Hesaplar bozulmuştur

Evet, kelimenin tam anlamıyla olup bitenin özeti bu: Hesaplar bozulmuştur.

Kimin hesapları?

Bu milleti ve onun değerlerini, kendi hak ve özgürlüklerini gerçekleştirmek üzere kullanacakları geçici bir liman olarak görenlerin hesabı.

Nasıl olsa onları kullanıp istediklerimizi elde ettikten sonra tasfiye ederiz diyenlerin hesabı.

Milletin evlatları binbir cephede can verirken, sermaye biriktirip memleketin kaderine el koyanların ve çıkarları sarsıldıkça iktidar değiştirenlerin hesabı.

Darbelere, darbecilere, devlet

içindeki gizli güç odaklarına destek veren, Anadolu sermayesinin yükselişini engellemek için binbir türlü tezgahın peşinde koşan, merkez medyayı elindeki reklam gücüyle maymuna çeviren, orduyu, yargıyı ve üst düzey bürokrasiyi kendi güçlerinin teminatı olarak kullananların hesabı.

***

Bilen biliyor, bir daha hatırlatalım.

Bu toprakların hakim değerlerini esas almayan hiçbir özgürlük ve adalet arayışının meşruiyeti ve başarı şansı yoktur.

Bu coğrafyada Müslümanları, üzerine basıp yükselecekleri zemin olarak görenler, artık bu kirli, bu ucuz ve bu çirkin hesaptan vazgeçmelidir.

Bu hesap sahipleri, dün Adnan Menderes’i darağacına götürdü. Turgut Özal’ı zehirledi. Onların tek günahı milletin çocukları olmak; onların sesine, yüreğine, feryadına kulak vermekti.

Bugün hedef tahtasında Tayyip Erdoğan var. Siyaseti, onu tasfiye ederek kurgulamak, böylece yeniden eski güçlerini kazanmak için sahneye akıl almaz oyunlar koyanlar, sadece tasfiye değil, en azından ‘terbiye’ hesabıyla bu kez en tehlikeli kartlardan birini sahaya sürdüler.

Akıllarınca ya bu sürecin sonunda Erdoğan’ı ‘tasfiye’ yahut ‘terbiye’ edeceklerdi.

Hep sessiz, hep sakin ve muzzam bir sağduyu ile hareket eden millet, bu hesabı alaşağı etti.

***

Tabloyu doğru okuyalım. Bu bir bankanın, bir tek sermaye grubunun hesabı değildir.

Bu yakın tarihe kadar Türkiye’nin kaderini elinde tutan, uluslararası düzeyde karşılığı bulunan ve Erdoğan’ın öngörülemezliği karşısında tedirgin olup bulabildiği her kartı masaya sürenlerin tezgahıdır. Büyük bir ittifaktır.

Şam’a, Halep’e, Bağdat’a, Erbil’e, Kerkük’e, Kahire’ye, Saraybosna’ya, Üsküp’e, Tiflis’e kulak veren Türkiye, bu tezgahları alt üst etmiştir.

Bugün meydanlara ağaç, yeşil, tabiat adına insanları davet edenler,

bu rahatsızların ta kendisidir. Elbette masum ve samimi insanlar bu kirli hesapların dışındadır. Ama bilsinler ki onları destekleyenlerin niyeti, bu ülkenin kaderini yeniden kirli odaklara teslim etmektir.

***

Endişe etmeyin.

Değişecek...

Sermaye yapısı, kurgusu, adaletsiz dağılım ve bunların ortaya çıkardığı güç dengesi değişecek.

Buna yaslanıp ekranlarda, gazete sayfalarında hala millete rağmen iktidar değiştirmenin peşinde olanlar değişecek.

Milletin değerlerini ayaklar altına almayı alışkanlık edinenler de ya değişecek ya da tarihin çöplüğünde yerini alacak.

İnşallah o günleri hep birlikte göreceğiz.