Hiçbir hakikat gizli kalmýyor

Hafýzamý zorlayýnca Ýstanbul’a valilik yapmýþ olanlarýn tam bir listesini çýkarabildim, taa 1973’te atanmýþ Namýk Kemal Þentürk’e kadar hem de... Hafýza oyunu oynadýðýmýz dostum, “Arada birini atladýn” dediðinde yeniden saydým, ama ayný isimlerden öteye geçemedim. Atladýðým Erol Çakýr’mýþ... 1998’den 2003’e kadar beþ yýl süreyle o görevde bulunmuþ olan Erol Çakýr...

Hafýzamýn onu neden sildiðini anlatacaðým...

Yeni Þafak gazetesindeyken meslek hayatýmýn ‘en kara’ gününü tesadüfen yaþadým. ‘Tesadüfen’ deyiþim, o sýralar henüz Ankara’da yaþadýðým halde ‘polis iþgali’ olayýnda Ýstanbul’da bulunuþum yüzünden... Havaalanýndan gazeteye geldiðimde, binanýn bulunduðu sokaðýn baþýndan itibaren bir polis sarmalýyla karþýlaþmýþtým...

Kapýya karakol kuran polisler içeriye kimseyi almama talimatýný yerine getiriyordu. Zorla girdiðimi hatýrlýyorum. Hepimiz yayýn yönetmeni Selahattin Sadýkoðlu’nun odasýnda toplanmýþ, polisin bir an önce binayý terk etmesini bekliyorduk. ‘Sakin güç’ olarak bilinmeme raðmen ben bile, bir ara, “Gelin, aradýðýnýz kiþi burada” diye baðýrdýðýmý hatýrlýyorum...

Baskýný planlayan kim idiyse herkesin ulaþýlmaz olduðu pazar gününü özellikle seçmiþti...

Önce bir eski içiþleri bakanýný arayýp devreye girmesini istedim; adamýn kendi oðlunu, bir gece yarýsý evini de basarak gözaltýna aldýklarýný bilmeden... Ondan bir iþ çýkmayacaðýný anlayýnca, çaresiz, iþbaþýndaki içiþleri bakaný Rüþtü Kazým Yücelen’e telefondan ulaþtým...

Rüþtü K. Yücelen haberi yok ve þaþýrmýþ göründü. “Nasýl olur?” diye þaþkýnlýkla sorduðunu da hatýrlýyorum. Yarým saat sonra “Polisler çekilecekler” demek için aradýðýnda, dostluðumuza güvenerek, bana “Emir benim üstümden gelmiþ; oradan bazý iþgüzarlar da patronlarýnýza gözdaðý vermek için bu operasyonu düzenlemiþ” bilgisini iletmiþti...

Meðer bir gece önce Yeni Þafak’ýn sahiplerinin evlerine de baskýn düzenlenmiþ, aradýklarý kiþileri bulamayýnca beþ-altý yaþýndaki çocuklar dahil ev sakinleri karakola sevk edilmiþ... Ertesi gün de, fýrsat bu fýrsat, bizleri yýldýrma eylemi baþlatýlmýþ...

Hani þimdilerde birileri “Basýn özgürlüðü ayaklar altýnda” diyorlar ya, o günlerde (2001) özgürlüðü deðil, basýnýn kendisi polislerin ayaðý altýndaydý...

Gazetelerin istisnasýz hepsi suskun kaldý baskýna; biri zaten günlerden beri sürdürdüðü aleyhte yayýnlarý “Oh olsun” düzeyine taþýdý. Þimdilerde Ergenekon davasýnda yargýlanan bir yazar, yüklü bir transfer ücreti almasýný saðlayan ‘kankasý’ devletlüya yaranmak için neler neler yazmadý baskýnýn önü ve arkasýndan...

Hareketsizlikten sýkýlýnca odadan baþýmý çýkarýp “Serdar nerdesin?” diye baðýrdýðýmda, “O burada yok, en kýdemlimiz komiser Kemal” demiþti bir gariban polis memuru...

Ertesi gün çýkan “Hesabý sorulacak” baþlýklý yazýmýn son cümlesini de aktarayým: “Bugünlerin hesabý mutlaka sorulacak. Merak etmesinler, kime soracaðýmýzý da biliyoruz.”

TBMM darbeleri araþtýrma komisyonu önünde ifade veren eski Ýstanbul valisi Erol Çakýr kendisinin olanlardan habersiz olduðunu söylemiþ... “Hesap soracaksanýz, iþte size adresler” tadýnda bir tanýklýk yapmýþ... Star’ýn haberinden aktarýyorum:

“Yeniþafak Gazetesi’ne yönelik baskýn kararýndan haberi olmadýðýný anlatan Çakýr, ‘Organize Suçlarla Mücadele Þube Müdürü Adil Serdar Saçan, Ýçiþleri Bakaný (Rüþtü Kazým Yücelen) ve Tuncay Özkan (Ergenekon’un tutuklu sanýðý) toplantý yaparlardý. Bu toplantýlarda Ýstanbul’la ilgili kararlar alýyorlardý. Orada alýnan kararlar uygulanýrdý’ dedi.

“Üçlünün aldýðý kararlara örnekler veren Çakýr, ‘Mesela Adil Serdar Saçan eski Ýçiþleri Bakaný Abdülkadir Aksu’nun oðlu Murat Aksu’nun evini arattý. Yine bu kararlar çerçevesinde Yeni Þafak Gazetesi bir yayýna baþlayacakmýþ, oraya operasyon yaptýlar. Operasyon kararýný Bakan Kazým Yücelen, Tuncay Özkan ve Adil Saçan verdi’ þeklinde konuþtu.”

Ýyi de Ýstanbul’da kanunsuz iþler yapýldýðý sýrada kentin valisi olan Erol Çakýr ne yapýyormuþ?

Erol Çakýr’ýn ýsrarlý aramalarýmýza raðmen o gün telefona çýkmadýðýný iyi hatýrlýyorum.