaþlarý buruklukla karþýlasalar da, bu karar saygý gördü, saygýyla karþýlandý.
Demek ki Sayýn Gül, bundan böyle partisinin (yani AK Parti’nin) toplantý ve etkinliklerinde boy göstermeyecekti, aktif siyasetten elini eteðini çekecekti, bir anlamda “emekliliðin keyfini” sürecekti.
Fakat o da ne!
Partisinin ve dava arkadaþlarýnýn müteaddit davetlerine icabet etmeyen (aktif siyasetten elini eteðini çektiði için bu nevi davetlere olumlu cevap vermediðini anlamamýzý saðlayacak cümleler kuran) Sayýn Abdullah Gül), partisinin ve dava arkadaþlarýnýn aleyhinde olabilecek hiçbir toplantýyý kaçýrmadý.
Erdoðan’dan nefret edenler konsorsiyumu bir etkinlik mi düzenliyor!
Sayýn Gül orada hazýr ve nazýr...
Partisi ve dava arkadaþlarý aleyhinde bir pozisyon mu oluþtu!
Sayýn Gül “açýklamalarý” ve “terbiye özürlü” baþdanýþmanýyla orada hazýr ve nazýr...
Erdoðan’ý indirecek plan ve projeler üzerinde yüksek fikir teatisi mi yapýlýyor!
Sayýn Gül orada hazýr ve nazýr...
Erdoðan’a karþý “çatý adayý” arayýþýna mý giriþiliyor!
Sayýn Gül “tam ve geniþ mutabakat” þartýyla orada hazýr ve nazýr...
Erdoðan’dan nefret eden AKP’liler yeni parti arayýþýna mý girdi!
Sayýn Gül orada hazýr ve nazýr...
Belli mahfillerde ülkenin bir beka sorunu bulunmadýðý, bu durumun özellikle Erdoðan tarafýndan abartýldýðý tezi mi iþleniyor?
Sayýn Gül, “Ýçiþlerinizi düzenlemezseniz darbe ve iç savaþ kaçýnýlmaz hale gelir” fetvasýyla orada hazýr ve nazýr.
Her yerde Abdullah Gül.
Hangi taþý kaldýrsanýz, altýndan ayný suret çýkýyor.
Ýnsanýn, “Ýyi ki aktif siyasi hayatýna nokta koydu” diyesi geliyor.
Maazallah bir de aktif siyasetin içinde olsaydý!
Partisinin ve dava arkadaþlarýnýn müteaddit davetlerine icabet etmeyen Sayýn Gül, bir zamanlar kendisine ontolojik olarak karþý çýkmýþ Kemal Kýlýçdaroðlu gibi bir “yan figür”ün görüþme talebini büyük bir rikkatle kabul etmiþ, tam dört saatini ona ayýrmýþtý.
Hiç perva göstermemiþti.
Hiçbir zaman, “Beni var eden sosyolojiye düþmanlýk ederek mi uzlaþmanýn adresindeki isim olacaðým?” diye sormamýþtý.
Dahasý, hiç vicdaný sýzlamamýþtý.
Parti kurma hazýrlýðý içinde olduðu iddia edilen eski Baþbakan neden konuþmuyor?
En ufak bir iddiayý bile anýnda tekzip ederdi.
Ýddialar gerçeði yansýtmýyorsa, neden açýklama yapmýyor?
Doðruysa, neden elan üyesi bulunduðu partiyle iliþkisini kesmiyor?
