Hicri 3.yy’da yaşayan Belhi’nin hüzünden kurtulma önerileri

Bu aralar İslam medeniyetine ait klasik metinlerde ruh sağlığı ile ilgili yaklaşımları gözden geçiriyorum. Hicri 3. Yüzyılda yaşayan Müslüman alim Ebu Zeyd Ahmed El-Belhi’nin beden ve ruh sağlığının koruması ve tedavisi hakkındaki görüşlerini, öfke kontrolü ve vesveselerden (obsesyon) kurtulmak için önerilerini yazmıştım. Bugün de üzüntü ve hüznün uzaklaştırılması ile ilgili yaklaşımını, güncel psikiyatri/psikoloji bilgisini de dikkate alarak değerlendireceğim.

 

Hüznün beden ve ruha etkisi

Belhi üzüntü ve hüznü bugün bizim depresyon kavramıyla kastettiğimiz anlama yakın kullanıyor. Üzüntüyü sevincin zıddı, hüznü ise üzüntünün daha aşırı hali olduğunu söylüyor. Üzüntünün insan ruhuna verebileceği büyük acının farkında olan Belhi şöyle der: “Üzüntü, insan bedenini bitkin düşürmek, onun güzellik ve canlılığını düşürmek, şehvet güçlerini değiştirmek, onun güzellik ve canlılığını gidermekte en çok olumsuz etki yapan bir problemdir. Bedenin ruhu ve ışığı olan ruh, gam ve üzüntüyü hissettiğinde ışık vermeyen, parlaklığı gitmiş, tutulmuş bir güneş gibi olur.”

 

Hüznün iki çeşidi: Sebebi bilinen ve bilinmeyen

Belhi hüzün ve üzüntünün sebebi bilinmeyen ve sebebi bilinen iki farklı türü olduğunu söyler. Sebebi bilinmeyen hüznün bedenden kaynaklandığını ve beden sel tedavi gerektiğin söyler. Sebebi bilinen hüznü ise başkalarından nasihat alma ve kendi düşüncelerini kontrol ederek tedavi edilebileceği fikrindedir.

Belhi’nin bu ayrımı bugünün diliyle endojen ve reaktif depresyon tarifine denk gelir. Sebebi bilinmeyen, bedenden gelen yani endojen olan daha bir hastalıktır. Sebebi bilinen, yaşam olaylarına tepki olarak gelişen, yani reaktif olan ise hafif / orta haliyle yaşamın bir parçası iken ağır haliyle hastalık /rahatsızlık olarak adlandırılabilir.

Belhi sebebi bilinmeyen hüznü o zamanın tıp bilgisi üzerinden kanın soğukluğu ve temizliği ile izah eder. Bugün bu durumun beyin ve bedendeki kimyasal değişimlerle ilgili olduğunu biliyoruz. Fakat Belhi’nin bazı insanların, sebepsiz yere, hastalık adlandırmasına uygun olarak hüzün dönemine girdiğini gözlemleyebilmesi büyük başarıdır. Üstelik bunu cin veya şeytan gibi doğa üstü güçlerle değil bedendeki değişimlerle izah etmemesini de not etmek gerekir.

 

Sebebi bilinen hüznün tedavisi için iki grup öneri

Belhi iki grup öneri sunar. Birincisi dışarıdan öğüt ve nasihat veren birilerinden yardım alınmasını önerir. Bugün biz benzer durumda psikoterapi öneriyoruz. İkinci grup öneri kişinin düşüncelerini değiştirmesine yönelik önerilerdir. Belhi, bugünün bilişsel terapilerine benzer şekilde, hüzün halinden çıkmak için düşünce biçimimizi değiştirme önerileri sunar.

 

Düşünce düzeltme için 9 öneri

1- Kayıp yaşadığın şeye karşı aşırı üzülürsen en değerli şey olan sağlığını kaybedeceğini düşün ve hüznünü sınırlamaya çalış.

2- Dünyanın işleyişinde hüznün kaçınılmaz olduğunu ve hiç kimsenin tam istediği veya sevdiği şekilde hayat süremeyeceğini bil.

3- Sabredersen tahammül gücü kazanırsın. Ruhunu aşırı üzüntüyü terk etmek konusunda eğitirsen gelecek musibetlere daha dayanıklı olursun.

4- Aşırı hüzne teslim olmanın zayıflık olacağını düşün ve güçlü kalmaya çalış.

5- Ruhsal açıdan iyi olursan diğer kayıpların hafif ve önemsiz olduğunu düşün.

6- Hüzün sadece senin başına gelmemiştir, başkalarının da başına gelir.

7- Can bedeninde olduğu sürece yaşadığının en büyük musibet olmadığını düşün.

8- Sahip olduklarını, kaybetmediklerini düşün ve şükret!

9- Zor günlerin geçeceğini düşün.