HSYK 2. Dairesi’ne helal olsun!

2014’deki kritik HSYK seçimleri yakın tarihimizin en önemli anlarından biriydi. Çünkü FETÖ’ye karşı mücadelede en önemli işlev yargıya düşüyordu. Bir de yargıda işini yapacak cesur yargı adamlarına büyük sorumluluk yüklenmişti. Yeni HSYK bu konuda milletin yargısı olma konusunda önemli adımlar attı. 2007-2013 arası kumpas olduğu su götürmez çeşitli davaların FETÖ’cü savcı ve hakimlerine meslekten el çektirilmesi gerekiyordu. Tabii onların da yargılanmasının önü açılmalıydı.

Bugüne kadar birçok savcı ve hakime el çektirildi. En son alınan kararlar da çok önemliydi. HSYK 2. Dairesi kamuoyunda “Kozmik Oda” olarak bilinen Genelkurmay Ankara Seferberlik Bölge Başkanlığı’nda arama yapılmasına ilişkin soruşturmayı yürüten Savcı Mustafa Bilgili ile Ankara hakimleri Nihal Uslu, Halil İbrahim Kütük, Abdullah Bahçeci ve Dündar Örsdemir hakkında geçici görevden uzaklaştırma, Hâkim Hasan Şatır ve Savcı Şadan Sakınan hakkındaki tedbir talebinin reddedilmesine ilişkin karar aldı. HSYK 2. Dairesi Başkanı Mehmet Yılmaz, “Kozmik odadaki arama ve nihayetindeki çalışmaların hukuka bağlı kılınarak yapılmadığı ve hukuk gözardı edildiği için şimdilik açığa aldık. Kesin dosya daha sonra gelecek. İlgililerin savunmaları geldikten sonra son raporda her şey daha açık görülecek” dedi.

Bülent Arınç’a suikast iddiasını gündeme taşıyıp Kozmik Oda’ya giren FETÖ’cü savcı ve hakimler aslında geçmişin bütün gizli kalması gereken sırlarını ele geçirmişti. Böylece istedikleri kişilere şantaj yapacaklar, devleti ele geçirme yönünde adımlar atılacaktı. 17-25 Aralık süreci olmasa kim bilir bu illegal yapı daha neler yapacaktı.

HSYK’nın FETÖ’cü savcı ve hakimleri açığa alıp onlara yargı yolunu açması çok önemli. Böylece yapanın yanına kar kalmayacak. Adaletsizliğe uğrayan, hakkı yenen, içeride haksız yere uzun zamandır yatanların vicdanlarını rahatlamak için bu adımların atılması hayati. Yapanın yanına kar kalmayacak düşüncesinin insanların zihnine oturması gerekiyor. Böylece adalet duygusu daha da yer eder.

Delilleri incelemeyen, sadece aldığı emir gereği insanları kafasına göre mahkum eden zihniyetin mağlup olması gerekiyor. Devlet hiyerarşisinde kanunlardan değil de kendi cemaatsel yapısında emir alanların yargıyı, emniyeti ne hale getirdiğini gördük. Ne olursa olsun seçilmiş meşru hükümetin dediği olmalı. Hükümet dışındaki her illegal yapı bizi batmaya götürür. Siyasetçilerin yanlış yapma hakkı vardır. Onlar yanlış yaparsa cezasını millet keser. Çünkü seçilmiş meşru hükümet halka seçimler üzerinden hesap verir. Ama hayalet gibi yapıların, ne idüğü belirsiz oluşumların vereceği zararı telafi etmek çok zor.

HSYK böyle önemli kararlar alırken işin başka bir boyutu daha var: O da kaçma ihtimali. Tamam HSYK görevden alıyor, yargılamanın önünü açıyor ama bunu hisseden FETÖ’cü savcı, hakim, polis gibi unsurlar soluğu yurtdışında alıyor. Birçok savcı ve hakimin nasıl gözümüzün içine bakarak kaçtığı ortadadır. Hatta Ekrem Dumanlı gibi hakkında yurtdışı yasağı olanlar bile kaçmayı başardılar. Bunun da ayrıca incelenmesi gerekiyor. Nasıl oluyor da, hakkında yurtdışı yasağı olan biri elini kolunu sallayarak firar edebiliyor.

İşte bu yüzden devletin birimleri arasında bir eşgüdüm lazım. Genelkurmay, MİT, Emniyet, HSYK, Bakanlıklar vb birbirleriyle uyumlu çalışırsa daha çabuk sonuç alınabilir. Yoksa elimizden kaçırdıktan sonra bir faydası yok. Şunu da vurgulamak lazım: Türkiye birçok terör örgütleriyle mücadele ediyor. Güvenlik güçlerimiz ve polislerimiz Güneydoğu’da PKK’lı teröristlere karşı desten yazıyor. İçişleri Bakanlığımız başta Efkan Ala olmak üzere büyük bir özveri gösteriyor. Güvenlik güçlerimiz, savcı ve hakimlerimiz ve diğer ilgili birimlerdeki çalışanların işleri kolay değil. Birçok cephede sonuç alınmaya çalışılıyor.

Türkiye terörle mücadelesini kazanacaktır. FETÖ’yü, PKK’yı yok edecektir. HSYK 2. Dairesi’ne başta Mehmet Yılmaz olmak üzere aldıkları kararda emeği geçenlere helal olsun diyorum.