Hürriyet’in camları

Yeni Şafak ve Akit Medya Gruplarına teröristler saldırı düzenledi.. Evvelâ içten, candan yürekten bir ‘geçmiş olsun’ demek istiyorum..

Daha çok yeni bu saldırıların hedefi olmuş bir gazetenin yazarı olarak, Yeni Şafak ve Akit’e neden saldırı tertiplendiği konusunda da gayet kuvvetli hislere sahibim..  

Bangır bangır terör örgütü ağzıyla yapmadıkları için..

Askere, polise kurşun sıkan alçak terör örgütlerine güzellemeler yapmadıkları için..

“... Ama onların da beslendikleri sosyolojik taban var, terör neden değil sonuçtur, silah da o insanların güvencesi, devlet savaşı bitirsin bıdı bıdı bıdı bıdı....”  

İhanet geyikleri yapmadıkları için hedef seçildikleri ortada..

Bir kez daha kuvvetli bir şekilde geçmiş olsun dostlarımıza..

***

Bu vesileyle hatırladım, bir de Hürriyet Gazetesi’nin camlarının kırılması hadisesi vardı..

Hatırlıyor musunuz?..

Hani büyükelçiler, parti başkanları falan gidip gelip el sürüp mesajlar veriyorlardı..

Önünde topluca fotoğraflar falan çektirilmişti.

Hürriyet meseleyi epey bir büyütmüştü.. 

Bir şey sorabilir miyim acaba?

Bu kadar büyüttüğünüz için soruyorum yani..

Sahi ne oldu o cam işi?..

Sadece daha büyük bir gerilim çıkmasın diye, öfkeli kalabalığı teskin etmek için gelmiş bir genç politikacıya mı yetti gücünüz?..

Her gün sayfalarınızda linç ettiniz Abdürrahim Boynukalın’ı..

Her fırsatta onu cam çerçeve indiren, özgür basını susturan biri gibi göstermeye çalıştınız..

E tamam da işin davası açıldı, iddianamesi tanzim edildi, aralarında Boynukalın’ın da olduğu 30 kişi hakkında takipsizlik verildi..

Şimdi o çok büyüttüğünüz hadisenin neden takipçisi olmuyorsunuz?..

Niye sormuyorsunuz hesabını?..

Sevgili Ahmet Hakan, her gün köşende neden sayaç-kontür döndürmüyorsun?

“Camımız kırılalı şu kadar gün oldu, hâlâ failler bulunamadı” diye..  

Yok mu elinizde kamera kayıtları, görüntüler..

Her gün Hürriyet’in birinci sayfasından yayınlayıp, “bu iş bizim için ifade hürriyeti işidir. Bu alçaklar bulunup cezalandırılıncaya kadar bize uyku yok” desenize..

Neden ihaleyi bıraktınız Abdürrahim Boynukalın’a?..

***

Boynukalın’ı, şiddet yanlısı gibi gösteren gizli kayıt video üzerinden mağduriyet oluşturma bayağılığınızın da farkındayız..

Ama unutmayın..

Genel yayın yönetmeniniz Sedat Ergin, bir gizli konuşması deşifre edilip masasına getirildiğinde, ‘midem bulandı, çırılçıplak soyulup, kentin en büyük meydanının ortasında bırakılıvermek gibi bir histi’ demedi mi?.. 

Derin Hürriyet Ertuğrul Özkök, ‘bizim santrali sadece bir gün dinleseler, bu binada kimse kimsenin yüzüne bakamaz’ diye yazmadı mı?..

Ahmet Hakan, özel bir buluşmada, kendi arkadaş sohbeti sırasında, bizim mahalleden bazı yazarlar hakkında daha ağır sözler söylemedi mi?..

Şimdi Abdürrahim Boynukalın, bu özel görüşmelerin deşifresi üzerinden itibarsızlaştırılmaya çalışılıyor.. Pes..

***

İronik olan da bu meseleyi sahiplenen politikacılar..

Ya hu Hürriyet’i savunmak Garo Paylan’a mı düşüyor?..

Geçen gün bütçe komisyonunda, Hürriyet Gazetesi’ni canhıraş savunan Garo Paylan’ın o halini, Hrant Dink iyi ki görmedi.. 

Eminim bir kez daha ölürdü..  

Hele CHP’ye ne diyeceksin?..

Kendi gençlik kolları başkanları terör örgütüne barikat ve hendek desteği verirken laf yok..

HDP gençlik kollarını hiç saymıyorum zaten..

Hendekteler mi halen yoksa dağa mı çıktılar bilmem.. 

***

Dünkü terör saldırılarına bakınca yeniden hatırladım Hürriyet’in camlarını..

Onlar unutsa da biz takipçisi olacağız..

Rahat ol Ertuğrul Özkök, Ahmet Hakan, Sedat Ergin, Yakup Yılmaz..

Kalın sağlıcakla..