Türkiye’de mühendislik, týp, eðitim, fen/edebiyat, iktisadi ve idari bilimler gibi alanlarda verilen eðitiminin ve yapýlan araþtýrmalarýn ciddi bir þekilde tartýþýlmasýna ihtiyaç var. Çünkü hemen hepsinin bilime katkýsý, Türkiye’nin güncel ihtiyaçlarýna ve hedeflerine ne derece cevap üretebildiði tartýþmalý.
Daha yapýsal bir noktadan bakacak olursak, Türkiye’de seçkin bir azýnlýðý eðitmeye ve topluma hesap vermemeye programlanmýþ üniversite yapýsý, toplumsal taleplerle þekillenen kitlesel bir eðitime adaptasyon saðlayabilmiþ deðil. Bu adapte olamama, üniversitenin hemen bütün alanlarýný doðrudan etkileyen bir husus. Alan bazýnda eðitim sorunlarýný fýrsat buldukça ele almak istiyorum. Hukuk eðitimiyle baþlayalým.
Kitleselleþme
YÖK kurulduðunda yani 1981’de Türkiye’de 3 hukuk fakültesi vardý; þimdi 70’in üzerinde hukuk fakültesi var. Öðrenci ve mezun sayýlarý da bu çerçevede alabildiðine artmýþ durumda. Türkiye’deki eðitimli kesimlerde yaygýn olan “elitist/seçkinci yaklaþým,” bu büyümeyi hakir görmekte ve yanlýþlýðýný savunmaktadýr. Bu yaklaþýmýn niteliði dert edinen bir haklý tarafý olduðu da söylenebilir. Ancak bu yaklaþým, toplumsal talepleri görmediði ölçüde konuyu anlamaktan ve dolayýsýyla yeni politikalar geliþtirmekten uzak kalmaktadýr.
Artýk hiçbir güç, Türkiye’deki büyümeyi yapay bir þekilde durduramaz veya geriye götüremez. Bir baþka ifadeyle, bugün sayýlarý 70’i aþan hukuk fakültelerinin sayýsýný ve kontenjanlarýný artýrma yönünde hâlâ ciddi bir talep vardýr. Bu fakültelerin öðrenci bulmakta zorluk çektiðine iliþkin ciddi bir veri de yoktur. Mezunlarýn hepsinin hukukçuluk yapmasý da söz konusu deðildir.
Reform ihtiyacý
O halde yapýlmasý gereken, büyümeye karþý çýkýp, “eski güzel günler” edebiyatý yapmak deðildir. Zira buradaki temel sorun, gerek hukuk fakültelerinin gerekse de öðrenci sayýsýnýn artýþý deðildir. Sorun, seçkinci bir yükseköðretim yapýsýna göre kurgulanmýþ hukuk eðitimi ve mesleðe veya barolara giriþ þartlarýnýn güncellenmemesidir.
Yani, bugün fiili olarak bir hukuk fakültesini kazanmak daha kolaylaþmýþ ve piyasadaki hukuk fakültesi mezunu sayýsý artmýþtýr. Oysa hukuk diplomasýnýn resmi mevzuattaki karþýlýðýnda (baroya kayýt ve hâkimlik þartlarý) 30 yýl öncesine göre hiçbir köklü deðiþiklik yapýlmamýþtýr.
Hukuk eðitimi reformunu zorunlu kýlan bir diðer husus da, bugün Türkiye’deki hukuk eðitiminin, dünyadaki güncel uygulamalarýn gerisinde kalmasýdýr. Amerika’da bir kiþinin hukuk fakültesine kabul edilmesi için, önce baþka bir alanda dört yýllýk üniversite mezunu olmasý þarttýr. Yani Amerika’da hukuk fakültesi, lisansüstü eðitim sunar. Mezunlarý genellikle üç yýllýk bir eðitimle birlikte hukuk doktorasý (Juris Doctor) yapmýþ olurlar. (ABD Baþkaný Obama, Columbia Üniversitesinde siyaset bilimi mezunu olduktan sonra Harvard Üniversitesinde hukuk derecesi almýþtýr.) Bazý eyaletlerde bu kiþilerin avukatlýk yapmasý için, baronun sýnavýný da geçmesi gerekir. Fransa’da bir kiþinin baroya kabul edilmesi için bir yýllýk master eðitimi almýþ olmasý gerekir. Örnekler çoðaltýlabilir.
Daha tuhaf olaný, hâkimliðe giriþ þartlarý açýsýndan bakýldýðýnda, Türkiye, dünyada en kolay hâkim olunan ülkelerin baþýnda gelmektedir. Mahkemelerde alýnan kararlar da herhalde en çok bizim gibi ülkelerde tartýþma konusudur!
Adalet Bakanlýðý’nýn hukuk eðitimini reform etmeye yönelik bir hazýrlýðý olduðu basýna yansýmýþtý. Üniversiteler, YÖK, Adalet Bakanlýðý ve Türkiye Barolar Birliði gibi konunun paydaþlarýnýn bir reform yapmasýnýn zamaný çoktan geldi de geçiyor bile. Bu çerçevede, hukuk eðitimi süresinin uzatýlmasý, stajýn niteliðinin artýrýlmasý ve hâkimliðe giriþ þartlarýnýn deðiþtirilmesi gibi hususlar tartýþýlmalýdýr. Ek olarak, Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekaný Prof. Dr. Muharrem Kýlýç’ýn “Türk Yükseköðretiminde Hukuk Fakültelerine Ýliþkin Durum Tespit Raporu”nda belirttiði gibi, hukuk alanýndaki nitelikli öðretim üyesi açýðýný kapatmak üzere, tedbirler hayata geçirilmelidir.