Hollande’ýn ABD gezisi

Fransa Cumhurbaþkaný Hollande’nýn, ABD ziyareti önemli bazý yeni durumlara iþaret ediyor. Obama ve Hollande ne konuþup hangi konularda anlaþacaklarýný ziyaret öncesinde iki gazeteye verdikleri ortak beyanla ilan etmiþlerdi. Nasýl olsa her görüþme kaydý olmadýk zamanda ortalýða dökülüyor diye olsa gerek, mertlik kendilerinde kalsýn istemiþ olabilirler.

Ziyaretin en önemli baþlýðý ekonomi. Hollande, ABD ile olan ekonomik iliþkilerin geliþtirilmesini ve ticaret hacminin artýrýlmasýný istiyor. Bu çerçevede Fransa ile ABD’nin ne kadar geriye giden iliþkileri olduðunu, iki yakanýn ekonomik olarak ne kadar birbirine baðlý olduðunu hatýrlatýyor. Sanki Obama bunlarý bilmiyor. Taraflarýn esasen bilip de dile getirmedikleri konu ise AB ve Fransa ekonomisinin Almanya’ya baðlý hale gelmiþ olmasý. Almanya, Fransa ekonomisinin bir tür garantörü haline geldi ve bu üstünlüðüne güvenerek Fransa’nýn kuracaðý yeni iliþkilerde önce davranýp rekabette avantajlý duruma geçiyor. Dolayýsýyla Almanya, iþ baðlayan güçlü patron, Fransa’da bu iþten verildiði kadar pay alan zayýf ortak durumuna düþüyor.

Fransa’nýn talepleri

Fransa’da, doðrudan yabancý yatýrýmlar geçen yýla oranla % 77 düþmüþ, buna karþýn Ýspanya’da % 37, Almanya’da da % 400 artmýþ. Fransa rakamlarý yukarý çekmek istiyor, ABD’nin de buna bir itirazý bulunmuyor. Zira ABD, zaten AB ile ABD’yi hem piyasa olarak hem de stratejik olarak birbirine daha fazla yapýþtýrma politikasý uyguluyor.

Ziyarete esas oluþturan diðer baþlýklar ise Afrika ve Ortadoðu, özellikle de Suriye. Bu çerçevede iki ülkenin yaklaþýmý, iki konuda ortak çalýþýlmasý. Bunlardan biri, NATO ve G-20 gibi kuruluþlarýn daha etkin hale getirilmesi ve sorumluluklarýn ortaklarla paylaþýlmasý; ikincisi ise, ABD ile Fransa’nýn ikili güvenlik iþbirliði konularýnda yeni adýmlar atmalarý.

Bu yaklaþým, kýsaca ABD’nin doðrudan askeri ve mali sorumluluk almak istemediði yerlere Fransa’nýn ektin rol oynadýðý müdahale ve yaptýrýmlarýn olabileceðini gösteriyor. Kýsacasý Fransa, ABD’nin gücünü, yaptýrým kapasitesini ve müttefiklerini ikna etme becerisini (!) arkasýna alarak alanda etkinlik yaratmak istiyor. Týpký Libya’da olduðu gibi, Suriye’ye gidilecekse, Afrika ülkelerine müdahale edilecekse, Lübnan korunacaksa Fransa’nýn hazýr olduðu söyleniyor.

ABD’nin beklentileri

Bu yaklaþým, Almanya’yý pek rahatsýz edecek. Zira bu konularda ABD ile Fransa anlaþtýlarsa, bu biraz da Almanya’yý dizginlemek, Almanya’nýn Rusya ve Ýran’la iliþkilerinde geri çekilmesini saðlamak için.

Hollande’ýn ABD ziyaretiyle Türkiye ziyaretine birlikte baktýðýmýzda ise tamamen benzer önerilerin ele alýndýðýný görüyoruz. Yani Fransa ABD-Türkiye ittifakýnýn ortasýnda güçlü bir halka olmaya aday; tabi tamamen stratejik nedenlerle. Kýbrýs konusuna tarihinde hiç olmadýðý kadar müdahil olmasýndan da görüleceði gibi, ABD’nin Avrupa’nýn kaderini Avrupalýlara býrakmaya niyeti bulunmuyor. Bu durumda da Avrupa’nýn ayrý bir güç olmasý için çaba gösterenlerin iþi giderek zorlaþýyor.

ABD ile Fransa’nýn yeni ekonomik açýlýmlarý, Fransa’daki iþsizlik sorununa çare üretebilirse, Fransýzlarýn ABD ile birlikte dünya barýþýna katký vermeye razý olacaklarýna þüphe yok. Sürekli Washington’a bakmak, ‘solcu’ Hollande için zor bir durum olsa da, ekonomik sorunlar, bu kadarcýk bir sapmanýn hoþ görülmesini saðlayabilir.

Belirtelim, ABD-AB yakýnlaþmasý ne kadar artarsa, AB o kadar gevþek bir yapý haline gelir; bu da Türkiye’nin AB sürecini kolaylaþtýrýr. ABD-Fransa yakýnlaþmasýnýn artmasýný dilerken, Fransa’nýn Türkiye’yi AB’ye kazandýrmasý için neler yapmak lazým, ona bakmak gerek.