‘Centilmenler birbirinin mektubunu okumaz’ diye bir laf vardý. ABD Baþkaný Hoover’ýn Dýþiþleri Bakaný Stimson’a atfedilir. Stimson 1929’da Washington’daki yabancý elçiliklerin telgraf trafiðini izlemek üzere kurulan casus dairesini bu sözlerle kapattýrmýþ. O köprülerin altýndan ne sular aktý. Müttefikler de mektup okuyor, hem de elindekini çekmeye çalýþarak.
Deðerli NATO ve AB müttefikimiz Ýngiltere, uluslararasý bir toplantý için Londra’ya gelen Türk heyetini 2009’da elektronik izlemeye almýþ. Eskiden Sovyetler Birliði heyetleri falan izlenirdi. Bu kez Londra’da baþka heyetler de izlenmiþ, þimdilik Ýngiliz medyasýnda Türkiye, Güney Afrika ve Rusya isimleri var.
O zaman G-20’de iki tane Londra toplantýsý vardý. 2 Nisan 2009’da 20 ülkenin devlet-hükümet baþkanlarý vardý. Türkiye’den Baþbakan Recep Tayyip Erdoðan, Baþbakan Yardýmcýsý Nazým Ekren ve Hazineden Sorumlu Devlet Bakaný Mehmet Þimþek gitmiþti. Ayrýca Merkez Bankasý Baþkaný, Hazine Müsteþarý ve heyet.
Bu sýrada Ýngiliz istihbaratý G-20 heyetlerini cep telefonlarýndan ve internet trafiðinden izlemiþ. Zaten nisan zirvesinden önce G-20’ye katýlacak heyetlerin telefonlarýnýn ve Blackberry iletiþiminin izlemeye alýndýðý anlaþýlýyor. Zirve sýrasýnda da elektronik izleme alaný içinde tuþlanan þifreleri -keylogger- kaydetmiþler ve muhtemelen Londra’da kullanýlan bütün akýllý telefonlar kirlenmiþ.
Ayrýca G-20 zirvesi vesilesiyle kiþiye gelen e-mail’i daha server’dayken almak ve alýcýyla ayný anda maili okumak gibi densizlikler de yapýlmýþ. Uluslararasý nitelikli toplantýda evsahibi ülkenin bunlarý yapmasý, ayrý skandal. Londra sadece Beþ Göz denilen ABD, Kanada, Yeni Zelanda ve Avustralya’ya böyle operasyon çekmezmiþ. Yani aslýnda -çekiyor da, dikkat ediyor ve yakalanmamaya çalýþýyor- diye okumak doðru olur.
Nisan liderler zirvesinde Türk heyetinin özellikle izlendiðine dair görünür bilgi yok. Ancak medyaya -sýzan- haberlerin süzgeçlerden geçtiði düþünülebilir.
Ýþin þaþýlacak tarafý G-20 öyle gizli, saklý, hayati, kozmik konularýn konuþulduðu bir forum deðil. Sýkýcý bir IMF-Dünya Bankasý toplantýsýndan farký yok. Zaten adý var, kendi yok bir oluþum. 2008 ekonomik krizinden sonra kaðýt üzerinde dünyanýn en önemli ülkeleri bir arada. Ama ekonomik krizin aþýlmasýna etkisi o zaman da sýfýrdý, þimdi de sýfýr. ABD’deki ilk toplantýsý sonrasýnda G-20’nin bir tiyatro olduðu anlaþýldý.
Krizde zaten sorunlar belli. Krizde her ülke ve Euro Bölgesi dahil her bölge, kendi bacaðýndan asýlýyor. Küresel Çözüm, hikaye. Ne FED faizde G-20’ye danýþýyor, ne Bayan Merkel Avrupa Merkez Bankasý’ný sopalarken görüþ istiyor. Herkes kendi baþýna gidiyor. Arada G-20 toplanýyor ve bu toplantýlar liderler için ikili görüþme fýrsatý.
