Bu tespiti benden baþka kimse yapamýyor” diyecek kadar megaloman deðilim.
Ama Ýslam dünyasýný saran ateþin sahipsizlikten kaynaklandýðýný neden kimse
dile getirmiyor?
Gerçi, “Sistem krizi...” dediðinizde, “Erdoðan’ý baþkan yapmak istiyorsunuz” diyenler, siz “Hilafet boþluðu...” demeden “Þimdi de Erdoðan’ý halife yapacaklar” diye yumurtlamazsa çok þaþýrýrým...
Ne yapacaðýz peki?..
Bu þirretliklerden korkup gerçekleri dile getiremeyecek miyiz?
Kefareti biz ödüyoruz...
Hilafetin 3 Mart 1924’te suni gerekçelerle kaldýrýlmasý Türkiye için bir ‘harakiri’ idi. Ama bu ayný zamanda bütün Ýslam alemine de Haçlý Seferleri’nin bile baþaramadýðý bir zulüm oldu.
Peki sonuç?..
Ýslam dünyasýnýn þu haline bakar mýsýnýz?
“Ýnkýlaplara gölge etmesin” diye yapýlan ‘ilga’nýn kefaretini bugünkü Müslümanlar ve Ýslamiyet ödüyor.
Günümüz dünyasýnda uzaktan kumandalý entrikalardan uzak, huzur içinde yaþayan bir Ýslam ülkesi gösterebilir misiniz?
Gazze’de yýllardýr Müslümanlara reva görülen zulmün binde biri onlara uygulansaydý dünya yine böyle süt
dökmüþ kedi gibi mi davranýrdý acaba?
‘Öldüren kahramanlar...’
Bölgemizdeki geliþmeleri çok iyi analiz eden iki yazarýmýz Ardan Zentürk ve Sevil Nuriyeva’nýn önceki günkü Star’da dikkat çektikleri Havana Zirvesi, Ýslam dünyasýnda yýllardýr örülen ‘ihanet kemerleri’nin ‘kilit taþý’dýr.
Bu zirvede Katolik ve Ortodoks dünyasýnýn liderleri “Birlikte Ýslam dünyasýný iyi salladýk” diyerek “çak” yapacak; birbirini kutlayacak!
Ve Patrik Krill, “Ortadoðu’da ezilen Hýristiyanlarýn intikamýný alan Kahraman Putin”in önünde bütün dünyanýn saygýyla eðilmesini isteyecek!
Trajediye bakar mýsýnýz?
Meydan o kadar boþ kalmýþ ki asrýn katilleri, “Asrýn Kahramaný” diye yutturuluyor.
Bütün Ýslam âlemini temsil eden bir kurum olsaydý durum böyle mi olurdu?..
Bugün Filistin’de, Ortadoðu’da, Afrika’da, Asya’da Müslümanlara her türlü zulmü uygulayan kravatlý simsarlarýn, Haçlý çapulculardan farklý olmadýðýný kim söyleyecek?
Ýnþa ettikleri ‘sömürü medeniyeti’ni sanal surlarla korumaya çalýþan batý dünyasýna, “Onlar ‘mülteci’ deðil, gasp ettiðiniz maðdurlardýr. Kaçmakla kurtulamazsýnýz, birikmiþ borçlarýnýzý ödeyin” diye kim haykýracak?
Ýran’a “Sen nasýl Ýslam ülkesisin ki, ‘Moskof’la kol kola Müslüman kýrýyorsun” diye kim hesap soracak?
Ya Ýslam’ýn maðduriyeti?..
Müslüman kaný akýtmak için kullanýlan DEAÞ’in “devlet”, terörlerinin de “cihad” olamayacaðýný, bilakis; bunlarýn eylemlerinin de söylemlerinin de Ýslam’a en büyük iftira olduðunu Ýslam dinini temsil eden bir makam söyleseydi bu istismar bu kadar etkili olmazdý.
Bitmedi...
Ýslamiyet’in günümüzde gerçekten bir ‘sahibi’ olsaydý, milletin kanýný emerek semirdikten sonra devleti ele geçirmeye kalkan vampirlerin Ýslamî bir deðer olan ‘cemaat’ ile hiçbir ilgisi olmadýðýný; su köprüyü bölmeden önce söylemez miydi?
Böylece, “Alný secdeye gelmiþ adamlar” yanýlgýsý önlenmez miydi?
Muharref Hýristiyanlýðýn skandallar merkezi olan Papalýk bile Avrupa’nýn laikliðine ve medeniyetine mani olmazken, halifelik ile ilgili nasýl bir tehlike öngörüldü ki alelacele “ilga” edildi?
Velhasýl bugün Ýslam coðrafyasýnýn, duçar olduðu bu küresel zulümlerden kurtulmasýnýn tek yolu silkinip kendine gelmesi ve “Hilafet”in fonksiyonunu yerine getirebilecek bir oluþumun þemsiyesi altýnda birleþmesidir.