Densizin biri hocaya sormuþ, “Hocam, def’i hâcet yaparken sakýz çiðnemek caiz mi?” Hoca bu münasebetsiz suale, “Evladým, caiz olmasýna caiz amma, gören iþiten baþka bir þey çiðniyorsun zanneder” cevabýný vererek, aðýz ishali olmuþ densizi susturmuþ!
Fethullahçý Terör Örgütü üzerinden Anadolu’yu iþgale teþebbüsünün püskürtülmesinin ardýndan girilen süreçte, FETÖ bahane edilerek Ýslâm’a ve Ýslâmî teþekküllere saldýrýlar arttý. FETÖ’den boþalan alanlarý doldurmaya baþlayan 28 Þubat artýklarý (Bu mevzuyla alâkalý þu yazýmý lütfen tekrar okuyunuz. Bugünlere nasýl geldiðimizi de görün. Saldýrýya uðrayanlar arasýnda yazýda bahsi geçen eþhasýn olmasý da tam bir ibretlik vak’a: http://www.star.com.tr/yazar/terorist-gulen-de-hayiflaniyordur-yazi-1272842/) psikolojik üstünlüðü ele geçirdiler. Bir de, Ergenekoncular’ýn ve Balyozcular’ýn FETÖ ‘maðduru’ ilan edilip, hatta ve hatta kahraman ilan edilmelerinden cesaret alan 28 Þubat artýklarý, çeþitli mevzularda sorulan sorulara cevap veren hocalarýn videolarýnýn baþýný sonunu kýrpýp linç operasyonlarý yapýyorlar. Tabiî ki, emre âmâde bekleyen bürokratlar da 28 Þubat artýklarýnýn þevkine þevk katýyor!
Hocalarýmýzýn üslûplarýný tartýþabiliriz. Yazýmýn baþýnda aktardýðým fýkradaki hoca gibi günümüz hocalarýnýn ekseriyesi diyalektik (Fikrin tanzim edilmesi, düzenlenmesi) sahibi deðil. Üstad Necip Fazýl Kýsakürek’in misâllendirmesiyle, anne bile çocuðunu azarlarken bir diyalektik disiplinle azarlar. Baþta söyleyeceðini sonda söylemez, sonda söyleyeceðini baþta… Þu an benim açýmdan mevzu bu olmadýðýndan teferruata girmeden burada kesiyorum. Çünkü karþýmýzda, neyi nasýl söylersek söyleyelim bizleri linç etmeye kafaya koymuþ çakallar var.
Ýþte size bir örnek: Marmara Üniversitesi Ýlahiyat Fakültesi’nden Prof. Dr. Faruk Beþer hastanelerde, baþta yoðun bakým üniteleri olmak üzere hastanýn mahremiyet hakkýna riayet edilmesini gerektiðini yazýnca 28 Þubat artýklarý tarafýndan linç edildi.
28 Þubat cuntasýnýn medya unsuru Aydýn Doðan’ýn ‘çocuklarýndan’ Ahmet Hakan, Faruk Beþer’in, hasta can derdindeyken seks derdinde olduðunu yazdý. Biliyorsunuz Hakan’ýn ‘babasý’ Aydýn Doðan’ýn sicilinde, porno yayýn daðýtmaktan sabýkasý var. Ýþte böyle bir ‘baba’nýn ‘oðlu’ birilerini seks derdinde olmakla suçlayabiliyor.
Ömrü boyunca mahremiyetini, namusunu canýndan aziz bilmiþ insanlarýn en tabiî hakklarý olan mahremiyet hakkýný dile getirmelerini seksle özdeþleþtiren Ahmet Hakan kim? Hafýza unutur ama arþiv unutmaz! 21 Temmuz 2015’de “Ahmet Koru’nun Tedaisi” (http://www.star.com.tr/yazar/ahmet-korunun-tedaisi-yazi-1044951/) baþlýklý yazýmdan iþte size tüm pislikleriyle Ahmet Hakan:
“Eski Akþam Gazetesi yazarý Mansur Forutan kapý komþusu Ahmet Hakan’la çamaþýr ipinden kurduklarý hava köprüsünün yoðun trafiðini þöyle anlatýyordu 2007’deki yazýsýnda: “Ahmet’le kurduðumuz hava köprüsüyle -bu köprü çamaþýr ipine baðlý bir sepetin yatay düzlemde ileri-geri gidip gelmesi esasýna göre tasarlanmýþtýr- kitap gazete, film, Tekel, kuru bakliyat, battaniye, temiz iç çamaþýrý, PORNOGRAFÝ falan alýp veririz.”
Ýþte tüm dünyasý da bu Ahmet Hakan’ýn, Ahmet Hakanlarýmýz’ýn... Çamaþýr ipine baðlý bir sepetin (hayatýn) idâmesi için Müslümanlara hakaret ediyor, aþaðýlýyor. Ýdâm (Ekmek katýðý) için þahsiyetini idam etmiþ birisinden tiksinti duymak bile bana zül geliyor!”
Umarým anlaþýlmýþtýr, Ahmet Hakan gibilerin her þeyi neden seksle özdeþleþtirdiði! Bizleri cinsellik düþkünü gösteren yazýlarý yazarken Hakan’ýn aynaya baktýðýndan þüpheniz olmasýn.