Her zaman

HER zaman bir boşluk bırakmalı hayata dair,Her zaman bir hoş görü sevmeye ve sevilmeye dair , 

Her zaman kapı aralamalı hataları düzeltmeye dair , Her zaman bir umut olmalı geleceğe dair ,

Her zaman ama her zaman bir coşku olmalı yarınlara dair...

Merhum Mehmet Oruç hocamızın da dediği gibi “Her baktığımız gördüğümüz değil, her gördüğümüz  anladığımız değil, her anladığımız hakikat değil.”  

Hakikatler her zaman sözlerde saklanmaz, sadece kelimelerde aramamak gerek.  Çoğu zaman sessizliktedir, düşünülüp, araştırılıp bulunmayı beklerler. Her zaman her yerde bazen hiçbir yerdedirler.  İnsanoğlu çok uzağı olduğu gibi çok yakını da göremez.  Bu nedenle eğer doğru gözlükle bakılmazsa bakar da göremez insan. Bu aşamalar yurdunda, Hakikate ulaşmak için yeri geldiğinde bakış açılarımızı değiştirmeyi, doğru gözlükle bakmayı öğrenmeliyiz.

Türkiye’nin çevresinde şu anda 8 ülke bir idare krizi yaşıyor, bir kısmı diğerlerine oranla daha da yoğun yaşıyor. Merkezi hükümetler artık topraklarını kontrol edemez haldeler. Bir yangın çemberi ile çevriliyiz. Etrafımız da bu kadar kritik  çözülmeler yaşanırken Türk devleti kendi içinde bir güç biriktiriyor. Bu durum takdir edilmez mi?

Bölgemizde bir gelişme olduğunda bir kriz yönetimi gerektiğinde devreye sokacak bir mekanizmamız var. Birkaç şey aynı anda yapılıyor. Dili, dini, rengi her ne olursa olsun mazlum olanın yanında yer alınması; insani yardım ve güvenlikle ilgili koordinasyonun uyum ve ahenk içinde yapılması mutluluk ve gurur verici değil midir?

Başbakanımız, Milli Savunma Bakanımız, Genelkurmay Başkanlığımız, MİT Müsteşarımız , İçişleri Bakanlığımız ve Dışişleri Bakanlığımız birlikte uyum içerisinde istişare yaparak çalışıyor; devlet kurumlarımız arasında koordinasyonun olması, çabuk ve etkili tedbirlerin alınması övünç duyulacak bir durum değil midir? Birçok sürpriz durumda, alınacak tedbirlerde gelişmiş bir mekanizma olması çok çabuk refleks verilebilmesi sizce görmezden gelinebilir mi? Suretlerde takılı kalmak bizi esastan uzaklaştırır ve Hakikati görmemize mani olur. Doğru gözlükle bakmak yeri geldiğinde gözlüklerimizi değiştirmek Hakikati görmemize yardımcı olur.

Bir çok çevreler Türkiye’yi  kaosa sokmak isteyebilirler ama iç reflekslerimiz çok kuvvetli. Derdimiz bizlere derman oldu. ALLAH’ın izni, lütfu ve yardımıyla, yangın ile çevrili bu kaosta, Türkiye’miz her gün daha da  güçlenerek, ay yıldızlı şanlı bayrağımız göklerde dalgalanırken; Tek millet, tek devlet, tek bayrak ve tek vatan 2023, 2053 ve 2071’lere doğru, adil bir şekilde ilerliyor ve bu gök kubbede ezanlar daha da yükselerek büyük bir aşkla bizi kurtuluşa çağırıyor.  Kurtuluş insan olmak, kurtuluş İslam olmak, kurtuluş olgun ve kamil bir insan olmak; seven, sevilen ve sevdiren...

Hz. Mevlana, “Derdim bana derman imiş” derken dertlerimizin tek devası, huzurumuzun sonsuz sınırsız deryası Aşk’tır, yaşam aşkla anlam kazanır demek istemiştir. Bu aşk sonsuz olana, ALLAH CC. duyduğumuz  Aşk’tır.

Bu yüzden  yaradılanı yaradandan ötürü severiz. Bize ALLAH CC. yeter...

Haydi salâha, haydi salâha...