Dün Cumhuriyet gazetesinde HDP Eþ Genel Baþkaný Selahattin Demirtaþ’la yapýlmýþ bir röportaj yayýnlandý. “Kobani eylemleri sonrasý iktidarýn aðýr þekilde eleþtirdiði Demirtaþ Cumhuriyete konuþtu” diye duyurulan ama imzasýz yayýmlanan, yani kimin tarafýndan yapýldýðý belli olmayan röportaj 6-7 Ekim vahþetini baþlatan Demirtaþ’ý aklamaya, bozulan imajýný tamir etmeye yönelik bir yayýn izlenimi verdi bana.
Ne var ki Demirtaþ kimi yerlerde “þecaat arz ederken sirkatin söyler” durumuna düþmüþ... Mesela 6-7 Ekim olaylarýnda sorumluluklarý olmadýðýný iddia ederken söylediði þu söz tuhaf: “Ýnsanlarýn sokaða çýkmaya baþladýðý saatlerde hükümetle telefon trafiði kurduk. ‘Sokaklar ýsýnýyor. Dýþarýdan haberiniz var mý? Ne yapýlacaksa acil yapýlmasý lazým. Yarýn sabaha çok geç kalýnabilir’ dedik. Bu uyarýmýz ciddiye alýnmadý. Hafife alýndý.”
Bahsettiðiniz insanlar eðer sizden habersiz sokaða çýkmýþlarsa bunun için hükümeti uyarýp önlem alýnmasýný istemeniz normal olurdu tabii... Ama o insanlarý sokaða çaðýran zaten siz olduðunuz için hükümetle kurduðunuz telefon trafiði daha ziyade þantaj ve tehdit amaçlý gibi görünüyor. “Ýsteklerimizi yerine getirmezsen sokaklarý ateþe veririz, Türkiye’yi yangýn yerine çeviririz” tehdidi...
Ýyi niyetli olsaydýnýz hükümetin bir þeyler yapmasýný beklemeden sokaklardaki adamlarýnýza “eve dönün” diyebilirdiniz zaten.
Her neyse... Aslýnda bunlardan daha önemli sözleri var Demirtaþ’ýn... Cumhuriyetteki röportajýn bir bölümü aynen þöyle: “Peþmergenin PYD’ye silah yardýmý yapmasý veya bizzat Kobani’ye koridor ile ulaþmasý hususunda ben ve Ýmralý heyetimiz hükümet için aracýlýk yaptýk. Bunu da hükümet istedi bizden. ‘Ne derler’ diye teyit almak istediler. PYD ve ‘diðer yetkililerle (Demirtaþ bu ‘diðerleri’ grubunun kimliðini açýklamaktan kaçýndý)’ temas kurup olumlu bakýldýðýný belirttik, aracýlýk yaptýk.”
HDP Eþ Genel Baþkaný’nýn bu sözleri Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn “Kobani için Peþmerge formülünü Obama’ya ben önerdim” açýklamasýný teyid ediyor. Biliyorsunuz, bazýlarý buna inanmadý, hatta Obama’dan yalanlama bekleyenler oldu! Bu bakýmdan Demirtaþ’ýn sözleri önemli.
Ýkincisi, “peþmerge formülü”nün uzunca zamandýr masada olduðu da teyid edilmiþ oluyor bu sözlerle... “Kobani’yi kurtarýn ama Türk askerini buraya göndermeden...” diye Türkiye’ye çaðrý yapan Kürt siyasi hareketinin ayný zamanda Barzani’nin askerlerini de bölgede istemediði biliniyor. Ne var ki Kobani’nin IÞÝD’in eline geçmemesi için üçüncü bir seçenek yok. ABD’nin havadan bombardýmanýyla bunu yapmak zor. Sokak, sokak savaþýlan bir þehirde havadan bombardýmanla sonuç almak imkânsýz...
Diðer taraftan “Biz Kobani’deki IÞÝD birliklerini bombalýyoruz ama Kobani yine de her an düþebilir” açýklamasý yapan Amerikalýlarýn bu bölgede kurulmasý tasarlanan bölgesel Kürt yönetimini, hem Türkiye’nin hem de Barzani’nin arzularý hilafýna PKK’ya vermek isteyebileceðini düþünmek mantýklý deðil. Öyle anlaþýlýyor ki ABD ve Türkiye Kobani’nin “kurtarýlmasý” görevini Barzani’ye verilmesi konusunda mutabýklar.
Þimdi HDP yöneticileri Duhok’ta sürdürülen ve benim “Kürt Yalta’sý” adýný verdiðim paylaþým konferansýnýn bu meseleden ilgisiz olabileceðini de iddia etmezler umarým...
Ayný þekilde, yakýnda çok daha net biçimde öðrenilecek, Kürt siyasi hareketinin 6-7 Ekim kalkýþmasýný pazarlýk masasýnda bir koz olarak kullanmak niyetiyle kotardýklarý gerçeðini de inkâr edemezler. “Ne olur gelin kurtarýn” diye dünyayý yardýma çaðýrdýklarý Kobani’yi Barzani “kurtarmasýn” diye 6-7 Ekim olaylarýný çýkarýp Türkiye’yi kana bulamýþ olduklarý gerçeðini de...
Haddizatýnda “Türkiye Kobani için hiçbir þey yapmýyor” diye adamlarýný sokaða döküp þehirleri ateþe verdikleri sýrada hükümetin Kobani’yi kurtarmak için birtakým formüller üzerinde çalýþtýðýný ve bunlarý Kürt tarafýyla da paylaþtýðýný kamuoyu Demirtaþ’tan öðrenmiþ bulunuyor. “Peþmergenin PYD’ye silah yardýmý yapmasý veya bizzat Kobani’ye koridor ile ulaþmasý hususunda hükümet için aracýlýk yaptýk” açýklamasý için hükümet teþekkür etmeli Demirtaþ’a!