Her ülkenin bir Cüneyt Arkýn’ý var

Sinema sadece sanatsal derecelendirmeyle ifade edilecek bir yapý deðil. Belki de bu belirsizliðin arkasýna saklanmak da sinemanýn büyüsü. Sinema dönemimizin vazgeçilmez unsuru. Bütün sanatlar onun içinde barýnabildikleri kadar popülerler artýk. Herhangi bir heykeltraþýn, romancýnýn ya da siyasetçinin hayatý film konusu olduðunda biliniyor büyük yýðýnlar tarafýndan. Böyle olunca sanatsal olarak çok þey ifade etmese de bir film izleyici tarafýndan zevkle tüketilebiliyor. Zaten bu karmaþa yüzünden biz eleþtirmenlerin yargýlarý birbirini tutmuyor. Mesela bu hafta vizyona giren Avcýnýn Ýntikamý-The Hunter Prayer filmi tam böyle kargaþa yaratacak bir film. Eminim birçok eleþtirmen filmi beðenmeyecek. Çünkü film bilindik vurdulu kýrdýlý saf bir aksiyon filmi. Zaten sinemanýn halkýn geneli tarafýndan tüketilmesinin en büyük sebeplerinden biri bu iddiasýzlýðý. Filmin baþrolünde Avatar’dan hatýrlayacaðýnýz Sam Worrington oynuyor. Worrington’un kariyerine baktýðýnýz zaman böyle filmlerin oyuncusu olduðunu görürsünüz. Fantastik Titan serisi, Terminator 3 ve Avatar en bilindik filmleri. Worrington’un diðer meslektaþlarýndan farký karakterini alýp baþka kýlýflara sokmaya çalýþmamasý. Bütün filmlerinde biraz saf ama kahraman taþralý çocuk kývamýnda. Onun düz oyunculuðunu ve kimliðini her filmde ayný tutma istikrarýný görünce aklýma Cüneyt Arkýn geliyor. Yine sinema entelektüelleri tarafýndan yarým aðýzla sevilen ve gizlice filmleri küçümsenen aslýnda bir halk kahramaný olan Cüneyt Arkýn. Zaten Yeþilçam ünlülerinin kaderi hep aynýdýr. Bakmayýn sinema entelektüellerinin onlar için dizdiði övgülere, aslýnda küçümserler. Aynen Yeþilçam’ý küçümsedikleri gibi Serdar Gökhan’ý, Cüneyt Arkýn’ý, Ekrem Bora’yý küçümserler. Sadece bu duygularýný halk önünde belli edecek yürekleri yoktur. Her neyse, Avcýnýn Ýntikamý’ndan buraya gelmek ilginç oldu. Sonuçta bu filmde eleþtirmenler tarafýndan küçümsenecektir. Ama iki saat eðlenmek istiyorsanýz, araba takipleri, çatýþmalar görmek istiyorsanýz film ideal. Filmin konusuna gelince, üst düzey kiralýk katil olan Lucas (Sam Worthington) son aldýðý iþte genç bir kýzý, Ella’yý (Odeya Rush) öldürmeyi kabul etmiþtir. Ella, tüm ailesini kaybetmiþ ve yapayalnýz bir gençtir. Lucas aslýnda savaþ sendromu yaþayan, uyuþturucu kullanan, vicdan azabý çeken, hayattan bir beklentisi kalmamýþ bir adamdýr. Karýsý hamileyken onu terk etmiþ ve doðan kýzýný hiç görmemiþtir. Gizliden gizliye eski eþini telefonla arayýp kýzýnýn sesini duymayý umar. Yeni hedefi Ella olunca kýzýyla onun arasýnda bir baðlantý kurmuþ ve eli tetiðe gidememiþtir. Kýzýn infaz emrini veren þirketin, Ella’nýn ailesini de katlettiðini öðrenince kýzý korumak ister. Bu sefer patronlar kendii için de ölüm emrini çýkartýr. Lucas artýk hem kýzý korumalý hem de peþindeki tetikçilerle mücadele etmelidir. Fakat kullandýðý uyuþturucu ve eski hayatýnýn karmaþasý içinde bunu nasýl baþaracaktýr? Ella’nýn masumiyeti sayesinde uyuþturucuya karþý verdiði savaþý kazanýr. Sonra sýra patrona gelir. Filmin bir önemli tarafý da Ella’yý canlandýran genç oyuncu Odeya Rush. 1997 doðumlu Odeya Rush’ý güzelliði sayesinde ileride birçok filmde seyredeceðimizi düþünüyorum. Yönetmen Jonathan Mostowise 2000’de U-571, 2003’te Terminator 3, 2009’da Suretler filmiyle hatýrlayabilirsiniz. Daha sonra kariyerini yapýmcý olarak devam ettiren yönetmenin beþ yýl sonra çektiði ilk film Avcýnýn Ýntikamý.