Eylül 2009’da tekrar Londra’da G-20 bakanlar toplantýsý yapýldý. Oraya bu kez Maliye Bakaný olan Mehmet Þimþek, Merkez Bankasý ve Hazine heyetiyle gitti. Ve o toplantýda belgelere göre Bakan Þimþek elektronik izleme -hedefi- olarak seçilmiþ. 15 kiþilik Türk heyeti -potansiyel hedef- olarak seçilmiþ. Hesapta, Türkiye’nin nisan zirvesindeki kararlara dair -pozisyonu- anlaþýlacakmýþ...
Türkiye, Güney Afrika ve diðer heyetlere yapýlan operasyonda heyetlerin kendi aralarýnda ve merkezle iletiþiminden müzakere pozisyonlarýnýn anlaþýlmasý ve Ýngiliz görüþmecilere eþ zamanlý bilgi aktarýlmasý öngörülmüþ. Telefon, mail trafiðinin anýnda merkezdeki bir dev ekrana ve analistlerin önüne düþürülmesi saðlanmýþ. Aslýnda anlaþýlan bu ortamda Ýngiltere istihbaratý kendi kendine eðlenip sistemlerini denedi ve antrenman yaptý.
Çünkü nisan G-20 zirvesinde alýnan, birþeyi birþey yapan, taþ üstüne taþ koyacak bir -karar- yok. Türkiye’nin açýklanmamýþ, gizli bir pozisyonu yok. Türkiye zaten krize taraf deðil, Türkiye krizde deðil, Euro’da deðil, sistemik risk taþýmýyor, bankalarýnýn dünya spekülasyon sistemiyle alakasý yok, G-20 içinde bir ekstra gündemi yok. Türkiye’nin pozisyonu nedir- diye biri merak edip muhatabýna gitse, zaten cevabýný alacak. G-20’de zaten müzakere yok, müzakere edilecek birþey yok, toplantý daha baþlamadan sonuç bildirisi yazýlýyor. G-20 bir show, ve asýl show’u ABD-Rusya-Çin dolaylý yapýyor.
Londra’da belki istihbarat kuvvetli, ama piyasa yozlaþmasý daha kuvvetli: Yýllardýr süren Libor faiz manüplasyonu Londra’da, JP Morgan’ý silkeleyen alavere dalavere Londra’da, WM/Reuters kur manüplasyonu Londra’da. Daha önceki gün dünyada çalýnan-çýrpýlan paranýn az beyaza boyanýp Londra’ya nasýl aktýðý yolunda rapor vardý... Ýngiliz ekonomisinin büyüklüðü 2 trilyon, banka varlýklarý 15 trilyon... Merkel’in istediði AB piyasa-banka denetimi baþlasa, Londra müzelerine bir de Bankacýlýk Müzesi eklenir.
Bakan Þimþek’in -hedef- alýndýðý belki doðrudur da... -Netice- alýndýðýndan biz þahsen kuþkuluyuz. Bakan Þimþek’i dünya kentlerinde muhabir olarak izledik, geniþ heyetle ya da dar grupla resmi-özel zaman geçirdik. Telefonu, mesajý ya da mail’i bizle ve baþkalarýyla nasýl kullandýðýný biliyoruz. Nelere dikkat ettiðini yýllar önce çeþitli vesilelerle fark etmiþtik. Blackberry’sini Londra’da kullandýysa Tweet atmak için kullanmýþtýr ya da mail attýysa Batman’a seçmene geçmiþ olsun-hayýrlý olsun maili atmýþtýr... Haa Türkiye gizli birþey mi konuþacak? Üzerinden 40 yýl geçti. -Ayþe tatile çýkmak istiyor- lafýný bugün Blackberry’den al da eþ zamanlý çöz bakalým... G-20 pozisyonuymuþ... Evet, Londra’nýn pozisyonu þu an ofsayt. Üstelik bir de üstüne kýrmýzý kart geliyor.
twitter.com/selimatalayny