Hükümet-medya iliþkisi ve tezviratlar

Milliyet gazetesinde yayýnlanan “Ýmralý tutanaklarý” haberinin, çözüm sürecinde ciddi bir türbülans oluþturmasýný bekleyenler yanýldýlar. Toplumda var olan çözüm umudu, her türlü sabotaj ve yol kazasýna karþý büyük bir direnç olduðunu gösterdi. Hükümetin bu hamleyle sendelemediðini görenler, ikinci olarak medya-siyaset iliþkisi üzerinden bir türbülans oluþturmaya, çözüm inisiyatifiyle demokratik görünümü daha da güçlenen Baþbakan Erdoðan’ý medya üzerinde baský uygulayan otoriter bir karaktere dönüþtürmeye çalýþýyorlar.

Doðrusu uzun yýllardýr medya ve siyaset kurumuyla iliþkili bir kiþi olarak bu iliþkinin doðasýný anlamaya çalýþýyorum. 1987’de Milliyet’te staj yaparak baþladýðým gazetecilik dönemlerimde siyasi iktidarlarýn medyayý pervasýz ve ilkesiz bir þekilde kontrol etmeye, yönlendirmeye çalýþtýðýný, medya üzerinde terör estirdiðini düþünürdüm. Medya-siyaset iliþkisi elbette çok boyutlu ve dönemsel farklýlýklar sergileyen bir özellik taþýyor. Geçmiþte bunun olumsuz birçok örneðine de þahit olduk. Ancak özellikle son dönemde siyaset kurumu tarafýndan baktýðýmda bu iliþkinin çok da dýþarýdan göründüðü gibi olmadýðýný, en azýndan bu iktidara yönelik olumsuz imajýn hakkaniyeti yansýtmadýðýný düþünüyorum.

***

Basýn özgürlüðü meselesi haddizatýnda sermaye-gazeteci iliþkisinin kendi sistematiði içinde zaten ciddi bir kýskaç altýnda. Ýktidarýn gazetecilik olgusuna bakýþýný eleþtirenlerin öncelikle medya patronajýnýn gazeteciliðe bakýþýna, gazetecilikten ne beklediðine bakmalarý ve kendi içlerindeki denetim ve oto kontrol mekanizmasýný sorgulamalarý gerekir.

AK Parti iktidarý, merkez medyadaki bir kýsým yayýn gruplarýnýn desteðiyle bu noktaya gelmedi. Bu medya gruplarý ne iktidarý bu pozisyona taþýdýlar, ne de buraya gelmelerine olumsuz yayýnlarýyla engel olabildiler. Bu yüzden iktidarýn A veya B gazetesinden bir fayda beklemesi de, onun þerrinden çekinmesi de söz konusu deðil. 

Hükümete her gün türlü yollarla saldýran yayýn gruplarý ve yazarlarýn özgül aðýrlýðý biliniyor. Baþbakan Erdoðan’ýn bir kýsým haberleri veya yazarlarý eleþtirmesi basýna müdahale etme, onu hizaya getirme, birilerini iþten attýrma amacý taþýmýyor. Aslýna bakarsanýz daha önceki iktidar dönemlerinde kapalý kapýlar ardýndan yürüyen bu iliþki biçimi AK Parti iktidarýnda miadýný doldurmuþ durumda. Daha önce Baþbakanlar yargýya gitmezler, bu iþleri baþka türlü hallederlerdi. Baþbakan Erdoðan ise baþka yollara tevessül etmektense yüreðinden geleni açýk açýk söylüyor, kendini savunma hakkýný kullanýyor.

Milliyet’te yer alan haberler sonrasýnda Baþbakan’ýn müdahale ve baskýsý olduðu söylemini yayanlar iþin içyüzünü anlama gayreti göstermiyorlar. Kim kimi aramýþ, kim kime ne söylemiþ, aslýnda ne olmuþ? Bunu umursamayanlar kolay yolu seçiyorlar. Çünkü iþin aslýný öðrenmek yerine ‘gazeteciliðin namusunu kurtarma’ görüntüsü vermeyi veya ‘baský yapan hükümete kafa tutma’ havasýný pazarlamayý daha uygun buluyorlar. Abalýya vurmak daha kolay... Kendi taraflarýndaki yanlýþlarý görmek yerine hükümeti zan altýnda býrakacak tezviratlara sýðýnmak daha çok iþlerine geliyor.

Ýktidarla iletiþim içinde olmak isteyen medya yönetimlerinin bu iletiþimi çarpýtarak yansýtmasý ve kendi medyasýný iktidarýn sanal müdahalesiyle þekillendirmeye çalýþmasý ise daha büyük bir aymazlýktýr.

***

Medya-siyaset iliþkisi, patron-gazeteci iliþkisi, sermaye-gazetecilik iliþkisi gibi konular yapýsal sorgulamalar gerektiren boyutlar taþýyor.

Ancak mevcut gazetecilik anlayýþý da sütten çýkmýþ ak kaþýk deðil.

Ýçini kin ve nefret bürüyerek her gün düzenli olarak hükümeti topa tutmaya kendisini adamak, gazetecilik midir?

Baþbakana hakaret ederek, polemik üreterek þöhret olmaya çalýþmak gazetecilik midir?

Her gün patronun kýlýcýný hükümete sallayarak medya gücünü baþka amaçlar için kullanmak gazetecilik midir?

Gerçeði ve hakikati araþtýrmak, toplumu bilgilendirmek gibi bir amaç taþýmadan ideolojik savaþ yürütmek, bir kýsým odaklarýn tetikçiliðini yapmak gazetecilik midir?

Tekraren söylemek gerekirse, medya ile iktidar elbette belli bir iliþki ve iletiþim içinde olacaktýr. Yayýn yönetmenleri de gazetecilik açýsýndan bunun gerekliliðini iyi bilirler. Ancak bunu bir baský, kontrol, müdahale iliþkisi gibi yansýtmak ve hükümet üzerinde farklý imajlar üretmeye çalýþmak hiç ahlaki deðildir.

Söylediðim gibi Baþbakan Erdoðan doðru bulmadýðý hususlarý çýkar dobra dobra söyler, kendisini savunur, gerekirse hukuki yollara baþvurur. Bunun ötesinde kimse kendi tasarruflarýna hükümeti alet etmesin, ürettikleri tezviratlara bizim isimlerimizi karýþtýrmasýn.