Birbiri ardýna piyasaya sürülen ekonomik buhran filmleri, Hollywood’un bir kriz sinemasý yaratma fýrsatýný es geçmediðini gösterdi.
ABD’yi sarsan 2008 finansal krizi, sinemacýlarý da etkiledi. Birçoðu entelektüel açýdan deðiþti; evini ve iþini kaybeden, saðlýk sigortasýndan mahrum kalan kalabalýklara karþý kayýtsýz kalamadý. Bu durumu eleþtiren, eleþtirirmiþ gibi yapan farklý türlerde birçok film çekildi. Kamuoyu yansýtýlmaya, oluþturulmaya veya yatýþtýrýlmaya çalýþýldý. Hollywood finansal kriz alttürünü iki yýlda oluþturmayý becerdi!
Oliver Stone 1987 yýlýnda çektiði Wall Street’in her tür namustan arýnmýþ karakteri Gekko’yu hapisten çýkardý ve piyasanýn yeni sürümünü Para Asla Uyumaz/ Money Never Sleeps’te anlattý. Peki üst üste gelen bu filmlerin etkisi ve iþlevi nedir? Hepsinin en iyi tarafýný toplasak John Steinbeck’in Gazap Üzümleri ve John Ford’un bu romandan ayný adla yaptýðý beyazperde uyarlamasý eder mi? Occupy Hollywood fikri, aþýrý miktarda kazanan yüzde birlik þöhret diliminin parasýna göz dikmekten öteye geçen bir hareket olmayacak mý?
Bu hafta John Hillcoat’un Büyük Bunalým döneminde geçen bir öyküyle bugüne gönderme yaptýðý Kanunsuzlar/ Lawless adlý filmi vizyona girdi. Sinemalarýmýzda halen gösterilmekte olan Andrew Dominik imzalý Kibarca Öldürmek/ Killing Them Softly finans dünyasýný poker ve çete metaforuyla simgeliyor. Nicolas Jarecki imzalý Entrika/ Arbitrage ise maddi manevi batmakta olan bir iþadamý portresi çiziyor. Kýsa bir süre önce de David Cronenberg’ün adeta limuzin içinde yaþayan tekno borsacýlarýn hüküm sürdüðü bir gelecekte geçen Cosmopolis’ini izledik.
HENÜZ TAYTAY DURAN BÝR TÜR
Meseleye önceden vakýf olan, insanlara uyarýda bulunan, öngörülü araþtýrmacýlarýn görüþlerini yansýtan, durumu etraflýca açýklayan belgeselleri tenzih ederim. Ýç Ýþler/ Inside Job bu son krizdeki aktörlerin kim olduklarýný ve ne yaptýklarýný gayet net biçimde anlamamýzý saðladý. Kapitalizm: Bir Aþk Hikayes/ Capitalism: A Love Story birbirine mecbur egemenlerin tamamen duygusal iliþkilerini gözler önüne serdi. Charles Ferguson da Michael Moore da belgesellerinde sistemi sorguladý. Andrew Niccol’ýn bilimkurgu türündeki Zamana Karþý/ In Time’ý ya da Jason Reitman’ýn krizden çok önce yazýlmýþ bir kitabý 2009 paniðine uyarladýðý Aklý Havada/ Up in the Air gibi ironik yapýmlarý da tenzih ederim. Öte yandan esasen propaganda aracý olduklarý kapitalizmi beceriksizce eleþtirmeye çalýþan ana akým filmler için “hiç yoktan iyidir” gibiden daha þýk bir iltifat bulamýyorum. Oysa bir Steinbeck + Ford denklemi merhem olurdu yaralara.
Bir de sorunu deðiþmesi, ýslah edilmesi asla gündeme getirilmeyen bir sistemin parçasý olarak tanýmlamayýp sadece finans dünyasý segregasyonuyla yetinmeleri konuyu neredeyse saptýrýyor! Elbette, sorunun ve artýk toplumsal direniþin merkezi Wall Street. Ama Hollywood yakýþýklýlarýnýn canlandýrdýðý para babalarýnýn ruhlarýnýn da týraþlarý kadar sinekkaydý olduðunu göster göster nereye kadar? New York’u Washington DC’den, Los Angeles’tan ya da Teksas’tan ayrýþtýrmak mümkün mü?
Anti-kapitalist bir tavrýn emekleme döneminde olan sinemacýlarýn, Ken Loach gibi usta sinemacýlarýn ömürlerini vakfettikleri idealizmi bir iki senede edinmelerini bekleyemeyiz. Henüz taytay duruyorlar... Ekonomisi kökten sarsýlmadýðý için ayný devasa bütçelerle ayný giþe hitlerini üretmeye devam eden Hollywood’dan kopamazlar, kopmasýnlar da... Ama ilk adýmlarýný atacak cesareti gösterebilseler belki üretim biçimini deðiþtirecek bir Occupy Hollywood hareketini baþlatýrlar!