Herkesi sýnayan terör

Sürekli terörü konuþuyoruz; zaten teröre baþvuranlarýn beklentileri de bu. Yýlýn ilk saatlerinde yaþanan vahþetin ardýndan, seçilen hedefin, teröristin kolayca kaçýp gitmesinin ve daha bir dizi konunun geniþ kapsamlý olarak kamuoyunda tartýþýlmasý amaçlanmýþ. Eylemin en profesyonel yaný da, bir gece kulübüne saldýrý yapýldýðýnda buna nasýl tepkiler geleceðinin biliniyor olmasýnda.

Bu seferki terör eylemi, batýlý ülkelerde ya da doðulu ülkelerdeki batýlý yaþam biçimi sürdürülen çevrelerde yaþanan eylemlere benziyor. Dolayýsýyla eylemi gerçekleþtirenler, diðer ülkelerde ne mesaj vermek istiyorlarsa, Türkiye’de de ayný mesajý verdiklerini söylemiþ oluyorlar.

Söz konusu mesaj, “batý yaþam formunun reddi”ni ima ederek radikal Ýslami bir iþaret taþýyor. Hal böyle olunca da ilk bakýþta, benzer terör saldýrýlarýna maruz kalmýþ toplumlarý ve devletleri, radikal hareketler ve terörizmle mücadelede iþbirliðine çaðýrýyor denebilir. Gayet tabi günümüz koþullarýnda bu mücadelenin görünür alaný Suriye, görünür muhatabý da DEAÞ.

Verilen karþýlýk önemli

Eylemin ilk düþündüreceði konu bu olduðuna göre, eðer DEAÞ gibi bir örgütün yaptýðý akla geliyorsa, deðerlendirme Türkiye’nin Suriye’de yürüttüðü operasyona karþý öç alýndýðý yönünde olacaktýr. Ancak, bu deðerlendirmenin yapýlmasýný saðlayacak, dikkatlerin daha fazla DEAÞ’a yönelmesine yol açacak, hatta Türkiye’nin içine sýzmýþ DEAÞ yanlýlarý varsa onlarýn daha fazla üzerine gidilmesine neden olacak eylemleri DEAÞ’ýn dýþýndaki yapýlar da gerçekleþtirebilir.

Benzer biçimde, eylem DEAÞ’la mücadelede daha yakýn uluslararasý iþbirliði gereðine iþaret ettiðine göre, bu iþbirliðini teþvik edecek her eylem yapmaya hazýr grup açýsýndan da iþlevsel bulunabilir.

Ancak bu noktada belirtilmesi gereken önemli bir nokta bulunuyor, ki o da hem Türkiye hem de benzer eylemlere maruz kalmýþ devletlerin anti-DEAÞ ana baþlýðý altýnda, daha yakýn ve daha geniþ kapsamlý iþbirliðine yatkýn olup olmamalarýnýn esas belirleyici olmasý.

Diðer bir ifadeyle, bu eylemin Türkiye ve diðer devletler tarafýndan nasýl karþýlanacaðý, iþbirliðini ya da daha da büyük anlaþmazlýklarý belirleyecek nitelikte; dolayýsýyla gerçek suçlu da bu iki seçenekten hangisinin devreye gireceðine baðlý olarak açýða çýkma þansýna sahip.

Karþýlýðýn kime deðdiði, daha da önemli

Türkiye’de, özellikle siyasi iktidar, terörü seçilen hedefin niteliðine göre deðil, terörün kendi niteliklerine göre deðerlendirmeye devam ettiðinde, iþbirliðini teþvik eden atmosferi deðerlendirmek mümkün olabilir. Bu baðlamda, terörün uluslararasý desteði, arkasýndaki devlet ya da devletler gibi konularýndan çok, uluslararasý tahrip kapasitesinden, küresel tehdit boyutundan dem vurmak yararlý olabilir.

Gayet tabi, Türkiye’nin bu ve benzeri eylemlerde takýnacaðý tutumla ülke içindeki yarýlmalara ya da müttefiklere yönelik güvensizliklere tek baþýna çare üretmesi beklenemez. Ýster ülke içinde, ister ülke dýþýnda olsun iktidarýn gösterdiði olumlu tavrýn olumlu karþýlýklarý olmasý gerekir. Bu da, hem ülke içindeki farklý kesimlerin, hem de dost ve müttefiklerin taziye bildirmenin ötesine geçen faaliyetler sergilemeleri anlamýna gelir.

Baþka ülkelerin ne yapýp ne yapmayacaklarý, onlarýn geleceklerine dair bir sýnav. Biz ise, sýnanma tuzaðýna düþmeden birbirimizin, özellikle tam da “benden farklý” olanýn acýlarýna ortak olmak durumundayýz.