Herkesin tarihi kendine...

Ortadoğu’da varolan üç devletten 14 yeni devlet çıkarma planı hâlâ yürürlükte midir? Son on yılda kimbilir kaç gazete ve dergide çıkan harita birkaç gündür yeniden gündemde. On gün önce burada okumuştunuz harita konusunu. Birileri masa üzerinde çiziyor haritaları, başta direnilse de, sonunda kabul ettiriyorlar...

Aslında Ortadoğu’daki gelişmeleri yakından izliyorum, ama aklım Balkanlar’da... Özellikle şu günler 1. Dünya Savaşı’nın 100. yıldönümüne denk geldiği için... Avrupa’nın çeşitli köşelerinde savaşın yıldönümü vesilesiyle değişik etkinlikler yapılıyor; televizyon kanalları belgeseller ve dizilerle on milyondan fazla insanın hayatını kaybettiği ilk büyük savaşı hatırlatıyor...

Bizde? Bizde fazla üzerinde duran yok...

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, daha 2014 yılına girmeden, ilgili bütün birimlere, ‘Savaşın 100. yıldönümünü vesile edip kapsamlı programlar düzenlensin’ talimatını verdi; verdi ama, galiba olayı önemseyen fazla kurum çıkmadı.

Oysa en fazla insan kaybını bizler vermesek bile o savaşta en ağır faturayı biz ödemiştik: İmparatorluğumuzu kaybettik... Ülke toprakları işgale uğradı... Anadolu’da varlığımızı sürdürebilmek için üstelik bir de İstiklal Savaşı vermek zorunda kaldık...

Savaşı başlatan Gavrilo Princip ‘Mlada Bosna’ (Genç Bosna) örgütünün mensubu bir Sırp milliyetçisiydi. Önceki gün, Saraybosna’da Avusturya-Macaristan Veliahtı’nı öldürdüğü yerde savaşa katılan bütün ülkelerin temsil edildiği bir tören yapıldı. Törende yokluğu hissedilen ülke Sırbistan’dı. Sırbistan cumhurbaşkanı ve başbakanı törene katılmadılar...

Ayrıca Bosnalı Sırplar da törenden uzak durdular...

Neden?

Sebebi, kendisi de Sırp olan Lana Pasic’ten öğreniyoruz: Törenin yapılacağı Bosna-Hersek dahil çevredeki bütün ülkelerin olaya ve özellikle suikastçı Princip’e yaklaşımları ve tarih kitaplarında ele alışları... Sırplara göre ‘kahraman’ biri genç Gavrilo Princip, mensup olduğu örgüt de kahramanlar birliği gibi bir şey; oysa Boşnaklar ve Hırvatlar adama hiç de öyle bakmıyorlar... Mlada Bosna ise bir terör örgütü onlara göre...

Töreni boykot eden Sırbistan’da Princip’in anıtı açıldı o gün...

Hırvatistan’da okullarda okutulan tarih kitaplarında, dünyanın başına derin dertler açan büyük savaş için, “Sırbistan’ın Balkanlar’da genişleme arzusu yol açtı” deniyormuş... Sırbistan’daki kitaplardaysa, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun çoktandır planladığı savaş için suikastı bahane olarak kullandığı yazılıymış...

Ne yapalım gerçek böyle: Tarih kitapları her ülkenin kendi gözünden farklı farklı yazılıyor...

Bosna-Hersek üç ayrı etnik gruptan oluşuyor: Müslüman Boşnaklar, Hırvatlar ve Sırplar’dan... Sırp bölgesindeki okullarda okutulan tarih kitaplarına göre, suiakastçı Princip, bir özgürlük savaşçısı; Boşnak ve Hırvat çocukları ise, kendilerine okutulan tarih kitaplarından, aynı kişinin Sırbistan çıkarlarını önde tutan biri olduğunu öğreniyor...

Saraybosna kentinin doğusunda Sırplar çoğunlukta, onlara Princip’in ‘kahraman’ olduğu telkin edilirken, Boşnak ve Hırvat çocuklarına onun ‘terörist’ olduğu anlatılıyor... Lana Pasic, “Bu farklı yaklaşımlar araları sadece birkaç kilometre olan okullarda okutulan tarih kitaplarında” diyor...

Yugoslavya döneminde, Mareşal Josef Tito’nun direktifleri doğrultusunda, suikastçı, bir ‘Yugoslav milliyetçisi’ olarak tanıtılmış hep; adam suikastı bütün ‘Yugoslavların birliği’ için yapmış...

BBC savaşın 100. yıldönümü kutlamaları vesilesiyle 1914-1918 arasında yaşananın benzerlerinin geçmişte de yaşandığını hatırlatıyor. ‘Dünya Savaşı’ olduğu doğru, ama ‘Birinci’ olduğu yanlış o savaşın, BBC’ye göre... 18. yüzyılın ortasında başlayan ‘Yedi Yıl Savaşı’ var meselâ.... Avrupa devletleri yine birbirlerine karşı savaşmışlardı 1756-1763 arasında; bir tarafta Fransa, Avusturya, Rusya ve İsveç vardı, diğer tarafta da İngiltere, Prusya, Hannofer...

Napolyon Savaşları (1792-1803) yine bir dünya savaşıydı BBC’ye göre...

O savaşlarla 1. Dünya Savaşı arasındaki en önemli fark, ‘dünya’ adı yapıştırılmamış o ilk iki savaşta Osmanlı’nın yer almaması... Savaşa bizi de sokunca ve sonunda Osmanlı çözülünce artık ‘dünya savaşı’ diyebildiler... (BİTTİ)