Ne zulümler gördük.
Ne haksýzlýklar...
“Öteki”ydik...
Dýþlanan...
Parmakla gösterilen...
Çoðunluktuk lakin azýnlýktakilerin tahakkümü altýnda ezilirdik...
Özgürlük dediðimizde, o tahakkümcü azýnlýk bize bir çerçeve çizerdi.
Tanýmýný kendilerinin yaptýðý bir özgürlük çerçevesi...
O çerçevenin dýþýnda kalýrdýk...
Demokrasiye, laikliðe ve özgürlüðe düþman ilan edilip yaftalanan bizlerin özgürlükten yararlanamayacaklarý söylenirdi.
Biz onlarýn gözünde düþmandýk.
Ýmha edilmesi gereken düþman...
Hain...
Öz yurdumuzda garip, öz vatanýmýzda paryaydýk!
Aðzýmýzý açtýðýmýzda soluðu mahkemelerde alýrdýk.
“Düþünce özgürlüðü” semtimizden geçmezdi...
Gözaltýlar yaþardýk en uyduruk bahanelerle...
Ýçimizden gözü pek olanlar iþkence seanslarýndan geçirilirlerdi...
Bu süreçlerin tümünü bizzat bizim kuþaktakiler yaþadý.
Bizler yaþadýk, biliriz.
Baþkan Erdoðan da biliyor.
Kendisi de yaþadý.
Dört duvar arasý çilehaneler dahil...
Önce kendimiz için özgürlük istedik.
Hakkýmýzdý.
Sonra “herkes için özgürlük” dedik.
Her ikisi de doðruydu.
Kendin için istediðin de, baþkasý için istediðin de...
Kendin için istediðini bir baþkasý için istemiyorsan ilkeli olamazsýn.
Ýnandýrýcý olamazsýn.
Kendine yapýlmasýný istemediðin bir þeyin bir baþkasýna yapýlmamasý gerektiðine inanmýyorsan da ikiyüzlüsün, sahtekarsýn...
Ama en doðrusu ötekini kendi eþitin olarak görmektir.
Ne pahasýna olursa olsun baþkalarýnýn özgürlüðünü savunmaktýr.
Sýra baþkalarýnýn özgürlüðüne geldiðinde sudan bahanelerle özgürlük katline giriþenlerden olmamak lazým.
Pek tabii özgürlük sýnýrsýz deðildir.
Her þeyin bir sýnýrý vardýr.
Lakin bu sýnýrý egemen olanlar kendi düþünsel ve ideolojik zaviyelerine göre çizerlerse, yani kendileri baþkalarý için bir çerçeve ortaya koyarlarsa orada sahici özgürlükten eser kalmaz.
Sýnýr bellidir...
Çerçeve açýktýr...
Hakaret ve küfür zaten özgürlük kapsamýna girmez.
Hiç kimsenin bir diðerine hakaret etme veya küfretme hakký yoktur.
Bu bir ifade biçimi olsa bile ifade özgürlüðü deðildir.
Ve sonuçta yargýyý ilgilendiren bir suç türüdür...
Ama eleþtirinin her türü özgürlük kapsamýndadýr.
Þoke edici niteliktekiler de...
Bizatihi düþüncenin ifade edilmesi özgürlük kapsamýndadýr.
Neye inanacaðýmýza biz karar veririz.
Neyi yaþayacaðýmýza da...
Ýnandýklarýmýzý ifade etme hakkýna sahibiz.
Bunlar tartýþýlamaz/iliþilemez özgürlüklerdir.
Herkesin inandýðý gibi yaþama ve inandýklarýný korkmadan ifade etme özgürlüðü vardýr.
“Ýhanet” bahsinin çerçevesi hukukidir.
“Ýhanet” ve “özgürlük” denklemi hukuki bir çerçeveye somut olarak oturtulmazsa her önüne gelen bir diðerinin üstüne çullanýr.
Geçmiþte bunu çok yaþadýk.
Hiçbir düþünceden korkmamak lazým.
Düþüncesine güvenenler düþünceden korkmazlar.
Serbest fikir pazarýnda tüm fikirler sergilensin.
Kim neyi almak istiyorsa onu alsýn.
Þiddet/terör içermeyen veya þiddete/teröre çaðrý içermeyen her fikir özgürce dile gelsin ki kimin nerede durduðu belli olsun.
Kimi sevip sevmeme özgürlüðümüze kimse iliþmesin.
Ezcümle:
Herkesin kendisi gibi kalarak kendini özgürce geliþtirebileceði demokratik bir cumhuriyetin inþasýna omuz verelim.
Hür ve eþit vatandaþlarý olan demokratik bir cumhuriyetin...
Geçmiþte özgürlüklerinden yoksun býrakýlmýþ bizlerin eliyle böyle bir sistemin inþasý emin olunuz ki tarihe altýn harflerle geçecek en büyük devrimdir.
Kim ki bize baþka telkinlerde bulunuyorsa ve bizi baþka bir mecraya çekmek istiyorsa bilesiniz ki onlar bizi geçmiþin egemenlerine benzeterek tüketmek isteyenlerdir.
Bayramýmýz mübarek, geleceðimiz aydýnlýk olsun.