Mütareke zabiti tarzý vardý, isimlerini bilmiyorum, Baþbakan Yardýmcýsý Bülent Arýnç’la görüþen tiplerde.
‘Ýstanbul’a üçüncü Havaalanýný yapmayacaksýnýz.’
‘Üçüncü Köprüyü yapmayacaksýnýz.’ (Ýhaleleri de bitti bunlarýn. Yoksa rakip firma mý gaz vermiþ arkadaþa?)
‘HES’leri yapmayacaksýnýz.’
‘AKM’yi de yýkmayacaksýnýz.’
Mütarekeci ya, referanduma da izin vermiyor. Felsefe de yapýyor, caným benim.
Ülke TV’de, Turgay Güler’in En Sýradýþý programýnda konuþuyoruz.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, ikinci bir kapý açýyor.
Diyor ki, “Üçüncü havalimaný, Frankfurt’un dünya havacýlýðýndaki
iþlevini Ýstanbul’a kaydýracak.”
Acaba diyorum, Aydýn Bey’in gazeteleri, ondan mý saldýrýp duruyor? Yani bu iþlerde, Alman menfaatleri mi var?
Bir tanesi, ‘6 talep 6 ret’ diye manþet yapmýþ. Yani, hükümet sizi dinlemiyor, vurup kýrmaya devam edin. (Haksýzlýk etmeyelim. Ertesi gün dilini deðiþtirdi. ‘Özlenen Türkiye’ manþeti attý.)
Bir boyut daha: Biliyorsunuz, Montrö anlaþmasý uyarýnca bizim Boðazlar üzerindeki egemenliðimiz sýnýrlýdýr. Gemiler, gelir, geçer. Biz karýþamayýz. Geçmek beleþtir.
Kanal Ýstanbul, Türkiye’nin tam egemen olduðu bir boðaz olacak. Yani bunda da bir milli menfaat var. Eleman, Montrö’de Türkiye’nin karþýsýnda olan taraflara göz kýrpýyor.
(Babamýn lafýdýr: Öküze Zeydun la buynuza leh!)
Tevekkeli deðil, teberru toplayýp Amerikan gazetesinde yayýnladýlar. Amerikalýlar alaka göstersin diye. Yazýk! Neredeyse mendil açacaklar. Kaç paraydý? 58 bin dolar.
Þimdi Ergün Diler olsa sorar, “Soros, kendi iþi için bastýrdýðý ilanýn parasýný size mi ödetti?”
Baraj da yapmayalým. Bize enerji lazým deðil çünkü. Tamamýný ithal edelim.
(Savcý Sayan güzel bir espri yaptý ama, buraya yazamýyorum.)
Ahmet Kekeç diyor ki, “Birileri, Türkiye’yi iþgal etse, Türkiye de mütareke yapmaktan baþka çare bulamasa... Ancak öyle bir mütarekede Türkiye’ye karþý bu þartlar ileri sürülebilir. Sevr’e benziyor.”
Sonradan ‘mütareke þartlarý’ný yumuþatmaya dönük adýmlar atýldý.
En ilginç adýmlardan biri CHP lideri Kýlýçdaroðlu’ndan geldi.
Kýlýçdaroðlu, referandumu kabul etti. Fakat, Kýlýçdaroðlu, iþi þansa býrakmak istemiyor.
“Referandum yapýlsýn ama” diyor, “Herkese sorulmasýn.”
Yani bütün Türkiye’ye sorulmasýn.
Ýstanbullular’a da sorulmasýn.
Kime sorulsun?
Gezi parký çevresinde yaþayanlara sorulsun.
Herhalde Cihangir, Maçka civarýný kastediyor. Halbuki oralarda estetikten anlayan çok. Yani evet diyebilir Cihangirliler, Maçkalýlar.
Benim daha parlak bir önerim var. Referandum yapýlsýn. Ama referandumda sadece Kemal Kýlýçdaroðlu oy kullansýn.
Bu görüþü ortaya attýðýmda, itirazlar geldi.
Dediler ki, “Ya Kýlýçdaroðlu yine oy kullanmayý baþaramazsa?”
“Ya sandýktan hiç oy çýkmazsa?”
Þaka bir yana, Gezi olaylarý insanlarýn zihnini açtý. Yeni projeler çýkýyor ortaya.
“Aslýnda, Gökkafes’ten baþlayarak Hilton’u, The Marmara’yý, Gezi’yi, hepsini içine alan büyük bir yeþil alan projesi yapmak lazým. Ýstanbul nefes alsýn.”
(Gökkafes’e dokunmak zor. Kurtarmak için, 28 Þubatçýlar, Beyoðlu hudutlarýndan çýkarýp Þiþli’ye soktular. Sarýgül istemeyebilir Gökkafes’in yeþil alan yapýlmasýný.)
Proje, sokak projesi. Hiçbir resmiyeti veya ticari, siyasi kýymeti bulunmuyor. Kahvelerde, mahalle aralarýnda falan konuþuluyor.
Ama, aðaç kökünden darbe giriþimi çýkaranlara Hükümet, “Madem yeþil diyorsunuz, buyurun size yeþil” diyebilir.
Böyle bir proje, referandumdan geçer mi?
Bilmem. Geçer mi?