Demokrasi ve hukuk devleti ilkeler bütünüdür. Kurallar kiþilere göre deðiþmez. Eðer yasalarýnýzý siyasi veya baþka bir mülahaza ile keyfi olarak uygulamaktan kaçýnýrsanýz hem suçu teþvik etmiþ olursunuz, hem de vatandaþlarýnýzýn yasalarýnýza olan saygýsýný bitirirsiniz. Bu anlamda demokrasilerde milletvekilleri de dâhil hiç kimsenin suç iþleme ayrýcalýðý yoktur.
Bu ilke çerçevesinde milletvekilleri özellikle konumlarýnýn verdiði hak ve imkânlarý suçu ve suçluyu övmek için, hatta suç iþlemek için kullanamazlar. Terör örgütü ile paslaþarak daðdaki þiddeti halka yaymak, terör örgütünü meþrulaþtýrmak, teröristleri suçsuz, masum hatta ‘þehit’ veya ‘kahraman’ ilan etmek ise suçu övmek deðil bizatihi suçun, yani terörün ta kendisidir. Böyle bir tutuma Ýspanya, Almanya veya ABD hukuk düzenleri de müsaade etmez. Örneðin ABD’de El Kaide’yi övücü ifadeler kullanmanýn sonu hapiste biter. Almanya’da Nazi partisi kuramazsýnýz, açýkça ýrkçýlýk yapamazsýnýz. Ýspanya’da ise ETA yöntemlerinin parçasý haline gelmiþ siyasi partiler kapatýlmýþtýr. Ýngiltere’de IRA’nýn siyasi kolu olan Sinn Fein’in üyeleri þiddet ve terörü kutsayan tutumundan uzaklaþmadýðý dönemlerde televizyon ve radyolarda kendi sesleriyle dahi haber yapýlmamýþlardýr, medya kanallarý Sinn Fein’in açýklamalarýna bile yer verememiþlerdir.
Terörün kendisi
Kýsacasý BDP’nin son 1.5 yýldýr izlediði tutum terörü meþrulaþtýrmanýn ötesinde bizatihi terörün kendisi haline gelmiþtir. Aslýna bakarsanýz Türkiye, toplum ve devlet olarak, BDP’lilerin PKK’nýn uzantýsý olduðunu kabul etmekte ve onlarla terörün sona ermesi ve demokratik reformlar için devletin görüþmesini onaylamaktadýr. Ancak BDP, PKK’ya olan sempati ve gönül baðýný PKK’nýn eylemlerini tasvip ve hatta uygulama noktasýna taþýyýnca hem toplumsal onayý kaybetmektedir, hem de demokratik hukuk devletinin sýnýrlarýný zorlamaktadýr. BDP bu haliyle hangi demokratik devlette olursa olsun meþru kabul edilemez, terörü parlamentoya taþýmasýna onay verilemez.
Bu baðlamda BDP’lilerin dokunulmazlýðý Kürt olduklarý için veya kiþisel nedenlerle kaldýrýlmaya çalýþýlmamaktadýr. Bundan dolayý Hükümet’e yönelttikleri suçlamalar doðru deðildir. Eðer Hükümet Kürt olduðu için BDP’ye karþý olsaydý herhalde daha baþýndan BDP’lilerin o koltuklara oturmasýný engellemeye çalýþýrdý. Kaldý ki BDP Kürtlerin tek temsilcisi de deðildir. Kürtlerin siyasetteki en büyük temsilcisi aldýðý oylar itibariyle AK Parti’dir. Eðer PKK terörünün bölgede oluþturduðu korku imparatorluðu daðýtýlabilirse BDP’nin Kürtlerden alabileceði oyun % 20’yi bile bulamayacaðý görülecektir. Zaten asýl sorun da budur, yani Kürt ve Kürtçü siyasetin çeþitlendirilmesi ve özgürleþtirilmesi. Kürtler sadece terörün gölgesinde siyaset yapabilen PKK Kürtçülüðüne mahkûm olmamalýdýrlar.
BDP kapanýrsa felaket olur iddialarý da doðru deðildir. Asýl felaket, gelecek tepkilerden çekinerek hukuku uygulamamaktýr. Buna raðmen devlet hala farklý düþünüyor ise bu durumda ya PKK’yý terör örgütü sýnýfýndan çýkarmalýdýr, ya da yasalarda terörü suç olmaktan çýkarmalýdýr. Hem kural orada durur, hem de suç alenen devam ederse bu durumda hukuk anlamsýzlaþýr ve suç azgýnlaþýr. Bir düþünürün belirttiði gibi, kuvvete dayanmayan adalet acizdir, adalete dayanmayan kuvvet ise zalimdir.
Dokunulmazlýklarýn kaldýrýlmasýna gelince. Bir kararýn doðru olmasý baþka bir þeydir, nasýl uyguladýðýnýz bambaþka bir þey. Dünyanýn en doðru kararýný beceriksizce uygularsanýz sonuç felaket olabilir. Baþka bir deyiþle BDP’lilerin dokunulmazlýklarý kaldýrýlýrken oluþabilecek riskler düþünülmeli, geçmiþte yaþanan yakýþýksýz manzaralarýn tekrar etmemesi için gerekli yasal, idari ve teknik önlemler þimdiden alýnmalýdýr.