Pardon... Ben böyle bir Fenerbahçe’yi seyretmek zorunda mýyým? Dünlerde oynadýðý kötü futbol ve aldýðý skorlar insanlarýn yüreklerini burkarken, Kasýmpaþa karþýsýndaki Fenerbahçe’ye ‘Hoþgeldin’ demeden ‘Daha önceleri nerelerdeydiniz!’ demek isterim.
Advocaat, taktik-sistem kavgasýný bir kenarak býrakýp, rakip kim olursa olsun orta sahasýný hücum bölgelerinde takým halinde oynatmaya özen gösterirse, o zaman ben de ona alkýþ tutarým. Bugüne kadar Fener’de Ozan ile Josef’in üst üste gol attýðýný gören var mý? Takým halinde rakibe önde basýp üstünlük saðlarsan, kazanmanýn en büyük maymuncuðu da bu olur.
Yetenekli ayaklarýn var, 5-6 tanesini sahada süratle iyi kullanýrlarsa o zaman kaybetmek senin kitabýnda yazmaz. Volkan Þen’in gayretine þapka çýkarýrým. Emenike’yi baþka türlü alkýþlamak isterim. Lens’in takýma yararlý olacak gol paslarý veriþine ve gayretine gerçekten bravo derim. Fenerbahçe’nin ilk golü Souza ile gelirken ilk defa gördüm onu o yerde. Ozan atmýþ olduðu kafa golüyle Avrupai bir görüntü verdi. Lens’in gol asistlerine Emenike cevap verirken, gayretli futbolu ve özellikle Sow’a attýrmýþ olduðu 4. gol ile maçýn yýldýzý olduðunu söylerim.
Fener’in böyle galibiyete olaðanüstü ihtiyacý vardý. Sonradan oyuna girden Ýsmail ile golleri 5’leyen Fener hem skor keyfi, hem seyredenlere zevk verdi, hem de olaðanüstü bir moral buldu. Benim futbol anlayýþým, savunmaya gömülü 6-7 futbolcu ile maçýn kazanýlmayacaðýdýr. Ama Kasýmpaþa karþýsýndaki Fenerbahçe takým halinde hem skora koþtu hem de takým oyunu oynadý, bireysel yetenekleri ile de farklý kazanýp hem beklenen Fenerbahçe’yi gösterdi, hem bu sezon ilk kez 3 puanýn sahibi oldu.
Bir dipnot. Kasýmpaþa, eski güvenini yitirmiþ, sahasýnda kazanmaya deðil kaybetmeye oynarken yenilmeye mahkum oldu.