Bazý maçlar vardýr; iki takýmdan biri kapanýr, rakibinin hata yapmasýný bekleyen kontratak futbolunu hedefler, fýrsatlar kollar. Bunlarý yapmak da, aslýnda futbolun anlaþýlýr kurallarý. Bir terslik yok... Ama dün iki takým da; oyunlarýný böyle pusu stratejilerine dayandýrmadan, dürüst/temiz/açýk bir futbola yöneldi.
Yanlýþý vardý, aksayan taraflarý vardý, paslar/þutlar þaþýrdý ama; doðrudan ve doðal Heyecanlý, zevkli
tempolu maç oldu!isteði, iki ekipte de hakim unsurdu. Bu belki futbolu güzelliþtirmedi ama, deðerli kýldý. Aradaki ince nüansý, bilenler anlar.
***
Burak Yýlmaz, futbol yaþamýnda nice olmadýk goller, zor ya da imkansýz goller elbette attý. Fakat dün gece, atýlmasý son derece kolay gol fýrsatlarýný; sanki önceki becerilerini hiç sergilememiþ gibi, acemice harcadý. Futbol bu, oluyor. Ama insan gene de þaþýyor.
Burak’ýn bu anlardaki açýðýný, neyse ki Okay kapadý. Gol oldu, devre oldu. Bu yüzden sevinci de büyük oldu.
***
Orta alanlar, trafik lambalarýnýn gece yarýsýndan sonra sarý ýþýðýn durmadan yanýp sönmesi gibi; yolu hep açýk tutan kavþak noktasýydý... Gelene-geçene dur diyen yoktu. Top, iki tarafa çok gitti-geldi. Maçtaki genel akýþkanlýk bu yüzdendi...
Yusuf’un düþüþü, rakibinin elini belinde hissettiði an, kendisini yere atmasýndan baþka bir þey deðildi. Hakem yemedi... Burak’ýn pozisyonu tartýþýlabilir. Ama sahte penaltý konusunda sabýkalý... Üst üste iki sert itirazdan kýrmýzý görebilirdi.
Seleznov, sakatlanýp yerde kývranan Novak’ýn beline öfkeyle tekme attý. Kýrmýzý kartlýktý. Hakem görmedi... Neyse ki, iki futbolcu daha sonra sarýlýp helalleþti. Gene de gözden kaçmamalý.