Hrant Dink ve Türkiye’nin karanlýk günleri

Ogün Samast, cinayet mahalline çok uzak bir ilden, Trabzon’dan gelmiþ, bilmediði koca Ýstanbul þehrinde Agos’u eliyle koymuþ gibi bulmuþ ve hayatýnda hiç görmediði Hrant Dink’i, Agos’tan çýkýp bankaya giderken profilinden tanýmýþ, silahla üç kez ateþ etmiþ ve cinayet mahallinin karmaþýk arka sokaklarýndan hiçbir duraksama ve tereddüt göstermeden kaçmýþtý.” 

Hrant Dink Davasý’nýn avukatý Fethiye Çetin 17 Ocak 2011 yýlýnda ‘örgüt yok’ denilerek kapatýlan Hrant Dink davasýndan sonra sitem dolu bir yazý yazmýþtý Agos’a. Davanýn nasýl sündürüldüðünü, bunun ancak bir organize ihmal þebekesinin iþi olduðunu anlatan uzun bir yazýydý. Benzer bir yazýyý Açýk Görüþ için de yazmýþtý.

Cinayetin üzerinden dört sene geçtikten sonra hukukun verdiði karar buydu ama karar kimseyi ikna etmemiþti. Ýþin içinde bir iþ vardý! Muhtemelen derin devletin karanlýk eli deðmiþti. Çoðunluk böyle düþünüyordu ama bu da adlý adýnca ortaya konamýyordu.

Dönemin koþullarý buna ikna olmaya çok müsaitti. Üstelik derin devletin iþi demek eskisi gibi olayýn üstünün kapatýlacaðý anlamýna da gelmiyordu. Çünkü ilginç þeyler olmaya baþlamýþtý; o güne kadar, derin devletin parmaðý olduðunu düþündüðümüz ne kadar faili meçhul varsa, aklýmýzýn yatmadýðý, arkasýnda karanlýk bir el olduðunu düþündüðümüz ne kadar olay varsa hepsinin failinin Ümraniye’deki bir gecekonduda el bombalarýyla yakalandýðýný düþünmeye baþlamýþtýk.

Hrant Dink cinayetinin de sýradan bir cinayet olmayacaðý muhakkaktý. Ermeni sorununu, ayaklarý ‘vatanýna’ basarak konuþabilen az sayýda aydýndan biriydi Hrant.

Yüzbinler katýldý cenazesine. Öldürülmesinin ardýndan yükselen gür ses sadece Hrant katillerinin bulunmasý için deðil Türkiye’nin karanlýktan aydýnlýða çýkmasý içindi ayný zamanda.

Eþi Rakel Dink’in sevgili kocasýnýn ardýndan yaptýðý dokunaklý konuþma çok þey anlatýyordu. Rakel hepimize sesleniyordu; “Bir bebekten bir katil yaratan karanlýðý sorgulamadan hiçbir þey yapamayýz kardeþlerim” diyordu.

***

Öte tarafta ise karanlýk Türkiye’nin karanlýk sesleri olarak konuþan Kemal Kerinçsizler, Veli Küçükler, Muzaffer Tekinler falan vardý.

Derin devletin suç þebekesi elini “vatansever polis ve savcýlara” kaptýrdýktan sonra davalar birbirini kovaladý. Bir zamanlarýn en kudretli paþalarýna kadar uzandý Ergenekon davasý fakat nedense Hrant Dink cinayeti Ergenekon’a eklenemedi. Oysa hepimiz çok hazýrdýk buna.

Tabii ki Hrant Dink’i Ogün Samast tek baþýna ya da bir kaç abisinin yardýmýyla öldürmüþ deðildi. Beklenen ve yapýlmaya çalýþýlan cinayetin Ergenekon’a baðlanmasýydý ama bu baþarýlamadý. (Neden baþarýlamadýðýný Yýldýray Oður dünkü yazýsýnda etraflýca anlatýyor) Çünkü soruþturmanýn çok erken bir aþamasýnda Ramazan Akyürek ve Ali Fuat Yýlmazer gibi isimlerin de iþin içine dahil edilmesini gerektiren önemli bilgiler ortaya döküldü.

En temizi cinayeti âdileþtirmekti! Üstelik cinayetin iþlenme sebebinin ‘ergen milliyetçiliði’ olabileceðini düþünen gazeteciler de vardý.

Fakat cinayetin iþlenmesi davanýn görülmesi sürecinde emniyet mensuplarýnýn çuvala sýðmayan ihmalleri vardý ve baþýndan beri bunu yüksek sesle dile getirenler son 7 yýlýn meþhur davalarýndan birine eklemlenerek cezalandýrýldýlar.

Hanefi Avcý ve Nedim Þener, Hrant Dink’in katledilmesine giden yolun taþlarýnýn göz göre göre döþendiðini, sonrasýnda ise olayýn gerçek faillerine ulaþýlmamasý için ayný þekilde delillerin karartýldýðýný, hukukun yanýltýldýðýný yazýp durdular. 

Dahasý bütün bu ihmal ve karartma operasyonunun emniyet ve yargý içine çöreklenmiþ örgütlü bir yapý eliyle gerçekleþtiðini söylüyorlardý.

***

Ýþte o yapý bugün hakkýnda yürütülen 3-4 farklý dava olan Paralel Yapý. 

Son olarak Sabri Uzun Ýn adlý kitabýnda Hrant Dink’in öldürülmesi ve davanýn görülme süreciyle ilgili mutlaka araþtýrýlmasý gereken iddialar ortaya koydu. Aydýnlýk Gazetesi ise daha Hrant’ýn katlediliþinin þoku atlatýlmamýþken fail iþaret eden haberler yapmaya baþlamýþ, 4 Þubat 2007’deki “Muhbir deðil Akyürek’in Operasyon Ekibi” diyerek cinayeti dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Ramazan Akyürek’in planladýðýný iddia etmiþti.

Fakat o dönem rüzgar baþka yönden esiyordu, kamuoyunu bu iddiaya ikna etmek o kadar da kolay deðildi. Zira Ergenekon olaðan þüpheliydi.

Bir kesim, Hrant Dink’i ölüme götüren yolun taþlarýný F tipi yapýlanmanýn döþediðini düþünüyordu. Bir kesim ise bunun Ergenekon operasyonunu ve davasýný yürüten emniyet ve yargý mensubu cemaatçilerin iþi olamayacaðý kanaatindeydi. 

Cinayet Ergenekon’a baðlanabilseydi hepimiz rahatlayacaktýk, ama olmadý!

Ve nihayet ihmali ya da kastý olduðu düþünülen kamu görevlilerini de içine alacak þekilde davanýn geniþletildiði yeni bir safahate gelindi.

Þimdi yapýlmasý gereken en ufak þüphe dahi olsa kimin ihmali ve kastý olduðunun sonuna kadar araþtýrýlmasý ve varsa Paralel Yapý ile bir baðý ortaya konulmasý.