4 Mart Pazartesi tarihli yazýmda, Amerikan emperyalizminin Müslüman dünyasýna meydan okumasýna karþý, Müslüman coðrafyalarýndan özellikle 3 ülkenin, Mýsýr, Türkiye ve Ýran'ýn, aralarýndaki tâlî / ikinci derecede olan meselelerini bir kenara býrakýp; her bedeli ödemeye hazýr olmak kararlýlýðý içinde bir araya gelmelerinin mutlaka þart olduðunu; o zaman bu 'Büyük Þeytan'ýn Vietnam ve Afganistan'dan kaçmak zorunda kaldýðý gibi, baþta Filistin olmak üzere, bütün Müslüman coðrafyalarýndan da kaçmak zorunda kalabileceði ihtimal ve imkânýndan söz etmiþtim. Öyle bir durumda, ABD'nin Doðu Akdeniz'deki 52'nci þubesi durumunda olan 'Siyonist Ýsrail rejiminin âkýbeti n'olur?' demeye gerek bile yok. '
*
Bazý okuyucular, bunun bir hayal olduðunu söylüyorlar. Elbette zor, ama olmaz deðil.
O yazýmda asýl maksad, dünya çapýnda tamamý 25 milyonu geçmeyen küçük bir toplum olan Yahudiler adýna, Siyonist haydutlar çetesi Ýsrail'in, karþý konulamaz ve maðlûb edilemez bir heyûla güç gibi algýlanmamasý için, Filistin Müslüman coðrafyasýnda 100 yýlý bulan bir zaman dilimi boyunca kan dökmesinin arkasýnda, Amerikan emperyalizmi baþta olmak üzere bütün þeytanî güçlerin bulunduðuna dikkati çekmek idi.
Unutmayalým ki, 'Haydi, Siyonist haydutlar çetesi üzerine yürüsene.' diyenler, bu korkunç barbarlýðýn arkasýndaki, o beynelmilel þeytanî iþbirliðini görmeksizin hamâsî söylemler dillendirdiklerini düþünmeliler.
25 sene önce, Bosna'da, sýrf Müslüman olduklarý için, çocuk, kadýn ve savunmasýz erkeklerden 250 bine yakýn insanýn katlediliþini hatýrlayalým.
O zaman da Türkiye ve Ýran'dan gönderilmek istenen yardýmlarý taþýyan gemilere, Adriyatik Denizi'nde, hattâ NATO tarafýndan nasýl el konulduðunu hatýrlayanýmýz var mý?
ABD'nin o zamanki Savunma Bakaný Warren Christopher, o korkunç barbarlýk sorulduðunda 'Bosna'da, henüz bizim ulusal menfaatlerimiz açýsýndan ilgilenmemizi gerektiren bir durum söz konusu yoktur.' diyordu.
Müdahale ettiklerinde de, ortaya bir 'deli gömleði' giydirircesine, Bosna Müslümanlarýna dayatýlan Dyton Andlaþmasý'nýn nasýl þeytanca hazýrlandýðý düþünülmelidir. Emperyalistlerin hele de de Müslüman dünyasý karþýsýnda mantýðý böyle çalýþýr.
Kezâ, 110 sene öncelerde 28 Haziran 1914'de patlak veren 1. Dünya Savaþý'ndan uzak durmanýn mümkün olup olmadýðýný düþünmeksizin, Osmanlý Harbiye Nâzýrý ve Baþkomutan Vekili Enver Paþa da, hâlâ da, 'Devleti savaþa sokup Osmanlý rejiminin yok olmasýnýn baþ sorumlusu' olarak gösteriliyor.
Bunun için diyoruz ki, 56-57 ayrý devlete bölünmüþ olan Müslüman dünyasýnýn uluslararasý-emperyalist oyunlarýna karþý o kadar çok olmalarý bir güç deðil, belki en büyük zaafý olup, her devlet kendisini korumaya alarak, baþkasýný ileri sürmektedir. Müslümanlarýn Birliði'ni saðlayabilecek bir Ýslamî birlik sembolü olan Hýlâfet kurumu, emperyalist dayatmalarla 3 Mart 1924'de buharlaþtýrýlmýþ olsa bile, karþýlaþýlan bu yeni Haçlý Saldýrýsý'na karþý birlik yollarý aranmalý ve zorlanmalýdýr. Ama bu gün için, Filistin meselesinde etkili olabilecek özellikle 3 ülkenin Mýsýr, Türkiye ve Ýran'ýn fiilen birlik olup, Müslüman dünyasýna meydan okuyan Amerikan emperyalizmine karþý, yekvücud olmanýn yolunu bulmalýdýr.
*
Bu arada, bir diðer konuya da deðinelim.
NURÝ PAÞA'YI HATIRLIYOR MUYUZ?
Bugün Azerbaycan Cumhuriyeti'nde hâlâ derin bir muhabbetle anýlan Nuri Paþa kimdir biliyor muyuz?
1917'de Ermeniler, Rus güçlerinin de yardýmýyla taa Bakû'ya kadar bütün Azerbaycan'ý çiðneyip iþgal edince, Osmanlý Harbiye Nâzýrý Enver Paþa tarafýndan kurulan Kafkas Ýslam Ordusunun kumandanlýðýna Enver Paþa'nýn kardeþi Nuri Paþa getirilmiþti. 1890 yýlýnda Manastýr'da dünyaya gelen Nuri Paþa'nýn ömrü, Osmanlý ordusunda savaþ cephelerinde geçti ve Paþa rütbesiyle Trablusgarp Cephesi ve Anadolu'daki savaþlarda yerini aldý. Kafkas Ýslam Ordusu komutanlýðýna getiriliþinden sonra, Rus ve Ermeni çetelerine karþý savaþtý. 15 Eylül 1918'de Bakû'yü düþman iþgalinden kurtardý.
Çok sonralarda ülkeye gelmesine müsaade edilen Nuri Paþa, Ýstanbul'da Zeytinburnu ve sonra da Sütlüce'de iki silah fabrikasý kurdu. Bu fabrikalarda, tabanca, tüfek, el bombasý, uçak bombasý, mermi ve top mühimmatý üreten Nuri Paþa'nýn yolunun kesilmesi gerekiyordu. Dünyadaki silah sanayii lobisinin dikkatini çeken bu adým, 2 Mart 1949'da sabotaj olduðu düþünülen bir patlamayla noktalandý.
Patlama, 28 çalýþaný ile birlikte Nuri Paþa'yý da havaya uçurdu. Nuri Paþa'nýn naaþý bulunamadý. Muhtemel cesed parçalarýnýn defnedildiði mezarý Edirnekapý Þehidliði'ndedir.
*
Bakû'da bulunan Hasan Zer kardeþimiz, Nuri Paþa'nýn katlediliþinin 75. yýldönümü için Bakû'da bir câmide yapýlan anma toplantýsýný yansýtan bir fotoðraf gönderdi, evvelki gün. Onun adý, Azerbaycan'da hâlen de Bakû Fatihi olarak anýlmaktadýr.
Kafkas Ýslam Ordusu'nun bu yiðit kumandaný Nuri Paþa'ya Allah'u Teâlâ'dan rahmetler niyaz ederek...