2020 yýlýnýn aðustos ayýnda Beyrut Limaný'nda büyük bir patlama gerçekleþti. 250'yi aþkýn insan ve binlerce yaralý bu patlamadan etkilendi. Dahasý patlama, Beyrut Limaný'nýn dünya ticaretinden kaybolmasýna neden oldu.
Bugün ise Lübnan'da Hizbullah üyelerine yapýlan saldýrý yöntemi dünya medyasýnýn gündeminde. Çaðrý ve telsiz cihazlarýna yerleþtirilen bir düzenek uzaktan müdahale ile bu cihazlarýn patlamasýný saðladý.
Hibrit savaþýn ortasýndayýz. Bu savaþ yönteminde vekil örgütler, siber saldýrýlar, hackerlar ve daha birçok yöntem var.
Doðu Akdeniz limanlarýnda ve hidrokarbon kaynaklarýnda güç mücadelesi devam ediyor .
Ýsrail yalnýzca Ýran'la iliþki içindeki Hizbullah'ý vurmadý. Evet, yüzlerce Hizbullah üyesi bizzat ellerinde tuttuklarý cihazlarýn patlamasýyla yaralandýlar ve savaþamayacak duruma geldiler. Ancak Ýsrail psikolojik harp unsurlarýyla tüm dünyaya bir mesaj verdi:
Sivillere zarar veren teknolojik ürünler ve yöntemler Dünya savaþ literatürü için legal deðil.
Terör örgütlerinin tercih ettiði bombalý paket göndermek ve sivilleri hedef almak gibi hadiselere çok tanýk olduk. Pazar yerinde çarþýda dolaþýrken üzerindeki çaðrý cihazý patlayan insanlarýn ise sadece kendiler deðil ayný zamanda yanlarýndaki insanlar da zarar gördü.
Önümüzdeki günlerde uluslararasý ceza mahkemesinin ve Birleþmiþ Milletler sisteminin Lübnan'da olan bitenleri göz ardý etmesi düþünülemez.
Küresel hibrit savaþta cepheler belli. Ýsrail ve Netanyahu yönetiminin koruyucularý bu geliþmelerden pek de memnun olmayacak.
Lübnan ve özelde Hizbullah bu cihazlarýn nasýl temin edildiðini araþtýracak elbette. Ancak küresel hibrit savaþta sýkýþma hattý doðu Akdeniz çanaðý ve Yemen açýklarý olacak.